8 Aralık 2013 Pazar

Gençlerbirliği,Partizan,Hacettepe,Teleoptik,Altyapı...

Pilot takım artık bir çok takımın organizasyonunda rastladığımız bir olgu haline geldi. Kimi birkaç alt ligden kimi yurt dışında bir başka ülkeden bir takımla anlaşmalar yaparak hem oyuncu alış verişinde hem de keşfedilen yeteneklerin pişirilmesinde pilot takımları kullanıyor.

Etkili kullanan kulüplerle beraber bu yapıyı sadece ismen sürdüren de bir çok kulüp var. Pilot takımın Türkiye’de en başarılı örneklerinden birini Gençlerbirliği sunmuştu. Asaş ile başlayan süreç daha sonra Gençlerbirliği Oftaş’a dönüşmüştü ve bu takım son olarak da Hacettepe olarak yoluna devam ediyor.
2007-2008 sezonunda Süper Lig’e çıkarak Gençlerbirliği’nin karşısına dikilen Oftaş ligin ilk haftasında Gençlerbirliği’ne karşı oynayan kadrosunda şu isimler ön olana çıkıyordu; Ferhat Odabaşı Giray Kaçar, Kadir Bekmezci İlhan Eker, Orhan Şam,Serkan Atak,Hakan Aslantaş… Bu isimler halen Süper Ligde farklı takımlarda forma giyiyor. O dönem alt yapıda yakalanan jenerasyonla A takımda değerlendirilemeyen isimlerin Oftaş’a aktarılması sonucunda müthiş bir sezon yaşatmıştı Gençlerbirliği camiasına Oftaş… Ligi de Gençlerbirliği’nin üzerinde bitirdiler. Buradaki isimlerin bir çoğu da maalesef efektif olarak A takımda kullanılamadılar.

Son yıllarda Türkiye’de üst düzey ligde oynayan hiçbir takım transfer politikasını alt yapısı ile ilişkilendirerek düzenlemiyor. Ki bir çok kulüpte transferle ilgili bir politika var mı bu da bambaşka bir soru. Gençlerbirliği de son yıllarda transferdeki tercihlerini Balkan ekolünden kullanıyor. Şu an hali hazırda Tosic,Tomic,Petrovic,Lekic ve Milan bonservisleri Gençlerbirliği’nde bulunan oyuncular. Lekic kiralık olarak Gijon’da yavaş yavaş form tutarken geride kalan 4 isimdense sadece Tosic ve Petrovic forma şansı bulabiliyor.

Tomic,Petrovic ve Milan Partizan alt yapısından yetişmiş daha sonra fabrikanın dışa ihraç ettiği oyunculardan. Partizan da pilot takım olarak Teleoptik takımını kullanıyor. Gençlerbirliği-Hacettepe ilişkisine benzer bir ilişkinin olduğu iki takım arasında son zamanlarda işler Ankara’dakinden daha iyi yürüyor.
Partizan alt yapıdan çıkan yıldız potansiyeli olan oyuncuyu A takıma “bulaştırmadan” önce kendisini daha rahat geliştirebileceği ve futbol olarak taraftar baskısının uzağında kendini rahat ifade edebileceği bir takım olan Teleoptik’e gönderiyor.

Bu sezon Gençlerbirliği’nin Hacettepe’ye gönderdiği isimlere bakınca bunların hepsinin geçtiğimiz yıl A2 Liginde final oynayan takımdan olduğunu görüyoruz. A2 takımının sol beki, iki stoperi, üç orta saha ve bir forveti Hacettepe’de forma giyiyor. Bu isimlerden stoper ikilisi ve orta saha üçlüsü sürekli olarak süre alırken diğer isimler kadroya girmekte zorlanıyor. Bu isimlerin A takıma yani Gençlerbirliği’ne umutla dönmesi beklenirken son yıllarda dönen oyuncu sayısının azlığı taraftarları umutsuzluğa sürüklemek için yeterince veri oluşturmuş durumda.

Hacettepe’den Gençlerbirliği’ne geçiş yapan oyunculardan son yıllarda en dikkat çeken isimler Artun, Uğur,Mert ve Yusuf Emre oldu. Artun geçtiğimiz yıl 3.ligin gol kralı unvanıyla geldiği A takımda tutunamayarak bu sezon tekrar Fethiye’ye kiralandı. Metin Diyadin’in verdiği şansı iyi değerlendiren Uğur Milli takıma kadar yükselirken kaleci Mert 3.kaleci olarak kadroda görev bekliyor. Yusuf Emre ise Mehmet Özdilek’in gelmesiyle dönem dönem forma şansı bulmaya başladı. Uğur’u bir kenarda tutarsak diğer 3 isimin şu an için bize çok büyük umutlar vaat etmiyor. Gençlerbirliği A takımında kendilerini kabul ettirseler dahi ligde ortalama kalitenin üstünde olup olamayacakları büyük merak konusu olmaya bir süre daha devam edecek.

Teleoptik de ise A takıma kazandırılan oyuncuların yanında Avrupa’ya transfer olan oyucu sayısı da bir hayli fazla. Milan, Tomic ve Petrovic bu organizasyonun bir ürünü olarak önce Partizan’a ardından da Gençlerbirliği’ne transfer oldu.(Petrovic Blackburn transferinden sonra Ankara’ya geldi.)
Diğer birkaç isime göz attığımızda ise imrenilecek bir yapı çıkıyor karşımıza: Danko Lazovic,Mitrovic,Nastasic,Marco Scepovic,Sulejmani ve Partizan’ın bu sezon çok şey beklediği isimlerden olan Jojic…

Geçtiğimiz günlerde basında yer alan bir haberde Gençlerbirliği’nin alt yapısındaki yeni hamle olarak “Çevre illerdeki kulüpler ve beden eğitimi öğretmenleriyle irtibat halinde olunarak yetenekli oyuncuların kulübe kazandırılması” planından bahsediliyor. Bu hayli önemli bir atak olmanın yanında Partizan bunu hali hazırda uygulayan kulüplerden biri. Petrovic’i de Partizan bu yolla keşfederek önce Teleoptik’e göndermiş ardından Blackburn’e satmıştı. Onun yanında bu çevre birimler kulübe; Kezman, Savic,Zoran Tosic,Krstajic gibi isimleri de kazandırdı.

Bu sezon yeni kurulan bir lig olan U19 Liginde mücadele eden Gençlerbirliği U19 takımı bu “çevre” atağının bir örneğini sunuyor kısmi olarak. Zaten yıllarca ÇSK,Tunç Altındağ gibi takımlardan da gelen bir çok oyuncu kulüp bünyesinde bulunuyor ve bunun yanında da okul takımında izlenerek kulübe kazandırılan oyuncular... Sadece iş bu kez daha geniş bir çevreye ve daha derli toplu bir yönteme büründürülüyor. Bu sezon A takımın kaptanı Ramazan bu yolla Tunç Altındağ takımından kulübe kazandırılmıştı.

Gençlerbirliği’nin transferde ilk kapısını çaldığı takımlardan biri haline gelen Partizan ile alt yapısında farkına olmaksızın bir çok benzer yön bulunuyor. Bir taraf alt yapısını epey aktif kullanarak bir diğerine oyuncu satabilirken Gençlerbirliği alt yapıdan yetişen oyuncularına güvenme konusunda biraz daha tereddütlü davranıyor. Bu sezon “olmayacak galiba” denilen bir anda yeniden doğan Uğur gibi birkaç isim daha çıkmazsa; Hacettepe bir pilot takımdan çıkarak alt liglerde orta sıralara oynayan bir takım hüviyetine kavuşması an meselesi olacak.   


Bu dönem Partizan ilerleyen yıllarda başka güçlü bir alt yapıya bağımlı olmamak için de güçlü bir alt yapıyla yeniden bir Oftaş hikayesi yazılabilir. Hem de bir öncekinden daha kalıcı bir şekilde olmaması için de bir engel gözükmüyor futbolcu simsarı menajerler haricinde…