4 Nisan 2013 Perşembe

Artun Akçakın: Bir Ankara Forveti...


Küçük yaşlarda bile bizden farklıydı,güçlüydü. Aramızda ona Adriano derdik.

Bu sözler Gençlerbirliği A2 takımında sağ çizgiyi ustalıkla kullanmasıyla bilinen ve bir kaç sene sonra Gençlerbirliği'nde A takımın vazgeçilmezlerinden olması beklenen Selahattin Özcan'a ait... "Adriano derdik" diye anlattığı kişi de Gençlerbirliği'nin genç ve kelimenin tam anlamıyla "ümit" vaat eden Ankara doğumlu forveti Artun Akçakın...

Artun küçük yaş gruplarında kendini belli eden ve futbol adamlarının "bu işten ekmek yer" dedikleri isimlerden biri. Gençlerbirliği'ne küçük yaş gruplarında mücadele eden Artun, alt yaş gruplarıyla  ilgilenenlerin dikkatini ilk olarak U-17 milli takımıyla çekmişti aslında... 2010 yılında düzenlenen şampiyonada milli takım kaptanlığı yapan Artun Yunanistan'a ve Çek Cumhuriyeti'ne attığı gollerle "geliyorum" diyordu. 67 kez giydiği farklı yaş gruplarındaki milli formayla 38 gol atan Artun üst seviyelerde de neler yapabileceğini göstermiş olsa gerek. Selahattin'in "ona Adriano derdik" lafına nazire yaparcasına alt yapılardaki hocası Tuncay Mocan da "kendisine bakar ve oyunun geliştirirse Türkiye'nin Adriano'su değil, Avrupa'nın Artun'u olur" diyordu.


Gençlerbirliği A takımı ile kısa sürede hazırlık kamplarına katılsa da, ilk olarak Hacettepespor'a kiralandı. Orada ilk yıl pek de iyi geçmedi onun için, "başlangıçta çok kötüydü her şey, ilk sezon çok zorlandım" derken, duyurulan maç kadrolarına bile çoğu zaman o tabloyla karşılaşmamak için bakmadığını söylüyordu. Bu kötü sezonun ardından yeni sezon yine Gençlerbirliği ile hazırlık kampı, yine sonuç olarak Hacettepe'ye kiralanma ile başlıyordu.

Ama bir şeyler değişmişti, artık o bakmak istemediği maç kadrolarında önce onun adı yazılmaya başlanmıştı. İlk on birin vazgeçilmezi olmuştu. Sezon sonu ise istatistik sitelerinde kaç maçta forma giydiğini bildiren 34'ün yanında parantez içinde 24 yazıyordu. 24 golle gol kralı olarak tamamladığı bu harika sezon ona artık A takım kapılarını ardına kadar açıyordu.

Bu sezon da adından söz ettirmeye devam eden Artun şimdilik kupa golcüsü olarak biliniyor. Artun oynadığı 3 kupa maçında attığı 7 golle bilmeyenlere de kendini tanıttı. Ankara'ya ilk geldiğimde, fırsat bularak gittiğim ilk maçtı Mersin İdman Yurdu ile Gençlerbirliği'nin oynadığı kupa maçı...

Mehmet Sedef'in tuhaf iki hatası ile kopup 3-1'e gelen maçta Fuat Hoca kurtarıcı olarak Artun'u oyuna sokmuştu. "Maç koptu nasılsa" niyeti ile oyuna alınmayan Artun oyuna canlılık da getiriyordu. Hurşut ile harika bir ikili olarak göz doldurduğu o maçta hiç yerinde durmayan, boş alana koşular yapan etrafına pas dağıtan Artun çabasının meyvesini 90. dakikada da olsa alıyor ve galibi değiştiremese de skor tabelasını değiştiriyordu. Çıplak gözle arada ekran olmadan ilk kez o 22 dakikada izlediğim Artun, onunla ilgili okuduklarımdan çok daha fazlasını düşündürüyordu bana.

Bu sezon ligde de 4'ü 11 olmak üzere 13 kez forma giyen Artun halen "ümit" veren oyuncu statüsünde çok şey vaat ediyor. Yaz ayında oynanacak 20 yaş altı dünya kupasında da takım kaptanı olarak mücadele edecek olan Artun milli takımın da en büyük kozu olacak.

En büyük handikapı, sabırsız ve tutarsız seyirci kitlesi olabilir. Geçtiğimiz hafta oynanan Elazığspor maçında yakaladığı pozisyonu değerlendirse bu hafta içinde herkesin konuşacağı bir forvet olacakken kaçırması sonucunda hiç hak etmediği laflara maruz kaldı.

Vleminckx'i kıskandığını söyleyen densizlerden tutun da Batuhan ile kıyaslayan gördüğünü yorumlayamayanlara kadar bir çok çeşit eleştiriye maruz kaldı. Alt yapıdan oyuncu isteyen bir ülkenin alt yapıdan çıkan oyuncuya karşı bu saldırma hırsı göz dolduruyor. Tıpkı Antalya maçından sonra Salih Uçan'a saldıranlar gibi muhtemeldir ki kısa sürede Artun'a söylediklerinden de utanan bir kitle ile karşı karşıya kalacağız.

Haziran'a az kaldı ama Artun muhtemelen yaza çıkmadan bahar ayı içinde bir güzellik yapacaktır Gençlerbirliği taraftarı için...Gol değil ölçü, bazen çaba da yetiyor...

Not: İlk fotoğraf Artun'un kişisel Twitter hesabından yayınladığı, 2000 yılında futbola ilk başladığı dönemde çekilen bir fotoğrafı...

1 yorum: