6 Eylül 2012 Perşembe

Gazetecilik ya da Azmettiricilik




        Bulvar basını kavramı içeriğini git gide cıvıklaştırarak Türkiye'de de tam gaz devam ediyor. Bulvar basını anlamı itibariyle haberleri magazine yaklaştıran magazinin ise daha da suyunu çıkararak okurlarına sunan medya türüdür. İlk olarak temelleri İngiltere de atılsa da buralara gelmesi çok fazla sürmedi.

        Şu an ülkedeki bir çok basın kendini öyle tanımlasın ya da tanımlamasın "bulvar basını" görevi görüyor. Spor basınında da durum farklı değil. Cinsiyetçiliğin ya da militarizmin sık sık kendine yer bulabildiği spor basınından  bir grup durumu iyice ilerleterek bunu isim olarak seçmişti kendine. Sonra bunun cinsiyetçi olmadığını kanıtlamak için de bir "kadın" yazarlarına gazetelerini savundurtmuşlardı. Tıpkı Emre'nin "ırkçı değilim" diyebilmek için yanında Yobo ile basının karşısına çıkması gibi...

        NTVSPOR'da Spor Servisi programında Fuat Akdağ ve Mehmet Demirkol'un "Gökmen'in gazetesi" diyerek anons ettiği gazete bugün bir tuhaf manşetle daha çıktı karşımıza. Sosyal medyadaki taraftar yazışmalarından esinlendiklerini açıkça belirttikleri manşette haber değeri aradım bulamadım kendi adıma.

       Manşette gördüğünüz gibi Fenerbahçe ve Galatasaray'ın "sert çocukları" diyerek Meireles ve Melo'yu göstererek soruyorlar :Kim Döver! (Soru işareti olmamasını görmezden gelelim, çünkü en ufak yanlış o gibi gözüküyor) İki rakip takımın futbolcusunu birbirine sportif rakiplikten çıkarıp düşmanca bir söylemle "kim döver" diye sormak nasıl bir haberdir ya da bunun haber değeri var mıdır?

        Bu haberi şu şekilde savunabilirler ya da o mantıkla koydular; sosyal medyada taraftarlar konuşuyor biz de haberleştirdik. O zaman sorarlar sosyal medyada konuşulan her şeyi haberleştiriyor musunuz? Peki diyelim ki deplasman yasağı kalktı bu iki takım taraftarı bir maçta aynı statta yer alacaklar. Ve bir grup kendini bilmez holigan diyor ki stadımızda onlara taraftarımızın büyüklüğünü göstereceğiz bilmem kaç senesinde yaşanan kavgayı unutmadık, diğer grupta diyor ki bilmem kaç senesindeki kavgada ki gibi yine orada olacağız korkun bizden... Ve böyle uzayıp gidecek "döner bıçaklı", "emanetli" vs. ile çirkince bir ton muhabbet... O zaman da bu gazete iki taraftarın fotoğrafını yan yana koyup sorar mı: Kaç ölü olacak! (ünlem onların ünlemi)

       Evet tuhaf geliyor işin içine taraftarlı bir örnek katınca ama futbolcuları kafes dövüşçüsü olarak göstermenin bir adım ötesi Ünal Aysal ile Aziz Yıldırım'ı yan yana koyup Kim Döver sorusu olamaz herhalde. Her saha içi ve dışı şiddet olayında sütten çıkmış ak kaşık edasıyla şiddet ortamını eleştiren basın bu manşetlerini hep unutuyor.

     Futbolda sık sık bahsedilen "temizlik" kavramına basından başlamak belki de daha yerinde olacak. Hem de spor ya da diğer basın diye ayırmadan...

      İstanbul'daki Galatasaray Leeds United maçı öncesi ölen iki İngiliz vatandaş ve Galatasaray'ın galibiyetini "TWO SIZE" diye duyuran Star Gazetesi ile bugünkü bu spor gazetesinin amacı tarzı ve zihniyeti çok da farklı değil. Şiddet,cinsiyetçilik,ırkçılık hem haber(!) gazetelerinde hem de spor(!) gazetelerinde bol bol mevcutken biri "tribünlerde şiddetin önlenmesi" mi dedi?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder