tag:blogger.com,1999:blog-50660965114882247422023-12-19T10:45:41.487+03:00Sportif MeselelerAndre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.comBlogger139125tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-1485344056421763062014-10-19T02:05:00.000+03:002014-10-19T02:05:17.653+03:00Veciti Derbi’de 147. Randevu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-BDZ87lnIErU/VELwnjOWxUI/AAAAAAAAAkg/JttkbQHmOMI/s1600/veciti11-610x400.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-BDZ87lnIErU/VELwnjOWxUI/AAAAAAAAAkg/JttkbQHmOMI/s1600/veciti11-610x400.jpg" height="261" width="400" /></a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Sırbistan’da hafta içi çok sıcak geçti. Arnavutluk maçı öncesinde geliyorum diyen kriz, gelip çattığında kimse şaşırmadı aslında. Türkiye Milli Takımı’nın başarısızlığı için “<em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">hafta sonu derbi var, her şey unutulur derbi konuşulur</em>” vurdumduymazlığı Sırbistan için geçerli değil. Hafta sonu derbi var ve bunun anlamı, ortamın sıcaklığı düşmeden bir başka büyük gerilim Belgrad’ı bekliyor olacak.<strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Partizan-Kızılyıldız</strong> Cumartesi günü 147. Veciti (Ebedi) Derbi’ye çıkacak.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
1946 Paskalyası’nda başlayan mücadele her geçen yıl dozu artarak devam eden bir gerilim filmine dönüşüyor. Sahada oynanan futbol hiç bir zaman size güzel futbol vaat etmez ama her zaman kendisini izletecek tetikleyici bir unsuru içinde barındırır.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Ligin kalitesi artık tartışılamayacak seviyede düştü. Milli takım ligden beslenemiyor desek abartılı bir cümle olmaz. Son iki maçlarındaki kadroya baktığımızda Ermenistan maçında, Jelen Superliga’dan hiçbir oyuncu ilk on bire giremedi. Arnavutluk maçında ise sadece bir oyuncu forma giyebildi. Ligden takıma katılan oyuncu sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Gençlerbirliği’nde sezon başından bu yana fırsat bulamayarak 131 dakika sahada kalan Radoslav Petrovic, kadroya sürekli davet alabiliyor. Önceki maçlarından ve performansından dolayı cepten yemek gibi gözükse de ligde o bölgeye alabilecekleri güvenecekleri, alternatif olur diyebilecekleri bir isim olmaması en büyük etken. Dick Advocaat ile yeni umutlarla yeni bir <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">“yapılanma”</strong> yoluna girmesi beklenen Sırbistan Milli Takımı’nın ve futbolunun işi kolay değil gibi gözüküyor.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Kağıt üzerinde üst seviye diyeceğimiz oyuncuların, bir türlü kusursuz bir yapboz görüntüsü çizememelerine halen bir çözüm bulunamadı. Danimarka, Portekiz, Arnavutluk ve Ermenistan’ın yer aldığı gruptan çıkamamaları durumunda “yapılanma” sürecinin başa saracağı da bir sır değil. Ülke futbolunun genel halinden pazar günü oynanacak derbiye dönecek olursak iki takımın bu sezonunu değerlendirmeyle başlayalım. İki takım da ligde mağlubiyetsiz devam ediyor ama dolu dizgin sıfatını verebileceğimiz takım 7 maçta 7 galibiyet alan Partizan. Kızılyıldız ise 8 maçta 6 galibiyet iki beraberlik aldı.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Kadrolara baktığımızda daha formda olan taraf da yine Partizan gözüküyor. Öne çıkan isimlerin en başında gelen kişi ise şüphesiz <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Karadağlı forvet Petar Skuletic!</strong> Onunla ilgili sadece rakamlar bile çok şey anlatıyor; 13 maç 12 gol 6 asist! 93 dakikada bir gole imza atan forvet Partizan’ın zaman zaman kısırlaşan futboluna kendi gücüyle yarattığı pozisyonlarla deva oluyor. Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Liginde attığı gollerle de takımını taşıyan Skuletic’in tek dezavantajı bu maçlarda ona destek olacak başka bir isim bulamaması. Skuletic ile ilgili son zamanlarda çıkan en önemli haber ise Niksic doğumlu futbolcunun geçtiğimiz hafta <em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">“Sırbistan Milli Takımı’nda oynamak istiyorum”</em> açıklamasıydı.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-qH0_rwr1ZmE/VELwusnmZkI/AAAAAAAAAko/PrjRv360d34/s1600/petar.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-qH0_rwr1ZmE/VELwusnmZkI/AAAAAAAAAko/PrjRv360d34/s1600/petar.jpg" height="258" width="400" /></a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Partizan’a hücumda en çok katkı veren isimler takımın tecrübelileri Lazovic ve İlic oluyor. Ilic artık yaşı itibariyle belli kondisyon sıkıntılarıyla uğraşsa da tekniğinden kaybettiği pek bir şey yok. Ayrıca sahada pas sayısı, gol sayısı gibi rakamlarına takılmadan bu isimlerin liderliklerini teslim etmek gerek. Takımın zor günler geçirdiği bir dönemde, maaşlarını alamayan futbolculara kendi ceplerinden ödeme yaparak krizi bertaraf etmeye çalışan kaptanlardan bahsediyoruz.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Partizan’ın çok şey beklediği ve 18-19 yaşlarındaki<strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;"> Zivkovic ile Ninkovic</strong> ise giderek artan performanslarıyla Avrupa pazarında rekabete yol açmaya başladılar. Savunmada ise İtalya’da yaz boyu transfer söylentilerinden düşmeyen <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Stankovic</strong>‘in verdiği güvenle oynayacaklar. Orta sahanın ortasında bu ara fazlaca sıkıntı yaşıyorlar. <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Drincic</strong> gibi sorumluluk almaktan kaçınmayan duran topları kullanabilen bir isim ile geçtiğimiz ay U21 Milli Takımında sakatlanan <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Brasanac</strong>‘ın yokluğu onları etkileyecek.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Kızılyıldız cephesinde ise rakamsal olarak ön plana çıkan ilk isim <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Djordje Rakic</strong>. Rakic, OFK Belgrad’dan çıkarak uzun bir dönem Almanya ve İtalya’da çeşitli takımlarda oynadı ve son olarak Katar macerasından sonra ülkeye dönüş yaptı. Oynadığı 8 maçta 4 gol ve 2 asist yaptı. Hücumda bir Petar Skuletic etkisi yapmasa da Kızılyıldız ona çok güveniyor. Gole ne olursa olsun ene yakın isim o.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Hücumda Kızılyıldız’ın güvenmek istediği ve yavaş yavaş forma vermeye başladığı bir diğer isim<strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Luka Jovic</strong>. 16 yaşındaki genç forvet, hafta içinde Guardian’ın 1997 doğumlu futbolcular arasından belirlediği 40 yetenekli futbolcu arasında gösterildi. Oyunun ikinci yarısında son 15-20 dakika aralığında oyunda giren Jovic, böyle bir maçta sorumluluk alabilecek bir durumda olmasa da golcü kişiliğiyle Kızılyıldız için çok şey vaat ediyor.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-l79_uKk4F7U/VELw1CvAdTI/AAAAAAAAAkw/Cb15TnblBTw/s1600/luka.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-l79_uKk4F7U/VELw1CvAdTI/AAAAAAAAAkw/Cb15TnblBTw/s1600/luka.jpg" height="291" width="400" /></a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Sezon başında Kızılyıldız’ın hücumdaki en büyük kaybı hiç şüphesiz <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Nenad Milijas</strong> oldu. Sezonun ilk 3 haftasında Kızılyıldız forması giyen tecrübeli isim kaptan olarak çıktığı 3 maçta 3 gol iki asist yaparak oyuna etkisini gösterdi. Ama bu güzel tablo Kızılyıldız için çok da sevindirici değildi. Çünkü ligin ilk haftası oynanan maçın ardından Milijas, Manisaspor’la anlaştığını açıkladı ve son iki maçta gösterdiği performans mutluluk yanında <em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">“Keşke gitmese/ydi”</em> iç sesleriyle ızdırap oldu Kızılyıldız tribünlerine! Ayrılıktaki en temel etkense finansal krizdeki kulübün mali yapısı. Uzun süredir alacaklarını alamayan futbolcular Partizan’daki gibi greve gitmeseler de her zaman bunu bir seçenek olarak söylemde tutuyorlar. Uzun zamandır ödenmeyen paralar var, örnek vermek gerekirse Gençlerbirliği forması giyen <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Dusko Tosic</strong>‘in bile oynadığı dönemden alacağı bulunuyor. <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Genel Sekreter Zvezdan Terzic</strong>, bunun bir plan dahilinde ödeneceğini daha yeni duyurdu. Zaten Şampiyonlar Ligine katılma hakkı kazanan takım bu ve benzer nedenlerle turnuvalardan men edilmiş yerine Partizan katılmıştı. Milijas şu an Manisaspor formasıyla da ligde çıktığı 5 maçta 2 gol ve 2 asist yaptı.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Kızılyıldız hücumda bu tecrübede ve skora direkt etki eden bir isimden yoksun kalması büyük bir handikap. <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Teknik Direktör Nenad Lalatovic</strong>, Milijas’ın görevlerini <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Darko Lazovic</strong>‘e verse de o etkinlik henüz sağlanabilmiş değil. Ama oradaki performansı Lazovic’e milli formayı yeniden kazandırdı. Kanatlardan Sırbistan kadar etkili olamadıkları bir gerçek. 8 maçta forma giyen <strong style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">Nejc Pecnik</strong>‘in sadece bir asisti olması rakamsal olarak da durumu ortaya seriyor. Hücuma top taşıma işini yüksek ihtimal Lazovic’e bırakacaklar bu maçta da.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Kızılyıldız her ne kadar ligin 9.haftasını oynayacak olsa da geç gelen transferler, beklenmedik ayrılıklarla henüz bir yapı oturtabilmiş değil. Bunun sıkıntılarını yaşıyorlar ve bu maça da bu handikaplarla çıkacaklar.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Veciti Derbi hakkında bir şeyler söyleyip tribünleri es geçmek olmaz. Çoğu zaman sahada oynanan futbolun önüne geçme konusunda hiç bir sıkıntı yaşamayan tribünler bu maçta da ön planda olacak. Son zamanlarda Sırbistan’da <em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">“birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde…”</em>diyerek bazı konularda ortak tepkiler verdiklerini söylemek mümkün. Bunun taze örneklerinden biri Gay Pride yürüyüşüydü. Homofobiyi besleyen ve bunu yaygınlaştıran en etkili gruplardan biri de Sırbistan’da tribünler. Aşırı sağcı Dveri hareketi <em style="border: 0px; margin: 0px; padding: 0px; vertical-align: baseline;">“homoseksüelizm ideolojisi”</em> karşıtı olduklarını ve bunun için savaşacaklarını söylemesinin ardından tribünler de taraftarları sokağa çağırmıştı. Bunların başını çeken iki büyük tribün şüphesiz ki Partizan ve Kızılyıldız’ın! Hem Grobari hem Delije, Sırp aile yapısı vurgusu ile yaptıkları çağrı metinlerinde yürüyüşü iptal ettirmek istediklerini belirtiyorlardı. Burada bir araya gelinip, polisle omuz omuza çarpışılmasa da ortak bir kararla sokağa indiler. Yine son Arnavutluk maçı Partizan’ın stadında oynanmış olsa da, şehir müdafaası adına Kızılyıldız cephesi de sözlerini söylemiş ve UÇK’lılarla ilgili “derin duygularını” dile getirmişlerdi.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-UUSLKJUWVUw/VELw77wwOzI/AAAAAAAAAk4/VnylNftkNWU/s1600/veciti3.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-UUSLKJUWVUw/VELw77wwOzI/AAAAAAAAAk4/VnylNftkNWU/s1600/veciti3.jpg" height="335" width="400" /></a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Kızılyıldız tribün grubu Delije’nin tribünlerdeki son vakıası ise Novi Pazar maçında olmuştu. Novi Pazar maçında rakip tribünü kızdırmak için önce Türkiye bayrağı yaktılar ardından da Fenerbahçe ve Türkiye aleyhinde küfürlü tezahüratlarla maçı tamamladılar. Bunun benzerlerini Partizan-Beşiktaş maçında görür müyüz, kesin bir şey söylemek güç. Ama Tottenham maçında Yahudilere hakaret içerikli pankart açan bir tribün için; Beşiktaş ve Türkiye aleyhinde açılacak bir pankart, söylenecek bir söz çok da şaşırtıcı olmayacaktır.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-LqOiR_eEKyo/VELxBhjirCI/AAAAAAAAAlA/O5lE9ddEKLA/s1600/veciti4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-LqOiR_eEKyo/VELxBhjirCI/AAAAAAAAAlA/O5lE9ddEKLA/s1600/veciti4.jpg" height="270" width="400" /></a></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
Maça günler kala Sırbistan’da internet sitelerinin “Derbiyi unuttunuz mu?” diye sormasından da anlaşılıyor ki milli maç bir çok şeyin önüne geçti. Ama maç saati ve günü yaklaştıkça Belgrad yeniden ısınacak ve keyifli futbol izlemek şimdilik hayalcilik olsa da; tribünler ve gerilim hep bu derbiyi önemli kılacak.</div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
<br /></div>
<div style="background-color: white; border: 0px; color: #333333; font-family: Verdana, Arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 17px; padding: 0px 0px 10px; text-align: justify; vertical-align: baseline;">
</div>
<br />Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-61211550528327762592014-09-22T00:43:00.002+03:002014-10-13T10:17:14.159+03:00Partizan Tribünlerinde Irkçılık<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgs8D3RuznbfXgyntgKTIgcP6BGIWgvrxqd-kc4M5sZYXOe-_uV8p2wcdIHpKwquSeXiWv00_nILDoqNeSRc481uF4hnq7vjtPxjCayspfNEA3GpofTao_Ek0NUNGUGbm6giwUwB2Yfafc/s1600/678x369_Partizan-ozur-diledi-dval0k0jri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgs8D3RuznbfXgyntgKTIgcP6BGIWgvrxqd-kc4M5sZYXOe-_uV8p2wcdIHpKwquSeXiWv00_nILDoqNeSRc481uF4hnq7vjtPxjCayspfNEA3GpofTao_Ek0NUNGUGbm6giwUwB2Yfafc/s1600/678x369_Partizan-ozur-diledi-dval0k0jri.jpg" height="217" width="400" /></a></div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Hafta içi oynanan Avrupa Ligi maçlarından sonrasıyla en çok konuşulan maç şüphesiz Partizan-Tottenham oldu. Hikayeyi biraz geriye sarmak gerek buradaki meseleyi daha iyi anlayabilmek için.</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Anti semitizmin bölge coğrafya ayırt etmediği bir gerçek. Yine böyle bir zamanda Chelsea taraftarları, Stamford Hill mahallesindeki Tottenham’ın stadı White Hart Line civarının Yahudi nüfus sayısını rakibi üzerinde bir üstünlük nişanesi olarak kullanmak istedi. Tottenham, pis Yahudilerin tuttuğu bir takımdı. Bunun için tezahüratlar bile yapıldı Chelsea taraftarları tarafından; “</span><strong style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Yine gazlayacak bunları Hitler/ Onları durduramayacağız Tottenhamlı Yidler…</strong><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Yid, Yahudi anlamında kullanılıyor. Tottenham taraftarları bu tezahüratlardan rahatsızlık duyuyorlardı. Nasıl duymasınlar, onlar da kendilerini sağcı olarak lanse ediyorlardı eşe dosta! Ama sonra baktılar olmayacak bunu bir sembole dönüştürmeye karar verdiler. </span><strong style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">“Evet biz Yid’iz”</strong><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"> demek ilk başlarda zor olsa da kulübün genlerine işleyecek bir mirasın başlangıcını yaptılar. Maçlara sonraları İsrail bayrakalrı getirmeye başlandı. Ardından kazanılan maçlarda Yiddo Yiddo tezahüratları yükseldi.</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Bir kulüp nesilden nesile Yahudi olarak anılmaya başlandı ve bunun hiçbir mantıklı açıklaması yoktu. Bu şöhret Yahudileri de Tottenham etrafında topladı ve artık onlar hakikaten Yid diyebiliriz.</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Tottenham bunun ünüyle belli bir sempati kazansa da çoğu yerde de ırkçı saldırılara halen maruz kalıyor. Birkaç sene önce Lazio taraftarlarının yaptığını bu kez Partizan taraftarı yaptı.</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Tribünde İskoçya’daki referanduma selam çakarcasına İskoç-Filistin bayraklarının dalgalandığını gördük maçın ilk dakikalarında. Ama maçtan sonra İngiliz medyasında “kabul edilemez” başlığıyla sunulan haberde açıkça Yahudi karşıtı bir pankartın da olduğu görüldü.</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Tottenham teknik direktörü Pochettino’nun da “kabul edilemez” şeklinde yorumladığı pankart için Tottenham UEFA’ya başvurdu. O sırada Partizan’dan da jet bir özür geldi.Haber Bosnak sitesinde yer alan habere göre Partizan’ın özür metni şu şekilde:</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><em style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">“Pankartın içeriği Sırbistan vatandaşları ve Partizan taraftarlarının ezici çoğunluğunun fikirlerinin tersi yönündedir. II. Dünya Savaşı’nda Avrupa halklarının anti-semitizme karşı verdiği savaşın ardından anti-faşist ilkeler üzerine kurulmuş olan bir kulübü bu tür karanlık ve uygarlık karşıtı tepkilerle bağdaştırmak saçmadır. Sadece anti-semitik doğasından dolayı değil, aynı zamanda Sırbistan ve Partizan’a karşı da nefret içeren bu düşüncesizce hareketin sorumlularını kınıyoruz. Hakarate uğrayan herkesten özür diliyoruz. Tekrar vurguluyoruz, pankart kulübümüzün tarihine ve geleneklerine tamamen aykırıdır”</em><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Partizan’ın özründe anti faşist vurgu ön plana çıkıyor. Çünkü geleneklerinde dedikleri gibi var bu maya. Ama gerçekten bugün böyle mi?</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">90’lı yıllara doğru yavaş yavaş değişmekte olan durum Bosna Savaşı sonrası ise tamamen ayyuka çıktı. Artık anti faşist ilkeler doğrultusunda kurulmuş takımın yerine tribününde Bosna Kasabı diye anılan Tomislav Karadzic’in posterini açan bir kulüp geldi. Bireysel bir şey deyip geçilecek bir mesele de değil bu. Takımın en büyük ve en eski taraftar grubu Grobari, onu anımsatan pankartlar asmaktan göndermeler yapmaktan vazgeçmiyor. Biraz sosyal medya araması yaptığınızda Karadzicli-Partizanlı Facebook gruplarına denk geliyorsunuz.</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Bu ırkçı pankartla ilgili son durum ise Partizan yönetiminin her türlü erken girişimine rağmen 4 Ekim’de UEFA Disiplin Kurulunda görüşülecek. Bizim medyada bir bayram havası da inceden hissediliyor; “Beşiktaş maçı seyircisiz mi?” diye başlıklar atıldı bile. Bu ırkçılığın yapılıp yapılmaması değil zaten önemli olan, Beşiktaş’ın maçında stat dolu olacak mı?</span><br style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;" /><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;">Çok şey de beklememek gerek biliyorum. Bu spor medyası Türk takımlarının Avrupa’daki rakiplerindeki yıldız bir oyuncunun bacağı kırılsa “x’e sevindirici haber” diye servis ediyor. “Yahudilere ırkçılık yapılmış haberdeki asıl mesele bu” diye düşünmek akıllarına gelmiş midir, belki!</span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #4b4b4b; font-size: 15px; line-height: 22px; text-align: justify;"><br /></span></span>Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-58920299657389361032014-07-27T16:33:00.001+03:002014-10-13T10:19:50.210+03:00Filistin Futbolu da Direniyor<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg41iLXmoWsWKCUP22p9D3No_bWMiDGBmq734tovFrxow7yVoJc8YNnPkcMQbXQ2YvWmSlc_P5lxpZLkpW6UocUv1x2eKxAZ8zgcPdZcnOyJE7pBQ22MXjA2hYS2-MKYKT6SSf9jcgqQ04/s1600/Palestinian-soccer-player-008.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg41iLXmoWsWKCUP22p9D3No_bWMiDGBmq734tovFrxow7yVoJc8YNnPkcMQbXQ2YvWmSlc_P5lxpZLkpW6UocUv1x2eKxAZ8zgcPdZcnOyJE7pBQ22MXjA2hYS2-MKYKT6SSf9jcgqQ04/s1600/Palestinian-soccer-player-008.jpg" height="240" width="400" /></a></div>
<i><span style="background: white;">Açlık grevini yaparken neredeyse ölecek duruma gelmiştim,
serbest bırakıldığımda ise yeniden doğmuş gibiydim…<o:p></o:p></span></i></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu sözler Filistin Milli Takımı’nda forma giymiş ve Filistin
futbolunun büyük umutlarla gelişimini izlediği Mahmoud Sarsak’a ait. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Mahmoud Sarsak, bazı kaynaklara göre bir futbol maçı için bazı
kaynaklara göre ise transfer olmak üzere Batı Şeria’ya geçmek isterken İsrail
güçleri tarafından 21 yaşında “yakalandı”. İsrail’in ona isnat ettiği suç
İslami Cihad örgütüne üye olmasıydı.Mahmoud’un bu örgütle hiçbir bağlantısı
yoktu ama anlatmasına fırsat verilmemişti zaten. Kendisinin de söylediği gibi o
geçitten geçmesi konusunda bir sıkıntı olacağını düşünseydi buna kalkışmazdı
bile. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Mahmoud hapse girdiğinde onunla aynı kaderi paylaşan, üniversite
öğrencileri, doktorlar, kendisi gibi futbolcular ve sanatçıları gördü.
“İsrail’in hedefi, Filistinlilerin yeteneklerini dünyaya göstermelerini
engellemek ve başarılı olma ihtimallerini yok etmek” diyen futbolcu 3 yıllık
mahkumiyetinin son aylarını açlık grevinde geçirdi. Bu üç yıl boyunca savunma
dahi yaptırılmadı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Mahmoud’un açlık grevi FİFA’nın bile dikkatini çekti. Yine aktif
ve emekli futbolcular bir imza kampanyasına ön ayak oldular. Eric Cantona, Abou
Diaby,Frederic Kanoute, Lillian Thuram gibi isimler Mahmoud’un serbest
bırakılması için girişimlerde bulundular. Mahmoud yıllar sonra verdiği bir
röportajda FİFA’nın yardım etmediğini, Sepp Blatter’in açıklaması dışında bir
destek göremediğini ama ünlü futbolcuların desteklerinin uluslar arası kamuoyunda
ses getirdiğini söylüyor.<o:p></o:p></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
3 aylık açlık grevi ve kamuoyunda oluşan baskı serbest kalmasını
sağladı. Ama Mahmoud Sarsak 21 yaşında girdiği hapishaneden 24 yaşında yarı
kiloda çıkıyordu. Sezon başı antrenmanını kaçıran futbolcunun tüm sezon boyu
her olumsuz performansının buna bağlandığı profesyonel futbol yaşantısında 3
yılı kaçıran; psikolojik ve fiziksel olarak “erimiş” bir futbolcunun işi hiç de
kolay olmayacaktı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yine de o deneyecek ama fırsat bulabilirse. İsrail’in
saldırılarında ölen Filistinli sayısı Mahmoud’un hikayesini anlatmaya
çalıştığım sırada çoktan bini geçmişti. İsrail, Filistinli futbolcu Mahmoud’un
futbol kariyerinde telafisi olmayan yıllarını çalarken bugün de U17 Milli
Takımının kalecisi Ahmed Abu Siad’ın ölüm haberini aldık. Henüz 16-17
yaşlarındaki Ahmed’in de hayalleri Mahmoud’dan farklı değildi ve İsrail onun
hayallerini çalmaktan daha fazlasını yaptı. <o:p></o:p></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yine 31 Ocak’ta Faysal Hüseyin Stadında yaptıkları antrenmandan
dönen Cevher Nasır Cevher ve Adem Abdül Rauf Halebiye, İsrail askerlerinin
kurşunlarına hedef olmuştu. Cevher’in ayağına 10 kurşun, Adem’in iki ayağına
birer kurşun sıkılmıştı. İsrail’in Filistinli sporculara sistematik olarak
uyguladığı bu sindirme ve baskı da Mahmoud Sarsak’ın iddialarını doğruluyor.
İki genç futbolcu bir daha futbol oynayamayacaklarını öğrendiler. Filistin
Federasyonu bu sorun için FİFA’ya başvurduğunda oyalanmaktan başka bir şey ile
karşılaşamadı. <o:p></o:p></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Futbolcuları tutsak edilen, öldürülen, yaralı bir şekilde futbol
oynayamaz hale getirilen ve statları-antrenman tesisleri bombalanan Filistin
2015 Asya Futbol Şampiyonası’na katılmaya hak kazanmıştı. 2015’te o turnuvada
olabilecekler mi, şüpheli. Çocukların
her gün öldüğü , çığlıklarının sokakları inlettiği Filistin’de bu turnuvaya katılmak,
her şeye rağmen buradayız demek çok önemli belki ama buna güçleri kalmamış
olabilir. 2015 Ocak’ında Avustralya’daki turnuvaya sayılı günler kala bunun
heyecanını yaşaması gereken insanlar üçüncü bir İntifada’nın eşiğinde ve
gruplarındaki Japonya, Irak ve Ürdün’den önce kazanmaları gereken büyük bir
mücadele var. <o:p></o:p></div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-43121940522293590652014-07-23T10:01:00.000+03:002014-10-13T10:24:58.093+03:00Partizan-Ludogorets Eşleşmesi ve Önceki Hikaye <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTEggjoIzbvuuk44YdxkGtDk3guWKC6rtg4orJeV2oCAiEXMqs14yHweWm05fezRdD5QYLzJtKyUkhH4sL6n_Ej8BMENc-psKq-NdNFG_v2jrS4O0EJckUhzmQFpe-ogx6aSjwfFmJt9o/s1600/Partizan-ludogorac-111.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTEggjoIzbvuuk44YdxkGtDk3guWKC6rtg4orJeV2oCAiEXMqs14yHweWm05fezRdD5QYLzJtKyUkhH4sL6n_Ej8BMENc-psKq-NdNFG_v2jrS4O0EJckUhzmQFpe-ogx6aSjwfFmJt9o/s1600/Partizan-ludogorac-111.jpg" height="266" width="400" /></a></div>
Henüz bir yıl geçmedi o günün üzerinden ve iki takım yeniden karşı karşıya geldi. Bu eşleşmeyi önemli kılan ise bir önceki eşleşmede elenen Partizan takımına taraftarının tepkisiydi.<br />
<br />
Geçen sezon 3. Ön Eleme turunda karşı karşıya gelen iki ekibin karşılaşmasında ilk maçı kendi evinde Ludogorets 2-1 kazanmıştı. Rövanş için avantajlı bir skor ile Belgrad'a dönen Partizan aslında turdan emindi. Güçlü taraftarı ve genç-tecrübeli oyuncu uyumunu iyi yakalamış kadrosuyla favori olan taraf da Partizan'dı. Rakip her ne kadar son yılların yükselen değeri olan Ludogorets olsa da.<br />
<br />
88.dakikada ucuz bir penaltı verildiğinde Belgrad adeta düşüyordu. Stattaki derin sessizlik ve gerginlikle geçen saniyeler sonucunda Zlatinski penaltıyı gole çevirdi ve skor 1-0'a geldi. Son saniyelerde artık gol arayan bir takım olarak değil, Partizan goller arayan bir takım olarak sahadaydı. Denemeler oldu, zorlamalar oldu ama o gol bir türlü gelmedi.<br />
<br />
Turu iki maçta aldığı galibiyetlerle Ludogorets alırken geride yıllar geçse de unutulmayacak bir sahne bırakmıştı.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTsv-ai9-wkqMZMu0sKVwKWGhwuRYREheGVIpgGW6ITl3IQ0jHX9-42CMVm-x_Qd-kyVfRIloDGbudSy1p9xpRrjgHzF4Ijl1aVAnHEb6e_c87U7tntfPn9qUUqxDy8F5jBwH0YryHw3k/s1600/1073353-17123720-640-360.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTsv-ai9-wkqMZMu0sKVwKWGhwuRYREheGVIpgGW6ITl3IQ0jHX9-42CMVm-x_Qd-kyVfRIloDGbudSy1p9xpRrjgHzF4Ijl1aVAnHEb6e_c87U7tntfPn9qUUqxDy8F5jBwH0YryHw3k/s1600/1073353-17123720-640-360.jpg" height="225" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i><br /></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i>Marko Scepovic ve Milan Smiljanic bir arada</i></div>
<br />
Maç sonu tribünler taraftarı yanlarına çağırdı. Gösterilen çaba için sunulan cılız alkışların yanında öfke yoğundu. Futbolcular Alcatraz taraftar grubunun önüne geldiğinde, karşılıklı tezahüratlarla başladı her şey. Ya da biz öyle sandık. Futbolculardan biri tribüne formasını atmaya giderken, forma kabul görmedi ve Alcatraz tribün lideri Milos Radisavljevic sahaya indi. Milos hedefini belirlemiş bir şekilde sahaya doğru yürüdü ve oyuna ikinci yarıda giren forvet Scepovic'in yanına geldi. Kaptanlık bandını takan Scepovic'ten bandı söküp alan Milos tekrar tribüne döndü. Gerisinde elenmenin ve bu aşağılanmanın ardından yıkılmış bir takım, önünde ise çılgınca tezahüratlarda bulunan Alcatraz tribünü vardı.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
Sonrasında Scepovic sezonu dahi açmadan soluğu Yunanistan'da aldı. Olympiakos ile çıktığı 17 maçta 7 gol 3 asist yapan Scepovic'siz bir Partizan-Ludogorets eşleşmesi bizi bekliyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHOp-KgVKtluEqXyMihpANt_JPbqdL24fzU5UQktwhK8ZSgJMalSRvuvGt55M5onpM5d-62FdwZMzXqc-jVUEqW7c1AMwXGUFA8_UmxsvayUnaUQw86pVuanhDJf4eRtWEOo63Lop8bGM/s1600/367201_radisavljevicscepovic1_f.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhHOp-KgVKtluEqXyMihpANt_JPbqdL24fzU5UQktwhK8ZSgJMalSRvuvGt55M5onpM5d-62FdwZMzXqc-jVUEqW7c1AMwXGUFA8_UmxsvayUnaUQw86pVuanhDJf4eRtWEOo63Lop8bGM/s1600/367201_radisavljevicscepovic1_f.jpg" height="228" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i><br /></i></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i>(Milos ile Scepovic işi tatlıya bağlamış gibi gözükse de Scepovic artık Olympiakos'ta)</i></div>
<br />
Ne olur bilinmez ya da Partizanlı futbolcular maça bu yönden bakacaklar mı; simgesel olarak da olsa o kaptanlık bandını Alcatraz'dan alabilecekler mi göreceğiz. Ama en azından izleyenler ve Partizanlı taraftarlar için bir maçtan fazlası diyebilirim. <br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/4VSqwdZQ-Yk?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-53811740550246921812014-07-20T18:39:00.001+03:002014-10-13T10:27:18.501+03:00Ahmet Oğuz - Koşu yarışını kazandı, futbol kariyeri başladı!Geçtiğimiz yılı Hacettepe'de 34 maça çıkarak şampiyon kapatan Ahmet Oğuz, bu sezon başarısının karşılığı olarak Gençlerbirliği takımına katıldı. Sağ bekte ciddi bir alternatif olacağının sinyallerini veren Ahmet taraftara yakın zamanda "Türkiye'nin en iyi sağ bekini izletmek istiyorum" mesajı yolladı. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Öncelikle kendini ve futbola nasıl başladığını anlatır mısın?</span></b><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">16 Ocak 1993 tarihinde Yozgat-Sorgun’da doğdum. Liseyi bitirdikten sonra okula devam etmedim, futbolu seçtim. Futbola başlamam biraz enteresan oldu. Futbola başlamak için bir futbol okuluna kayıt yaptırmam gerekiyordu ama ailemin durumu iyi değildi. Böyle bir iş için ekstra para veremezlerdi. Paramız yoktu. Hollanda’da amcamlar yaşıyordu. Babam onlardan bizim için para istedi. Onlar gönderdi ama bu kez de abimle mücadeleye girdim. Amcamlar para göndermişti ama sadece bir kişilik kayıt paramız vardı elimizde. Babam bize bir koşu yarışması yaptırdı. Kim kazanırsa o kayıt yaptıracaktı. O yarışı ben kazandım ve kayıt yaptırdım. Nasip kısmet işi galiba bizimki biraz da…Önce Şekerspor’a yazıldım, sonrasında futbola biraz daha alıştıktan sonra 2002 yılında Gençlerbirliği alt yapısına geldim. Çok kısa sürede de takıma seçildim. Bir çok yaş grubunda forma giydikten sonra son 3 sezonumu da Hacettepe’de geçirdim.</span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b style="text-align: start;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Hangi mevkide oynuyorsun, seni tanımayanlar için biraz bahseder misin özelliklerinden?</span></b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">Ben futbola forvet olarak başladım. Sonrasında alt yapı yaş gruplarında orta sahada görev aldım. Son olarak Veyis Kanber hocamız beni şimdiki mevkiim sağ beke çekti. Orada oynadığımda daha başarılı ve takımım için daha verimli oldum. Bu alt yapı sürecinde zaten Veyis Hocamın da diğer alt yapı hocalarımın da benim gelişimim de büyük katkıları oldu. Onların hepsine teşekkür etmek istiyorum. Hepsinden bir şey öğrendiğimi düşünüyorum. Hızlı bir oyuncuyum, sağ bekten ileri çıkıp hücuma destek verebiliyorum. Kendimi daha da geliştirerek oyunu tamamen iki yönlü oynayan bir bek olmak istiyorum.</span></div>
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;" />
<b style="text-align: start;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Geçtiğimiz yıl Hacettepe’deydin ve şampiyonluk yaşadın. Geçtiğimiz sezonu anlatır mısın?</span></b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">Geçtiğimiz sezon bizim için çok güzel geçti. Şampiyonluk bizim için özel bir duyguydu. Türkiye Kupası’nda da güçlü rakipleri elemiş, takımımızın ne kadar kaliteli olduğunu göstermiştik. Ligin ikinci yarısının benim hayatımda hep apayrı yeri olacak. Hem takım olarak hem bireysel olarak daha iyi bir çıkış yaptık. Şampiyonluğa da inanmıştık ve başardık!</span><br />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;" />
<b style="text-align: start;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Bu sezon artık A takımdasın, Gençlerbirliği’nde hedeflerin neler?</span></b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">Gençlerbirliği’nde öncelikle kalıcı olmak istiyorum. İlerleyen dönemlerde de şans bulup bu şansı en iyi şekilde değerlendirmek istiyorum. Ben çalışırsam ve kendimi gösterirsem elbette şans gelecektir.</span><br />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;" />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">Takımda da çok iyi bir ortam var. Hem alt yapıda birlikte oynadığımız arkadaşlar hem tecrübeli ağabeylerimiz bize çok yardımcı oluyorlar. Hiç yabancılık çekmedim antrenmana ilk çıktığım andan beri.</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Taraftarlara bir şey söylemek ister misin?</span></b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Taraftarımızın önünde oynamak için sabırsızlanıyorum. Özellikle sağ bek oyuncusu olduğum için saha içinde onlara çok yakın olacağım ve kendimi geliştirerek onlara Türkiye’nin en iyi sağ bekini izlettirmek istiyorum.</span>Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-3342535984275454012014-07-20T18:15:00.002+03:002014-10-13T10:27:28.192+03:00Ersel Aslıyüksek: Gençlerbirliği'nin beni seçmesi büyük bir gurur<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Gençlerbirliği'nin yeni transferlerinden Ersel Aslıyüksek hem Kartalspor'da yaşadıklarını hem Gençlerbirliği'ne geliş sürecini hem de gelecekle ilgili planlarından bahsetti. </span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;"><br /></span>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b style="text-align: start;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;"><br /></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b style="text-align: start;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Öncelikle kısaca kendini tanıtır mısın?</span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">8 Mart 1993 tarihinde İstanbul’da doğdum, aslen Rizeliyiz. Eğitim hayatımda liseye kadar okudum, sonrasında futbol daha ağır bastı ve tamamen futbola yöneldim.Ankara'ya gelmeden önce ailemle yaşıyordum.</span></div>
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;" />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">İlkokul 4.sınıfta, okul takımında oynarken Kartalspor’dan hocalar beni izlemişler, beğenmişler. Beni Kartalspor’un altyapısına almak istediler. O dönemlerde Kartalspor altyapısından çıkmış Volkan Demirel, Egemen Korkmaz, Servet Çetin gibi isimleri televizyonda izliyordum. Kartalspor o yüzden benim için önemli bir adım olacaktı. İlk futbola bu şekilde başladım ve 9 sene Kartalspor’ın altyapı takımlarında ve A takımında oynadım. </span><br />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;" />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;"><b>Peki oynadığın mevki ile ilgili neler söylemek istersin, seni tanımayanlar için nasıl bir oyuncu olduğunu anlatır mısın?</b></span><br />
<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">Futbola ilk başladığım günden beri hep forvet oynadım. Altyapılarda bu değişebiliyor, birçok golcü oyuncu kariyerine stoper olarak ya da kaleci olarak devam edebiliyor ama ben ilk günden bu yana golcüydüm. Sadece altyapıda bazı maçlarda zaman zaman kanatta oynadım. Oyun yapımdan bahsetmem gerekirse hızlı bir oyuncuyum. Havadan ya da yerden gelen toplarda son vuruşlarıma güveniyorum. Altyapıdan bugüne dek hep tek forvet olarak oynatıldım ve başarılı olduğumu da düşünüyorum. İzlediğim oyunculardan Falcao ve Alexis Sanchez’i çok beğeniyorum. Onların oyun yapılarını kendime örnek alıyorum, futbolumu daha da geliştirmek için onları izliyorum diyebilirim.</span><br />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;" />
<b style="text-align: start;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Transfer olma sürecinde Gençlerbirliği adını ilk duyduğunda neler düşündün?</span></b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">Gençlerbirliği’nin beni transfer etmek istediğini öğrendiğimde çok heyecanlandım. Süper Ligin köklü kulüplerinden ve çok iyi bildiğim bir kulüptü. Tereddüt etmeden buraya gelmek istedim ve geldiğim için de çok mutluyum. Gençlerbirliği gibi büyük bir kulübün beni seçmesi ve benim buraya gelmem benim için büyük bir gurur! Süper Lig’den başka takımlar da istedi beni ama ben Gençlerbirliği’nde genç oyunculara önem verildiğini bildiğim için buraya geldim.</span><br />
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;" />
<b style="text-align: start;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Gençlerbirliği’ndeki hedeflerin neler?</span></b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px; text-align: start;">Gençlerbirliği’ndeki ilk hedefim burada kalıcı olmak. Böyle bir camiada başarılı olmayı çok istiyorum. Ve daha önce hiç giymediğim milli takım formasını giymek istiyorum. Avrupa hedefim de var ama öncelikli olarak Gençlerbirliği var benim için şu an!</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;" />
<b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;"> Son olarak taraftarlara söylemek istediğin bir şeyler var mı?</span></b><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: Helvetica, Arial, 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 18px;">Ankara’ya gelmeden önce de Gençlerbirliği taraftarıyla ilgili birçok şey duymuştum. Ülkemizde taraftarlık olarak özel bir yerleri olduğunu düşünüyorum. Burada takım arkadaşlarım da, çok genç bir taraftar topluluğumuz olduğundan ve taraftarlarımızın takımı çok sahiplendiğini ve her zaman futbolcuların yanında olduklarını söylediler. Genç oyunculara kulübümüz gibi onların da ayrı bir önem verdiklerini sempati beslediklerini duydum. Umarım ben de onlara layık olarak kendimi sevdiririm ve 19 Mayıs’taki ilk maçımda gol atarak onları mutlu ederim.</span>Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-41818971656302742842014-06-09T01:42:00.001+03:002014-06-09T01:44:45.616+03:00Bogdan Stancu: Rakamlardan Çok Daha Fazlası <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-2HYbBs3Pg6o/U5TkchbLC9I/AAAAAAAAGkQ/nFVwSDOIsc8/s1600/stan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-2HYbBs3Pg6o/U5TkchbLC9I/AAAAAAAAGkQ/nFVwSDOIsc8/s1600/stan.jpg" height="200" width="400" /></a></div>
Yerine geldiği isim ne Lekic ne Ekigho'ydu. Björn Vleminckx'in yerine gelmişti o! Bir çok aday konuşulmuş, bir çok isimle görüşülmüş ve sonuç "bari Stancu'yu alalım" olmuştu.<br />
<br />
Stancu Ankara'ya geldiğinde çok büyük ümitler barındırmamakla birlikte yine de <span style="color: red;">"<a href="http://sportifmeseleler.blogspot.com.tr/2013/08/umudumuz-stancu.html" target="_blank">Umudumuz Stancu</a>" </span>demiştim sezon başında. O zamanki düşüncem "hücumda büyük bir caydırıcılığa sahip değil ama güçlü bir hücum hattı" oluştuğu yönündeydi. Çünkü Stancu hep yardımcı forvet gibi rollere bürünmüş hep indirilen toplarda ileri ucun bir adım gerisindeki adam olarak gole gitmişti. Orduspor'da ilk sezonda 10 ikinci sezonda 11 gol atmıştı ki 2012-2013 sezonunda Gençlerbirliği'nin hiç bir oyuncusu bu sayıya ulaşamamıştı.<br />
<br />
İlk golünü 2.hafta Akhisar maçında attıktan sonra hem takım hem Stancu suskunluk dönemine girmişti. Takım gol atamıyordu ve takımın hücumcuları Stancu ve Zec hedef tahtasındaydı. İki isim de bu yükü omuzlarında tüm ağırlığıyla hissederken bu işin Stancu ve Zec ile olmayacağı konuşulmaya başlamıştı bile.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-LGd4k2DPkvc/U5Tk5pPUQ_I/AAAAAAAAGkY/Z43K8JLtLF8/s1600/stancu3-615x442.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-LGd4k2DPkvc/U5Tk5pPUQ_I/AAAAAAAAGkY/Z43K8JLtLF8/s1600/stancu3-615x442.jpg" height="286" width="400" /></a></div>
Sivasspor maçından önce Stancu basına ; "Ben forvet oyuncusuyum, bugüne kadar bir çok maçta bir çok gole imza attım ve bu golleri atmaya da devam edeceğim" şeklinde konuştu. 9.haftada ise Mehmet Özdilek'in gelişiyle birlikte Stancu kendisini doğrulamaya başladı. Önce Elazığspor maçıyla takımını galibiyete taşıdı, sonra 2-0 biten Eskişehirspor maçında iki gole de adını yazdırdı. 2-0'dan 3-2'ye çevrilen Trabzonspor maçında ise ilk isyan bayrağını açan sürükleye sürükleye golü atan isim oluyordu. Ve Stancu gollerine başlamıştı...<br />
<br />
Antep maçında attığı gol mağlubiyeti önleyemese de Galatasaray maçında Muslera'yı , Sneijder'in Juventus'a attığı gole nazire yaparcasına mağlup ediyor ve 1 puanı koparıyordu. Stancu artık rakiplerin üzerinde durduğu taraftarların gerçekten "Umudumuz" dediği bir isim olmuştu. Daha sonra yine Akhisar, Karabük,Konya,Elazığ Sivas ağlarını da havalandıran Bogdan Stancu 13 gole ulaştı.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-RhOvjniYjMc/U5TlSwCb6cI/AAAAAAAAGkg/j22bwqPfG0g/s1600/stancu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-RhOvjniYjMc/U5TlSwCb6cI/AAAAAAAAGkg/j22bwqPfG0g/s1600/stancu.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
<br />
Krallıkta iddialı konuma gelen Rumen oyuncu talihsiz bir sakatlık geçirdi ve ligin son beş haftasında formasından uzak kaldı. Buna rağmen uzun süre krallık sıralamasında geçilemeyen Stancu yine de zirveye çok yakın bir isim olarak sezonu bitirdi.<br />
<br />
Stancu 13 gole ulaştığı sezonda kendi rekorunu alt ederken takımına 8 asistlik de muhteşem bir katkı yaptı. 13 gol ve 8 asist takım içindeki gol ve asist krallığına da Stancu'yu oturtuyordu.<br />
<br />
Stancu sıfır saha içi ego, muhteşem özverisiyle rakamların da ötesinde bir futbolcuydu. "Benim kaç attığım ya da kariyer rekorumu kırıp kırmadığım önemli değil, gol atmayı elbette isterim çünkü ben bir golcüyüm. Ama takımımın kazanması her şeyden daha önemli" diyen Stancu taraftarın gönlünde haklı bir şekilde taht kurmuştu. İleride rakibe pres yapan kaptırdığı top için kendi ceza sahasına kadar rakibi kovalayıp topu geri alan, sakatlığının el verdiği son noktaya kadar kendini zorlayan bir figür var karşımızda.<br />
<br />
Alınacak forvet ya da hücum oyuncusu bence Stancu'ya göre ölçülüp biçilerek alınmalı bu sezon performansından sonra. Elimizde güçlü bir forvetimiz var ve hücum gücümüzü arttıracak , ona gol yollarında "yardımcı" olacak bir partner olmalı. Stancu'yu fazlasıyla anlamsız yabancı kontenjanına hapsedip rotasyona sokmaya benim gönlüm el vermez ama biliyorum ki "profesyonellik" belası her şeye sebep olabilir.Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-20824735285523788642014-06-08T23:47:00.002+03:002014-06-21T23:19:25.770+03:00Conifa Dünya Kupası'ndan Notlar <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-VUHV7DqBoJ4/U5TLwO2Jz_I/AAAAAAAAGkA/5JGmIpe_paA/s1600/730.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-VUHV7DqBoJ4/U5TLwO2Jz_I/AAAAAAAAGkA/5JGmIpe_paA/s1600/730.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
<ul>
<li>Şampiyon, Fransa Ligue 1'de mücadele eden OGC Nice takımının B takımı olarak da adlandırılan Nice (County of Nice) oldu. Finalde Ellan Vannin'i penaltılarda 5-3'lük skorla geçtiler.</li>
<li>Süryanilerin takımı Arameans Suryoye'nin 3. olduğu turnuvada bir önceki şampiyon Kürdistan 5.oldu.</li>
<li>Mario Balotellli'nin kardeşi Enoch'un forma giydiği Padania 6.oldu</li>
<li>Eski Beşiktaş kalecisi Thomas Myhre'nin çalıştırdığı ev sahibi olan Samiler turnuvada 10. oldu </li>
<li>Turnuva öncesi Azerbaycan'ın katılımını engellemeye çalıştığı Dağlık Karabağ turnuvayı 9.tamamladı</li>
<li>Mültecilerden kurulu bir takım olan Darfur United 61 gol yedi ve gol atamadan turnuvayı 12. olarak tamamladı. </li>
<li>Şampiyonada Kürdistan takımı 21 oyuncu yerine 23 kişilik kadrolarla mücadele ettiği için disiplin kuruluna sevk edildi. Tüm takımların oy kullandığı toplantıda takımlar puan silme yerine para cezası verilmesini kararlaştırdı. Bu para da zor durumdaki Darfur United takımına verildi. </li>
<li>Turnuvadaki takımların sıralamaları:</li>
</ul>
<div>
1/ Nice</div>
<div>
2/ Ellan Vannin</div>
<div>
3/ Arameans Suryoye</div>
<div>
4/ Güney Osetya</div>
<div>
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;">5/ Padania </span><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;">6/ Kurdistan</span><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;">7/ Occitania</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; line-height: 20px;"><br />8/ Abkhazia<br />9/ Nagorno Karabakh<br />10/ Sapmi<br />11/ Tamil Eelam<br />12/ Darfur United</span></span></div>
<div>
<span style="font-family: inherit;"><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; line-height: 20px;"><br /></span></span></div>
<div>
<span style="font-family: inherit;"><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; line-height: 20px;"><br /></span></span></div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-77307005248481497862014-06-08T18:21:00.000+03:002014-06-08T18:21:30.149+03:00Şampiyon Nice | Conifa World Cup<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-LqA_8x8Fsew/U5R-hWl5i8I/AAAAAAAAGjo/-H3C9l3jktU/s1600/nice.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-LqA_8x8Fsew/U5R-hWl5i8I/AAAAAAAAGjo/-H3C9l3jktU/s1600/nice.png" height="128" width="400" /></a></div>
Conifa Dünya Kupası bugün yapılan final maçıyla tamamlandı ve Nice şampiyon oldu. 12 takımın katıldığı turnuvada Güney Fransa temsilcisi Nice finalde Ellan Vannin'i penaltılarla yenerek şampiyonluğa uzandı. Normal süresi 0-0 biten maçta Nice penaltıları 5-3 kazandı.<br />
<br />
İki takım grupta da karşılaşmış fakat o maçı Ellan Vannin 4-2 kazanmıştı.<br />
<br />
<span style="font-family: inherit;"><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;"> Countea de Nissa - Ellan Vannin 0-0 (5-3)</span><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;">Countea de Nissa: Brunner, Ferreri, Assoumani, Migliore, Tchoukounte (24' Gignoli (87' Noto)), Sborgni, Jaziri (70' Malitini), Bauer, Delerue, Onda, Deflino</span><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;">Ellan Vannin: Perry, Ringham, Quaye, Sharkey, Kelly, Caine (89' Morling), Doyle (46' Bell), Jones (81' Morrisey), McVey, Bass, McNulty</span><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><br style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;" /><span style="background-color: white; color: #333333; line-height: 20px;">Goals: /</span><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; line-height: 20px;"><br />Penalties: Noto (1-0), McNulty (1-1), Delfino (2-1), Morrisey (2-2), Malitini (3-2), Bass (/), Delerue (4-2), McVey (4-3), Ferreri (5-3)</span></span><br />
<span style="font-family: inherit;"><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; line-height: 20px;"><br /></span></span>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-jJYD5AfVKsw/U5R-oX2aTBI/AAAAAAAAGjw/GLUYYf6TnbY/s1600/nice1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-jJYD5AfVKsw/U5R-oX2aTBI/AAAAAAAAGjw/GLUYYf6TnbY/s1600/nice1.jpg" height="400" width="341" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Şampiyonluk Kutlamaları </div>
<span style="font-family: inherit;"><span class="text_exposed_show" style="background-color: white; color: #333333; display: inline; line-height: 20px;"><br /></span></span>Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-80540179133141324772014-06-06T14:15:00.000+03:002014-06-06T14:16:23.055+03:00Taylan Antalyalı Artık Gençlerbirlikli...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-233NF0VzLis/U5EfjpaD-wI/AAAAAAAAGhQ/MlqYeGmBAIQ/s1600/taylan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-233NF0VzLis/U5EfjpaD-wI/AAAAAAAAGhQ/MlqYeGmBAIQ/s1600/taylan.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
Football Manager ile gerçeğin yine birbirini yakaladığı anları yaşıyorum desem yeridir. Daha önce oyunda türlü finansal tavizlerle, Jimmy Durmaz'ı, Deniz Naki'yi, Mervan Çelik'i kazandırdığım Gençlerbirliği'ne FM14'te Taylan Antalyalı transferini de gerçekleştirmiştim. Ve basında yer alan haberelere göre mutlu son olarak Taylan da artık Gençlerbirliği'nde! Darısı FM transferlerim Mustafa Saymak-Deniz Türüç ikilisine deyip Taylan'ı anlatalım biraz.<br />
<br />
8 Ocak 1995 tarihinde Muğla Yatağan'da doğdu. Filiz lisansı 11 yaşındayken 2006 yılında memleketinin takımı Muğlaspor'da çıkartıldı. 2009 yılında ise alt yapısı ile ünlenen Buca'ya transfer edildi. Son bir iki yıldır Buca alt yapı olarak eski günlerini aratıyor ve bunda en büyük sebep Taylan'ı Salih Uçan'ı ülke futbolunu kazandıran ekibin şu an Altınordu'ya geçmesi diyebilirim. Şimdi yeni Taylan'ları Salih'leri muhtemelen orada yetiştirecekler. İlk kez 2009-2010 sezonunda U15 takımıyla Buca formasını giyen Taylan aynı sezon milli takıma da seçildi. Orta saha oyuncusu olan Taylan o sezon 6 gole imza attı<br />
<br />
2010-2011 sezonunda 1 A2 Ligi maçı oynasa da sezonu 2011-2012 sezonunda olacağı gibi U17 takımıyla geçirdi. 2012-2013 sezonunda da PTT 1.Lig de şans buldu. Ligin normal sezonunu 5.bitiren Buca'da sürekli şans bulamasa da şampiyonluğa oynayan takımın havasını soludu. Zaman zaman A2 takımıyla da maça çıktı.<br />
<br />
2013-2014 sezonunda lig ve kupa toplamında 32 maça çıktı. 1 gol ve 2 asistle oynadı. 2274 dakika sahada kaldı. Ahmet Çalık'ın kazandırdığı genç oyuncu teşvik primini Taylan da Bucaspor'a kazandırdı bir alt ligde.<br />
Ve tüm bu yıllar boyunca da milli takımdan kopmadı ve milli formayla çeşitli yaş gruplarında 37 maça çıktı.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-bdp9MrC9EjA/U5EhIhI4q0I/AAAAAAAAGhc/_cReyy9ImEs/s1600/tyl.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-bdp9MrC9EjA/U5EhIhI4q0I/AAAAAAAAGhc/_cReyy9ImEs/s1600/tyl.jpg" height="287" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i>8 numara Taylan, 9 numara Atabey, 6 numara İrfan</i></div>
<br />
24 Ağustos 2011'de Almanya'ya karşı 4-0 yenilen U17 Milli Takımında Atabey'le 11 başlayan Taylan daha sonra bir çok kez Atabey'le aynı takımda mücadele etti. Aynı sezon Azerbaycan'ı 4-0 yenen U17 Milli Takımında ise bu sezonu Hacettepe'de geçiren İrfancan ve A2'de oynayan Haydar da forma giymişti ve o maçta Taylan 2, Atabey 1 gole imza atmıştı. Şimdiden Taylan-Atabey ortaklığında izleyeceğimiz gollerin hayali bile güzel geliyor. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-VsspqKbBOag/U5Eh6QgNKTI/AAAAAAAAGhk/kXjx_Gvzm-M/s1600/taylan500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-VsspqKbBOag/U5Eh6QgNKTI/AAAAAAAAGhk/kXjx_Gvzm-M/s1600/taylan500.jpg" height="400" width="388" /></a></div>
<br />
Fizik olarak sağlam bir oyuncu, ikili mücadelelerde yılmıyor. Oyunu önde ve geride oynayabilen bir orta saha oyuncusu. Yeri geldiğinde bir 10 numara olarak yeri geldiğinde savunmadan topu alıp dağıtabilecek defansif orta saha özellikleri var. Yani Taylan varsa takımınızda FM deyimiyle MC de AMC de DMC de oynar. Ve bunların hepsinde de birbirine yakın randıman verir. Dikine oynaması daha doğrusu oynayabilmesi en büyük artılarından ve iki ayağını da aynı güzellikte kullanabiliyor.<br />
<br />
Taylan'a profesyonelliği ilk adım attığı günlerde yapılan bir röportajda "oyununu kime benzetiyorsun" diye sorduklarında ; " Ballack'a benzediğimi söylüyorlar ama ben kendimi Gerrard'a benzetiyorum ve onu kendime örnek alıyorum." diyor. İdolü Steven Gerrard hayali Liverpool... "Esas hedefim Avrupa, hatta Liverpool" diyor sorulan bir başka soruya.<br />
<br />
Galatasaray'la bir kaç kez anılsa da tanıdığım bir çok İstanbul kulübü taraftarının takımlarında Taylan'ı görmek istediklerini biliyorum. Bu transfer geleceğe yönelik bir transfer bu çok açık ama Taylan Gençlerbirliği'ne çok şey katabilir. Bonservis bedeli haricinde sunacağı katkıları izleyeceğimizi düşünüyorum. Ve kendisiyle ilgili en büyük temennim Esenboğa'dan bineceği o uçak Avrupa'ya olsun.<br />
<br />
Peki Taylan, Gençlerbirliği'nin Gerrard'ı olur mu?Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-83460693909006938392014-06-01T03:34:00.000+03:002014-06-01T03:34:12.461+03:00Conifa Dünya Kupası Grupları ve Fikstürü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-1d4gsnCuqOs/U4p05hEr3DI/AAAAAAAAGaY/LhZ1vBpy7Mc/s1600/logo.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-1d4gsnCuqOs/U4p05hEr3DI/AAAAAAAAGaY/LhZ1vBpy7Mc/s1600/logo.jpg" height="270" width="320" /></a></div>
A Grubu: Kürdistan-Arameans Suryoye-Tamil Eelam<br />
B Grubu: Sapmi-Occitania-Abhazya<br />
C Grubu: Padania-Güney Osetya-Darfur<br />
D Grubu: County of Nice-Nagorno Karabağ-Ellan Vannin<br />
<br />
1 Haziran<br />
Darfur United-Padania<br />
Kurdistan-Arameans Suryoye<br />
Abhazya-Occitania<br />
Ellan Vannin-Nagorno Karabağ<br />
<br />
2 Haziran<br />
Tamil Eelam-Aramean Suryoye<br />
Darfur United-Güney Osetya<br />
Abhazya-Sapmi<br />
Ellan Vannin-County of Nice<br />
<br />
3 Haziran<br />
Tamil Eelam-Kurdistan<br />
Güney Osetya-Padania<br />
Occitania-Sapmi<br />
Nagorno Karabağ-County of Nice<br />
<br />
Daha sonra 5-6-7 Haziran tarihlerinde Çeyrek Final-Yarı Final ve Klasman maçları oynanacak son olarak 8 Haziran'da final maçı oynanacak.Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-39090238979892749232014-06-01T02:09:00.004+03:002014-06-01T02:09:53.120+03:00"Ölümü de umursamıyoruz/Çünkü biz ölümü çoktan yendik"Yaşadığımız Soma'daki katliam nedeniyle Şilili madencileri bir kez daha hatırlamıştık. Onlar nasıl hayatta kalabildi sorusuna "yaşam odası" diye bir kavramla cevap alabildik. Soma'da yoktu, "yetkiliye" göre "Kaçmak mı istersiniz, burada kalmak mı?" kadar basitti mesele! En sonunda da belki de ağızlarından kaçırarak bir kaç ay sonra yapacaktık deyiverdiler. Somalı madenciler öldü, Şilili madenciler yaşıyor; tek gerçek bu.<br />
<br />
Şilili madenciler, dünya kupası öncesi bir kliple bu kez tüm dünyanın gündemindeler. Şili Futbol Takımı Dünya Kupası'nda ülkelerini temsil ederken onlara en büyük desteği ve azmi madenciler veriyor. Madenciler düştükleri "ölüm grubunun" çok da zor olmadığını haykırıyorlar.<br />
<br />
İşte o klip ve sözleri:<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/tmLmWiqSVS8?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Burada 70 gün mahsur kaldık</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Toprak tarafından yutulduk</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Daha sonra ne yaptığımızı kanıtlamak zorundaydık</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Biliyorduk ki dışarıda milyonlarca Şilili bizimleydi</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Tüm dünya bunun şahidiydi</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Bu nedenle bu toprağı umut ve cesaretle doldurup Brezilya'ya yolluyoruz</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Böylece bir Şilili için hiç bir şeyin imkansız olmadığını tüm dünyaya göstereceğiz</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
İspanya mı zor?</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Hollanda mı zor?</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Ölüm grubundan korkmuyoruz</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Ölümü de umursamıyoruz</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Çünkü biz ölümü çoktan yendik</div>
<br />Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-40940353008504533242014-05-28T16:37:00.002+03:002014-07-27T17:08:12.676+03:00Ötekilerin Dünya Kupası <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-6AYeke9vcoo/U4Xlbr32ZUI/AAAAAAAAGaA/jbwUUbaM0Fs/s1600/WFC.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-6AYeke9vcoo/U4Xlbr32ZUI/AAAAAAAAGaA/jbwUUbaM0Fs/s1600/WFC.JPG" height="265" width="400" /></a></div>
FİFA Dünya Kupası stat inşaatlarındaki işçi ölümleriyle, evlerinden edilen halkıyla , yerlileriyle Brezilya'ya felaket getirirken coğrafyanın başka bir bölgesinde Ötekilerin Dünya Kupası sahnelenecek. Ötekilerin ötekilikleri asla FİFA gibi bir mafya kurumu tarafından muhatap alınmamalarından geliyor.<br />
<br />
Siyasi ve ekonomik sebeplerle başta Kürdistan olmak üzere bir çok devleti olmayan halkın FİFA'da temsili yok ve FİFA onları hiç bir turnuvaya da bu sebeple dahil etmiyor. Bu konudan muzdarip halklar da Conifa ismiyle bir federasyon kurdu. Bu federasyona dahil olan takımlar:<br />
<br />
<b>Afrika Kıtası</b>: Darfur United - Zabzibar<br />
<b>Asya Kıtası:</b> Arameans Suryoye - Kürdistan - Tamil Eelam<br />
<b>Avrupa Kıtası:</b> Abkhazia - Ellan Vannin - Heligoland - Kuzey Kıbrıs - Occitania - Padania - Romani People - Clento - County of Nice - Monako - Güney Osetya - Franconia - Nagorno Karabağ<br />
<b>Amerika Kıtası:</b> Quebec - Cascadia<br />
<br />
Geçtiğimiz yıl yapılan Viva Dünya Kupası'nda Kuzey Kıbrıs'ı 2-1 yenen Kürdistan şampiyonluğu elde etmişti.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-f1hkrhlASTQ/U4Xl39vlgPI/AAAAAAAAGaE/DiwJnqU8VMg/s1600/IMG_3972+Medium+Web+view.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-f1hkrhlASTQ/U4Xl39vlgPI/AAAAAAAAGaE/DiwJnqU8VMg/s1600/IMG_3972+Medium+Web+view.jpg" height="300" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i>Geçen yılın şampiyonu Kürdistan</i></div>
<br />
Bu yıl da 1-8 Haziran tarihlerinde İsveç- Östersun'da yapılacak turnuva'da 12 takım mücadele edecek. Turnuvada Aramean Suryoye, Ellan Vannin, Güney Osetya, Saphi, Abkhazia, County of Nice, Kurdistan, Darfur United, Padania, Tamil Eelem, Occitania ve Nagrono Karabağ mücadele edecek.<br />
<br />
İsveç'in Sami bölgesinde yapılacak turnuvaya burada yaşayan halklardan Aramean Suryoye, Süryanilerin takımı olarak Asya Kıtasından mücadeleye katılacak. Kürdistan da Süryanilerin takımı gibi "bizim takım" kontenjanında yerini alıyor. Zaten "bizim derbimiz" de yani Arameans Suryoye- Kürdistan maçı açılış maçı olacak.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-MgqmCA5ojUA/U4XmZm4NcsI/AAAAAAAAGaI/js6tTemE8y8/s1600/NorthernCyprusTeam.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-MgqmCA5ojUA/U4XmZm4NcsI/AAAAAAAAGaI/js6tTemE8y8/s1600/NorthernCyprusTeam.JPG" height="266" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i>Kuzey Kıbrıs Takımı</i></div>
<br />
Kuzey Kıbrıs ise değişen hükümetle birlikte bu olaya biraz daha soğuk bakarak biraz çekimser kaldı bu sezon. Bir diğer tuhaflık ise FİFA ve UEFA'nın muhatabı olarak kabul gören Azerbaycan'ın Conifa'ya başvurup "Karabağ'ın burada ne işi var?" demesi galiba. Aslında Azeri hükümetinin ve devletinin yarattığı siyasi atmosferde Karabağ tam da buraya denk düşüyor. Hatta federasyonun kuruluş amacı bu ama Azerbaycan Futbol Federasyonu şansını denemek istemiş yine de...<br />
<br />
Halkların Dünya Kupası 1 Haziran'da Östersund'da start alacak. İzlemek ya da takip etmek bir hayli zor. Kapısının önünde olan direnişte penguen belgeseli yayınlayan televizyon kanallarından bahsediyoruz sonuçta.Şu anda tüm medya mafyanın organize ettiği Dünya Kupası'na odaklanmış durumda. Ve Brezilya'da evlerinden canlarından olan halkın yaptığı protestoları haberlerinde "...protestoların dünya kupası süresinde de devam etmesinden korkuluyor..." diyerek seslendiriyor.<br />
<br />
İşçilerin stat inşaatlarında ölmediği , insanların evlerinden edilmediği bir dünya kupası başlıyor ve bu turnuvada kaybeden de olmayacak.Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-47716693544430035132014-05-18T15:30:00.001+03:002014-05-18T23:29:54.857+03:00Soma-Sırbistan-Hırvatistan-Bosna Hersek <i>"... Gençlerbirliği takım kaptanı olarak şunu da eklemek istiyorum. Takım olarak bugün kazandığımız primleri Soma'ya ve şu an Sırbistan,Hırvatistan ve Bosna Hersek'in etkisi altına alan sel felaketinde zarar gören insanlara göndereceğiz." - Ante Kulusic</i><br />
<div class="" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div>
Bu hafta oynanan maçlarda ne topun gitmeye mecali vardı ne de futbolcuların o topu gitmeye teşvik edecek ruh halleri...Çaykur Rizespor-Elazığspor maçının ardından konuşan futbolcunun dediği gibi "1'den 300'e kadar say desen, sıkılırım sayamam. Biz bu kadar insanımızı kaybettik!" </div>
<div>
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-vYT-DkSzcII/U3inSZmGy4I/AAAAAAAAGYY/8lSJj1UYnkE/s1600/ante.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-vYT-DkSzcII/U3inSZmGy4I/AAAAAAAAGYY/8lSJj1UYnkE/s1600/ante.jpg" height="225" width="400" /></a></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: center;">
<i>Ante Kulusic</i></div>
<div>
<i><br /></i></div>
<div>
Ligin son haftasıydı , TFF hariç kimsenin de oynama isteği yoktu ama TFF istiyordu. Şov devam etmeliydi, daha doğrusu TFF Başkanını oraya atayan istiyordu. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Soma'daki cinayet için tüm spor kulüpleri geride kalanlara bir şekilde elini uzattı, uzatmak istedi. Futbol zaten böyle anlarda sadece futbol olmuyor. Ante'nin eline çarpmayan topa penaltı vermek ve bunun tartışmasını yapmak katıksız futbolken; İlker Meral'in Balıkesir'den komşu il Manisa'ya giderek insanlara destek olma adına 3 gün boyunca orada bitap düşmesi tam da futbol asla sadece futbol değil meselesi. Öğrendikten sonra hakeme ettiğin laflara üzülüyorsun, utanıyorsun! İki gündür aynı gömleği giyen bakan övgüsü gibi bir şey de değil bu ayrıca. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Biz Soma'daki katliamı canlı yayında basın toplantılarıyla izlerken Balkanlar da sel felaketiyle boğuşuyordu. Bosna Hersek başta olmak üzere Sırbistan ve Hırvatistan da etkilendi selden. Gençlerbirliği'nde Hırvatistan, Sırbistan ve Bosna Hersek'ten 6 oyuncu(Kulusic,Tomic,Tosic,Smiljanic,Petrovic,Zec) bulunuyor. Beşiktaş maçında ilk 18'de bunların 3'ü yer aldı. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-llPgg8ZWHxk/U3im5SofafI/AAAAAAAAGYQ/M3-gytVgTqs/s1600/bosnia.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-llPgg8ZWHxk/U3im5SofafI/AAAAAAAAGYQ/M3-gytVgTqs/s1600/bosnia.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<i>Bosna Hersek</i></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bosna'da da kulüpler statlarını kriz masasına dönüştürerek yardımları burada toplamaya ve bizzat futbolcuların katıldığı dağıtım ekipleriyle ülkenin yarasını sarmaya çalışıyor. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Gençlerbirlikli futbolcular da kazandıkları beraberlik primlerini acıyı bile ayrıştıranlara inat bu iki acı için bölüştürdüler. Haberler sadece Bosna'dan bahsediyor, niye mi ; Kınık'taki madenci ailelerine devlet neden başsağlığı dilemediyse o yüzden! Yaşadıklarımız "fıtratında" insanlık olanın anlayacağı kadar acı , dayanışmamız "fıtratında" vicdan olanın anlayacağı kadar büyük! </div>
<div>
<br /></div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-58912247231897801152014-04-22T01:30:00.000+03:002014-04-22T14:28:03.726+03:00Syrianska Direniyorİsveç'te "büyütülmüşlerden" Malmö'ye gönlümüz kaysa da hafta sonları link araya araya izlediğimiz bir de Syrianska var. Donmalardan, kopmalardan arda kalan zamanda ne kalırsa geriye o şekilde izliyoruz. Zaten takım az gol atıyor bir de o kopma anlarına gelince gol hakikaten çekilmez olabiliyor. Fiber çözüm diyenler var da ben Twitter'a girmek için internette kırk takla atıyorum fibere daha çok var.<br />
<br />
Geçen sezon Özcan Melkemichel'in takımında hiç bir şey yolunda gitmedi. Takımdaki hiç bir şekilde anlatılamayacak kurumsallık(!) sonucunda Özcan Melkemichel de zaten rica minnet görevdeydi. Uzun yıllar takımı çalıştırması, takımın eski futbolcusu olması gibi etkenler camianın çocuğu etiketini zaten yapıştırmış. Zaten tarihsel bir kader ortaklığımız var ama bu haliyle de bir STSL ya da PTT takımından farkı yok gibi.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-k22qlIux3hA/U1ZK-jW4O6I/AAAAAAAAGXI/WIsUGqAUByc/s1600/%C3%B6zcan.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-k22qlIux3hA/U1ZK-jW4O6I/AAAAAAAAGXI/WIsUGqAUByc/s1600/%C3%B6zcan.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Özcan Melkemichel</div>
<br />
Geçtiğimiz yılki palnsız programsız başlanan ligde pek bir varlık gösterilemedi. 30 maçta alınan 14 puan ve -38 averaj var sadece elde! Geçtiğimiz sezon bir tek Sharbel Touma'ya endeksli takım onun yanına birilerini ekleyemeyince bu kaçınılmaz sona mahkum oldu. Hatta öyle ki kadro yapmak için zaman zaman alt yapıdaki genç oyuncular profesyonel yapılarak kadroya dahil edildi.<br />
<br />
Dinko Delic takımın en golcüsüydü attığı sadece 5 golle. Onun yanında bu sezon Şanlıurfaspor'a yolu düşüen Mattias Mete ve Nahir Oyal da o takımda zaman zaman forma bulabildi. Deneyimsiz ve istikrarsız bir kadroyla küme düşen Syrianska bu sezon Superettan adı verilen bir alt ligde mücadele ediyor. Benzer sıkıntılar benzer olasılıkklarla birlikte başlayan sezonda Touma dizinden geçirdiği sakatlık nedeniyle emekli oldu ve futbola da başladığı kulüpte yardımcı antrenörlük görevine getirildi. Beyrut asıllı oyuncu kulübün zor zamanlardan geçtiğini söylerken kulübün kendi içine dönmesi ve alt yapıdan çıkacak oyuncularla bir şeyler yapabileceğini söylüyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-L5bsVTRqepQ/U1ZLQ8mdCbI/AAAAAAAAGXY/Rt4qWyv_sx8/s1600/touma.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-L5bsVTRqepQ/U1ZLQ8mdCbI/AAAAAAAAGXY/Rt4qWyv_sx8/s1600/touma.jpg" height="221" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Sharbel Touma</div>
<br />
Takımın başında Özcan Melkemichel'e göre daha deneyimsiz bir isim olan Stefan Fredriksson vardı. Fredriksson 4-1-3-2 dizilişiyle oynayacaklarını söylerken dar bir kadroları olduğunu zaman zaman buna uymakta da sıkıntı yaşayacaklarını söylemeyi ihmal etmiyordu. "Küçük bir takımımız var ama kaliteli isimler olduğunu düşünüyorum. Gerçekçi beklentiler koymalıyız. Önümüzde çok zor bir süreç var. Taraftarlardan anlayış ve sabır bekliyorum bu zorlu süreçte" diyen Fredriksson aslında bu sezonun nasıl geçeceği ile ilgili de ipucu veriyordu herkese. Sonuç olarak geçici olarak görevde kalması beklenen Fredriksson hazırlık sürecinin ardından görevinden ayrıldı ve yerine Zvezdan Milosevic geldi.<br />
<br />
Takımın artık deneyimli oyuncularından olan İsa Demir de sezon başı yapılan röportajda artık tabiri caizse takımın abisi konumunda olduğunu söylüyordu. "Bir çok oyuncumuzu kaybettik zor zamanlar yaşayabiliriz. Bu dönemde taraftarımıza da büyük iş düşüyor. Onları tribünlerde görmeyi çok isteriz." diyen İsa, Syrianska'nın kendisi için ne ifade ettiğiyle ilgili soruya da "Syrianska benim kalbimdeki tek kulüp. Bu kulüp sadece İsveç'teki Süryaniler için değil dünyanın her yerindeki Süryaniler için önemli ve değerli. Bunun bilinci hepimizde var." diyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-s2xp-yYRaEY/U1ZLKfWNhKI/AAAAAAAAGXQ/wNrGcFaNFBY/s1600/isa.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-s2xp-yYRaEY/U1ZLKfWNhKI/AAAAAAAAGXQ/wNrGcFaNFBY/s1600/isa.jpg" height="223" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
İsa Demir</div>
<br />
2014-2015 sezonu daha yeni başladı ama sıkıntılar şimdiden had safhada. 3 maçta 3 puan toplayabildiler. İlk maçta kendi evlerinde Sirius'a karşı 9 kişi kalıp 5 yediler 2.hafta deplasmanda Verborgs'a 2-1 yenildiler. 3.haftada bu kez deplasmanda 10 kişilik Landskrona'yı 3-2 yenebildiler.<br />
<br />
Landskrona maçı kadro yapısıyla ilgili bir fikir verebilir, 90 dakika aynı 11 ile oyuncu değiştirmeden oynadılar ve 90.dakikada ilk ve tek değişikliklerini yaptılar.<br />
<br />
27 maçlık uzun ve zor bir yol var önünde ligden yükselmekten ziyade tutunabilmek ilk amaç... Tutunabilirler mi sorusu için olumlu şeyler sıralamak zor. Ama bir umut...Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-91255235800467086742014-03-15T19:29:00.000+02:002014-03-15T19:29:04.870+02:00Simgesel Galibiyet<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-mBsToK3UYcg/UySNU_KI67I/AAAAAAAAGWM/K0r5nI9KR8g/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-mBsToK3UYcg/UySNU_KI67I/AAAAAAAAGWM/K0r5nI9KR8g/s1600/1.jpg" height="260" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Futbolun asla sadece futbol olmadığı gerçeğini doğrulayacak
hepimizin çuvallar dolusu argümanımız var. Angola-Portekiz ile oynadığı dünya
kupasında 4-4-2 , 3-5-2 konuşan yorumcu zaten bizden değildir. Ama bu simgeselliği bizim de yarattığımız ayrı
bir gerçek. O gün belki de muhafazakar bir Portekizli için gayet sıradan bir
gündü ve “dostça” geçmesi muhtemel bir maçtı. Bir Angolalı için ise belki de
her şeydi.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Ülkede katillik, hırsızlık gün yüzüne çıkınca artık biz de
hırsıza katile atılan her tokadı kendi hanemize yazmaya başladık. Kasımpaşa
deyince akla gelen yaratılan algıya hepimiz vakıfız. Hatta Kasımpaşalılık
üzerinden vatandaşa “Ananı da al git” densizliği açıklanabilmişti. Kasımpaşa’nın
futbolda bu ara yüzü gülüyor. Çok güzel tesisleri var, transferlere milyonlar
akıtabiliyorlar, iş adamları bu kulübe el atabilmek için birbirlerini
çiğnercesine kulübün kapısından kendini içeri atmak için yarışıyorlar. Gözümüz
yok pisliklerinde boğulsunlar. </span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Kasımpaşa-Gençlerbirliği maçı sırasında Twitter’da Oğuz Paşalı
isimli Beykozsporlu bir taraftarın yazdıklarını gördüm. Oğuz Paşalı; “<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;">2000'li
yılların başı çocuğum o zamanlar..Kasımpaşa stadı daha inşaat o zaman,deplasman
tribününe yer ayrılmamıştı..Ev sahibi tribününe girmiştik.Yanlış değilsem
Bülent hat-trick yapmıştı 3-1 kazanmıştık maçı..Şimdi biz amatörde onlar
1.ligde kahrolsun endüstriyel futbol!</span>” sözleriyle tesisleri elinde
alınmak istenen ve sırf bu yüzden türlü rantlara kurban edilen Beykozpsor ile
şimdi modern tesisleriyle Avrupa’yı hedefleyen Kasımpaşa’yı karşılaştırıyordu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">2000’li yılların başından bahsediliyor… 2002 yılından sonra
düzenli bir şekilde yükselen bir takımdan söz ediyoruz tabi burada. 2001
yılında 3.ligde mücadele eden takım 2001-2002 sezonunda 2.ligde mücadele etmeye
başlıyor ve sonrasında olanlar malum. Bir kez küme düştüler, o dönemde takımın
başında Fuat Çapa vardı. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Sahadaki oyunun hiçbir değeri yok aslında, 2-1 Gençlerbirliği
galip geldi. Ateş hattına yakın bir noktadan üst sıralara çıkmak için hayati
öneme sahipti. Ama simgelediği şeyler tribünler için çok fazlaydı.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Berkin’i öldürenler yine Berkin’in ölümüne bahaneler
yaratabilmek görünürlüğünü yitirmesi için Burak’ı öldürdü. Merminin kimden
çıktığı umurumda değil. Cenazesi olan mahalleye baskın yapılması kimin fikriyse
Burak’ın katili odur. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Burak Kasımpaşa tribününden olduğu söylenen bir
Galatasaraylı. En azından sosyal
medyadaki profillerinden biri bize bunu söylüyor. Kasımpaşalı ağabeylerinin emriyle
de Kasımpaşa tribünleri Burak’ı sahiplendi. O nedenle maç boyu ara ara “Şehitler
ölmez vatan bölünmez” gibi sözleri sayıkladı. Şehit kimdi, şehitlik kavramı
aslında neye karşılık geliyordu, bunu o tribünler hiç düşünmedi. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">O yüzden Gençlerbirliği iki gol atmış kazanmış; Yalçın-Donk
tandemine karşı kazandı diyemiyorum. Saydığım sebeplerden dolayı ve fazlası
nedeniyle Castro’yu bugün ortada Doğa-Özgür iyi kilitledi pas dağıtamadı deyip
çıkamıyorum.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Simgesel anlamlar yüklüyorum elde olmadan. Emri ben verdim
diyen adama karşı kazandık diye düşünüyorum. Berkin’in mezarına konan
bilyelerden-misketlerden iç savaş çıkarmaya çalışan adama karşı kazandık diye
düşünüyorum.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Berkin’in annesini yuhalayan-yuhalatan insanlara karşı
kazandık diye düşünmekten kendimi alamıyorum.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Burak’ın resmini ekledikleri Türk bayraklı fotoğraflar
vardı tribünlerde. Bunların mazideki ağabeylerinin yarattığı, yaratmaya
çalıştığı bir nefretle aileleri buralardan İsveç’e göçmek zorunda kalmış
Süryani Jimmy Durmaz, Kürt Mervan Çelik’in golüyle kazandığımız için farklı
anlamlar yüklüyorum.<o:p></o:p></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Ama gerçekler bundan farklı tabi. Kazandık ve 3 puan aldık.
Akıllı bir oyun vardı,Stancu iyiydi, Jimmy hareketliydi. Nizamettin girdi oyunu
rahatlattı. Savunmada hata yapmadık vs. En kötüsü de sahada olan futbolcuların
çoğu Berkin’den habersizdi. Berkin’i kaybettiğimiz gün, kulüplerden
futbolculara kadar bir çok kişi baş sağlığı mesajı yayınladı. Gençlerbirliği’nde ise istisnalar hariç tepki
yoktu. Cumadan cumaya “hayırlı cumalar” temennisini eksik etmeyen oyuncular,
ölen bir çocuk için umursamaz olabiliyormuş demek ki bunu gördük. Yerli malı
haftası kadar değeri yok demek ki bir çocuğun onu görmüş olduk. <o:p></o:p></span></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-Oz7E6LRcXKk/UySNhfs4_BI/AAAAAAAAGWU/JZDnn-By7hY/s1600/4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://3.bp.blogspot.com/-Oz7E6LRcXKk/UySNhfs4_BI/AAAAAAAAGWU/JZDnn-By7hY/s1600/4.jpg" height="278" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">Biz yine de Anadolu halklarının iki çocuğunun attığı golle;
anaları yuhalatan, sapanlı çocuklardan korkan adamın takımına karşı kazandığımızı
varsayalım. Kaybettiklerimizin geri gelmeyeceklerinin ağırlığını omuzlarımızda
hissederek… <o:p></o:p></span></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="background: #F5F8FA; color: #292f33; mso-bidi-font-family: Arial;"><span style="font-family: Times, Times New Roman, serif;">(Çok da derli toplu bir şey olmadı, son günlerin yorgunluğu, mutsuzluğu üzerine anlık bir mutluluk üzerine bir karalama sadece)</span><o:p></o:p></span></div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-47157270998250380052014-01-16T11:01:00.001+02:002014-01-16T11:01:34.091+02:00Kimi Başrol Kimi Karakter- Kulüp Hikayeleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-f-lVoKJNkxA/UtefpwWtLmI/AAAAAAAAGVs/2Le-nF1aouM/s1600/kitap.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-f-lVoKJNkxA/UtefpwWtLmI/AAAAAAAAGVs/2Le-nF1aouM/s1600/kitap.jpg" height="400" width="312" /></a></div>
Kitapçılarda spor ya da özelinde futbolla ilgili yeni/farklı kitaplar bulmak kolay değil. Çıkan kitap okunmuyor ya da bazı çıkanlar direk ticari kaygıyla çıkartıldığı için tat vermiyor. İletişim Yayınları'nın değer verdiği bir alan olan futbol kitaplarına başka yayın evlerinde görmek pek mümkün olmuyor. Hakkını yemeyelim İthaki de özellikle Simon Kuper kitaplarıyla bir boşluğu büyük ölçüde dolduruyor. Halen bir kitabevine gittiğinizde "Spor" kitaplarının olduğu köşede en önde "Futbol Asla Sadece Futbol Değildir" kitabı duruyor olabiliyor.<br />
<br />
Raflara bu haftanın başında Tanıl Bora ve Ziya Adnan'ın birlikte hazırladığı Dipnot Yayınlarından Kimi Başrol Kimi Karakter-Kulüp Hikayeleri kitabı düştü. Kitabın tanıtımı olarak;<br />
<br />
<i>"Her futbol kulübü bir nevi roman kahramanıdır. Haydi deyin ki hikaye kahramanı! Bu kitaptaki yazılar dünyanın dört bir köşesinden bu hikaye ve roman kahramanlarının bir öbeğinin resmi geçididir. Nasıl ve nerede başlamış hikayeleri, renkleri nasıl doğmuş, nasıl büyümüşler ya da nasıl önemsizliğe sürüklenmişler; zaman içinde kimler giymiş formalarını neler kazanmış, neler kaybetmişler, şimdilerde ne yaparlar, ne alemdedirler, sevdalıları kimlerdir?</i><br />
<i><br /></i>
<i>Futbol birkaç renkten birkaç büyük takımdan ibaret değil ki. Hep parlak ışıklar altında yaşayanlar var, gözünün feri sönmüşler var. Uzun ömründe ikbali de idbarı da görenler var. Kimi eski günlerine ağıt yakarken kimileri manşetlerden düşmeyen... Kimi endüstriyel futbolun zenginliğinde giderek büyürken kimi zor zahmet ayakta kalmaya çalışan... Kimi pek meşhur kimi uzaktan aşina, kimi gözden ırak adı bile bilinmez... niceleri var." </i>sözlerine yer veriliyor.<br />
<br />
Kitapta yer alan 70 yazının 28'i Tanıl Bora'ya 42'si Ziya Adnan'a ait. Kitap Derbiler başlığıyla başlayarak öncelikle "bizim" İstanbul Derbilerinin halini hatırını sorup sonrasında dünyadaki derbileri anlatıyor. Mısır, İtalya, Brezilya,İngiltere, İskoçya, Sırbistan,Almanya ve Hollanda "derbilerinin" anlatıldığı bölümde siyasetten ticarete, inançlardan gelenek-göreneklere kadar bir çok şeyin de dahil olduğu futbol hikayelerinin içinde buluyorsunuz kendinizi.<br />
<br />
Kitap Ankara'ya başlı başına bir yer ayırarak Gençlerbirliği ve Ankaragücü'ne yer verse de bu iki takımın derbi hallerinden bir şeyler bulunmuyor kitapta. Tribününe, taraftar profillerine, yönetim şekillerine, son yıllardaki hallerine, geçmişteki güzel günlerine değinilse de Ankara bölümünde bir güncellik sıkıntısı olduğu açıkça belli oluyor. Çok eskilerde kalmış konular değil, 2009 yılından 2010-2011 yıllarından hikayeler var ama o süreçten sonra Ankaragücü bambaşka bir hal aldı, Gençlerbirliği tribünleri bambaşka bir hal aldı. Ankaragücü'nün Diriliş hedefi başlı başına bir konu; böyle bir kitap için Gezi Direnişinden sonraki Gençlerbirliği tribünleri başlı başına bir konu olabilirdi.<br />
<br />
Ama yine de Ankara sayfalarını okurken Emrah Serbes'in kitaplarında anlattığı Sakarya Caddesi'ni okur gibi "ben burayı biliyorum" tebessümü oluşuyor yüzde. Barış Bıçakçı'nın hikayelerine konu olan mekanlardan geçmiş olmanın tuhaf güzel hissi oluşuyor. Kitabın aslında derdi de güncellik değil. Karakterleri tanıtmak ve filmin devamıyla ilgili ipuçları vermek. Tıpkı Crystal Palace yazısında olduğu gibi...<br />
<br />
Crystal Palace'ın anlatıldığı hikayede takımın 2012-2013 yılında Premier Lige çıkma isteğinden bahsediliyor. O takım 2012-2013 sezonunda eski Gençlerbirlikli Jedinak önderliğinde Premier Lig biletini de aldı. Bu sezon da yine Jedinak'ın kaptanlığından zor bir durumda olsalar da gelecek adına umutlu bir şekilde lig mücadelelerini sürdürüyorlar.<br />
<br />
Londra ve Ada futbolunun anlatıldığı sayfalarda sadece Ziya Adnan'ın yazıları yer alıyor. Londra-Ankara karşılaştırmalı olarak bir çok örnek ve Ankara futbolu ile ilgili umutsuzlukla geçen sayfalardan sonra Ada'nın diğer takımlarının hikayelerine yer veriliyor. Bu sayfalarda bizim adımıza öne çıkan mesaj: <i><b>Avrupa'da başkentinden şampiyon çıkmayan tek başkent Ankara</b></i><br />
<i><b><br /></b></i>
Avrupa'nın Taşrasından bölümünde Malaga, Zenith,Dortmund, Napoli, Udinese gibi hikayelerle başbaşa aklıyoruz. Bu sayfalarda Udinese'yi okurken kafanızda canlanan Ankara takımını da yazının sonunda Tanıl Bora biraz da son zamanlarındaki halini iğneleyerek açık ediyor. Udinese sayfalarına başlık olarak Tanıl Bora, Bul-Oynat-Devret başlığını seçtiğine göre takım da belli oluyor zaten ilk cümlelerde.<br />
<br />
Dünyanın Taşrasından sayfalarında da Asya'dan Afrika'dan Güney Amerika'dan hikayeler var ve bu hikayelerde de bol bol Ankara takımlarına selam gönderiliyor.<br />
<br />
Sonraki bölüm kitap tanıtımında anlatılan "<i>Hep parlak ışıklar altında yaşayanlar var, gözünün feri sönmüşler var..." </i>cümlesinden devam ediyor. Unutulmuş ya da unutulmayan dediğimiz kulüpler anlatılıyor. Hacettepe, İstanbulspor, Notts County, Kocaelispor gibi bir zamanların fırtına takımlarının şimdi alt liglerdeki fırtınalara dayanma halleri hüzünlendiriyor insanı.<br />
<br />
Son bölümde aslında ilgilisinin ezbere bildiği hikayelerin tekrarı var: Sol Kale Arkası... St.Pauli, Livorno,Acedemica,Zonguldakspor...<br />
<br />
Hikaye iyiyse bin defa dinlesen bıkmazsın, bizimki de o hikaye! Lucarelli'yi , Hamburg'un Nazilere ölümüne direnmiş işçi mahallesini, İşçi Milli Takımını bir kez daha okumak iyi geliyor her şeye rağmen.<br />
<br />
Kitapta belki bir İzmir esintisi eksik belki Adana Demirspor ya da başlı başına Adana Derbisi, İzmir Derbileri ama böyle başlanıldığında da sonu gelmeyecek bir yol olabilirdi. Cemal Süreya'nın <i>"<b>Seni bir kere öpsem ikincinin hatırı kalıyordu/İki kere öpeyim desem üçüncünün boynu bükük"</b> </i>sözlerindeki gibi birazda bu iş. Hatırı kalmış pek çok hikaye var kulüp hikayesi olarak ama onlar anlatılsa boynu bükük kalacak da nicesi...<br />
<br />
Sonuç olarak iyisiyle kötüsüyle , eksiğiyle fazlasıyla kütüphanede futbol kitaplarının içinde bulunması gereken güzel bir eser olarak görüyorum bu kitabı... Futbol kitabı bulmak zor nitelikli ibr futbol kitabı bulmak daha zor, o nedenle Kimi Başrol Kimi Karakter- Kulüp Hikayeleri kitabı naçizane tavsiyemdir.<br />
<br />Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-81588208414738894602013-12-08T03:03:00.001+02:002013-12-08T03:03:59.754+02:00Gençlerbirliği,Partizan,Hacettepe,Teleoptik,Altyapı...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-jsDw6-9fOyI/UqPDAd4egxI/AAAAAAAAGU4/saQ-P8P-0VY/s1600/gen%C3%A7lerbirli%C4%9Fi+altyap%C4%B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="276" src="http://2.bp.blogspot.com/-jsDw6-9fOyI/UqPDAd4egxI/AAAAAAAAGU4/saQ-P8P-0VY/s400/gen%C3%A7lerbirli%C4%9Fi+altyap%C4%B1.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
Pilot takım artık bir çok takımın organizasyonunda
rastladığımız bir olgu haline geldi. Kimi birkaç alt ligden kimi yurt dışında
bir başka ülkeden bir takımla anlaşmalar yaparak hem oyuncu alış verişinde hem
de keşfedilen yeteneklerin pişirilmesinde pilot takımları kullanıyor.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Etkili kullanan kulüplerle beraber bu yapıyı sadece ismen
sürdüren de bir çok kulüp var. Pilot takımın Türkiye’de en başarılı
örneklerinden birini Gençlerbirliği sunmuştu. Asaş ile başlayan süreç daha
sonra Gençlerbirliği Oftaş’a dönüşmüştü ve bu takım son olarak da Hacettepe
olarak yoluna devam ediyor. </div>
<div class="MsoNormal">
2007-2008 sezonunda Süper Lig’e çıkarak Gençlerbirliği’nin
karşısına dikilen Oftaş ligin ilk haftasında Gençlerbirliği’ne karşı oynayan
kadrosunda şu isimler ön olana çıkıyordu; Ferhat Odabaşı Giray Kaçar, Kadir
Bekmezci İlhan Eker, Orhan Şam,Serkan Atak,Hakan Aslantaş… Bu isimler halen
Süper Ligde farklı takımlarda forma giyiyor. O dönem alt yapıda yakalanan
jenerasyonla A takımda değerlendirilemeyen isimlerin Oftaş’a aktarılması
sonucunda müthiş bir sezon yaşatmıştı Gençlerbirliği camiasına Oftaş… Ligi de
Gençlerbirliği’nin üzerinde bitirdiler. Buradaki isimlerin bir çoğu da maalesef
efektif olarak A takımda kullanılamadılar. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-ZoCP6W0U69Y/UqPDbVhIy6I/AAAAAAAAGVA/-ZsBjkeaoFQ/s1600/fft17_mf6297.Jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="267" src="http://2.bp.blogspot.com/-ZoCP6W0U69Y/UqPDbVhIy6I/AAAAAAAAGVA/-ZsBjkeaoFQ/s400/fft17_mf6297.Jpeg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Son yıllarda Türkiye’de üst düzey ligde oynayan hiçbir takım
transfer politikasını alt yapısı ile ilişkilendirerek düzenlemiyor. Ki bir çok
kulüpte transferle ilgili bir politika var mı bu da bambaşka bir soru.
Gençlerbirliği de son yıllarda transferdeki tercihlerini Balkan ekolünden
kullanıyor. Şu an hali hazırda Tosic,Tomic,Petrovic,Lekic ve Milan bonservisleri
Gençlerbirliği’nde bulunan oyuncular. Lekic kiralık olarak Gijon’da yavaş yavaş
form tutarken geride kalan 4 isimdense sadece Tosic ve Petrovic forma şansı
bulabiliyor. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-VI8D6chIUwo/UqPDl_zVXCI/AAAAAAAAGVI/4XCed1DbxZY/s1600/teleoptik_naslovna.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="http://3.bp.blogspot.com/-VI8D6chIUwo/UqPDl_zVXCI/AAAAAAAAGVI/4XCed1DbxZY/s400/teleoptik_naslovna.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Tomic,Petrovic ve Milan Partizan alt yapısından yetişmiş
daha sonra fabrikanın dışa ihraç ettiği oyunculardan. Partizan da pilot takım
olarak Teleoptik takımını kullanıyor. Gençlerbirliği-Hacettepe ilişkisine
benzer bir ilişkinin olduğu iki takım arasında son zamanlarda işler Ankara’dakinden
daha iyi yürüyor.</div>
<div class="MsoNormal">
Partizan alt yapıdan çıkan yıldız potansiyeli olan oyuncuyu A
takıma “bulaştırmadan” önce kendisini daha rahat geliştirebileceği ve futbol
olarak taraftar baskısının uzağında kendini rahat ifade edebileceği bir takım
olan Teleoptik’e gönderiyor. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu sezon Gençlerbirliği’nin Hacettepe’ye gönderdiği isimlere
bakınca bunların hepsinin geçtiğimiz yıl A2 Liginde final oynayan takımdan
olduğunu görüyoruz. A2 takımının sol beki, iki stoperi, üç orta saha ve bir
forveti Hacettepe’de forma giyiyor. Bu isimlerden stoper ikilisi ve orta saha
üçlüsü sürekli olarak süre alırken diğer isimler kadroya girmekte zorlanıyor.
Bu isimlerin A takıma yani Gençlerbirliği’ne umutla dönmesi beklenirken son
yıllarda dönen oyuncu sayısının azlığı taraftarları umutsuzluğa sürüklemek için
yeterince veri oluşturmuş durumda.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Hacettepe’den Gençlerbirliği’ne geçiş yapan oyunculardan son
yıllarda en dikkat çeken isimler Artun, Uğur,Mert ve Yusuf Emre oldu. Artun
geçtiğimiz yıl 3.ligin gol kralı unvanıyla geldiği A takımda tutunamayarak bu
sezon tekrar Fethiye’ye kiralandı. Metin Diyadin’in verdiği şansı iyi
değerlendiren Uğur Milli takıma kadar yükselirken kaleci Mert 3.kaleci olarak
kadroda görev bekliyor. Yusuf Emre ise Mehmet Özdilek’in gelmesiyle dönem dönem
forma şansı bulmaya başladı. Uğur’u bir kenarda tutarsak diğer 3 isimin şu an
için bize çok büyük umutlar vaat etmiyor. Gençlerbirliği A takımında
kendilerini kabul ettirseler dahi ligde ortalama kalitenin üstünde olup
olamayacakları büyük merak konusu olmaya bir süre daha devam edecek. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-Nea_bjRsad0/UqPDqbsDSzI/AAAAAAAAGVQ/xB9BcHGYwpk/s1600/partizan-sc-teleoptik-strajk-1336423285-158946.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://3.bp.blogspot.com/-Nea_bjRsad0/UqPDqbsDSzI/AAAAAAAAGVQ/xB9BcHGYwpk/s400/partizan-sc-teleoptik-strajk-1336423285-158946.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Teleoptik de ise A takıma
kazandırılan oyuncuların yanında Avrupa’ya transfer olan oyucu sayısı da bir
hayli fazla. Milan, Tomic ve Petrovic bu organizasyonun bir ürünü olarak önce
Partizan’a ardından da Gençlerbirliği’ne transfer oldu.(Petrovic Blackburn
transferinden sonra Ankara’ya geldi.)</div>
<div class="MsoNormal">
Diğer birkaç isime göz attığımızda
ise imrenilecek bir yapı çıkıyor karşımıza: Danko
Lazovic,Mitrovic,Nastasic,Marco Scepovic,Sulejmani ve Partizan’ın bu sezon çok
şey beklediği isimlerden olan Jojic…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Geçtiğimiz günlerde basında yer
alan bir haberde Gençlerbirliği’nin alt yapısındaki yeni hamle olarak “Çevre
illerdeki kulüpler ve beden eğitimi öğretmenleriyle irtibat halinde olunarak
yetenekli oyuncuların kulübe kazandırılması” planından bahsediliyor. Bu hayli
önemli bir atak olmanın yanında Partizan bunu hali hazırda uygulayan
kulüplerden biri. Petrovic’i de Partizan bu yolla keşfederek önce Teleoptik’e
göndermiş ardından Blackburn’e satmıştı. Onun yanında bu çevre birimler kulübe;
Kezman, Savic,Zoran Tosic,Krstajic gibi isimleri de kazandırdı. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-b6J1m_CUtXA/UqPE3eK4PgI/AAAAAAAAGVc/pXf54QejXII/s1600/u17.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="312" src="http://1.bp.blogspot.com/-b6J1m_CUtXA/UqPE3eK4PgI/AAAAAAAAGVc/pXf54QejXII/s400/u17.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu sezon yeni kurulan bir lig olan
U19 Liginde mücadele eden Gençlerbirliği U19 takımı bu “çevre” atağının bir
örneğini sunuyor kısmi olarak. Zaten yıllarca ÇSK,Tunç Altındağ gibi
takımlardan da gelen bir çok oyuncu kulüp bünyesinde bulunuyor ve bunun yanında
da okul takımında izlenerek kulübe kazandırılan oyuncular... Sadece iş bu kez daha
geniş bir çevreye ve daha derli toplu bir yönteme büründürülüyor. Bu sezon A
takımın kaptanı Ramazan bu yolla Tunç Altındağ takımından kulübe
kazandırılmıştı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Gençlerbirliği’nin transferde ilk
kapısını çaldığı takımlardan biri haline gelen Partizan ile alt yapısında farkına
olmaksızın bir çok benzer yön bulunuyor. Bir taraf alt yapısını epey aktif
kullanarak bir diğerine oyuncu satabilirken Gençlerbirliği alt yapıdan yetişen oyuncularına
güvenme konusunda biraz daha tereddütlü davranıyor. Bu sezon “olmayacak galiba”
denilen bir anda yeniden doğan Uğur gibi birkaç isim daha çıkmazsa; Hacettepe
bir pilot takımdan çıkarak alt liglerde orta sıralara oynayan bir takım hüviyetine
kavuşması an meselesi olacak. </div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu dönem Partizan ilerleyen
yıllarda başka güçlü bir alt yapıya bağımlı olmamak için de güçlü bir alt
yapıyla yeniden bir Oftaş hikayesi yazılabilir. Hem de bir öncekinden daha
kalıcı bir şekilde olmaması için de bir engel gözükmüyor futbolcu simsarı
menajerler haricinde… </div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-90947885495764581492013-09-07T12:03:00.004+03:002013-09-07T12:03:45.015+03:00Ermenistan'ın "Altın Jenerasyonu"<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-F1Ufuk7jNCM/Uirq314A9UI/AAAAAAAAGTw/Fk1EbiQIicQ/s1600/ermeni.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="276" src="http://3.bp.blogspot.com/-F1Ufuk7jNCM/Uirq314A9UI/AAAAAAAAGTw/Fk1EbiQIicQ/s400/ermeni.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Euro
2012 Elemelerinde aslında sinyali vermişlerdi. Grupta ikincilik için mücadele
ettikleri İrlanda maçı Ermenistan için hayati önem taşıyordu. Yok sayılan ülke
futbolu kendini kanıtlamaya başlamış ve en keskin cevabı play off’a kalarak
verecekti. İrlanda bir önceki turnuvada Dünya Kupası elemeleri yolunda Henry’nin
eliyle düzelterek attığı gol ile hayallerine veda etmişti.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Tanrı’nın
eli bu kez el değiştirmişti. 2.lik maçında İrlandalı Simon Cox topu eliyle
düzeltti, hakem görmedi ve devam eden pozisyonda Ermenistan kalecisi Berezovski
ceza sahası dışına çıkarak Cox’un şutuna göğsünü siper etti. Hakem oyunu
durdurdu ve kalecinin topu eliyle uzaklaştırdığını söyleyerek kırmızı kart
gösterdi ve maçın sonucunda da Ermenistan 2-1 kaybederek play off hayaline veda
etti. 2 sene sonra adeta İrlanda’ya bu “el” yordamı hatanın telafisi yapılmıştı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Ermenistan
ise kaldığı yerden devam etmeyi bir borç bilmişti kendisine, yaralı da olsa
devam ediyorlardı. Euro 2012 elemelerinde gruplarında İtalya, Danimarka, Çek
Cumhuriyeti,Bulgaristan ve Malta yer alıyordu. Bir şeyler kazanmanın değeri hiçbir
şeyle ölçülemeyecek bir grup olmasının yanında kaybettiklerinde kimsenin “neden”
diye sormayacağı bir gruptu. <o:p></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-91nPvGhEt-A/UirruJ7mCTI/AAAAAAAAGUI/kyP137b6Ffc/s1600/dene.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="261" src="http://1.bp.blogspot.com/-91nPvGhEt-A/UirruJ7mCTI/AAAAAAAAGUI/kyP137b6Ffc/s400/dene.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Deplasmanda
Malta galibiyeti bir ölçü değildi. Bulgaristan, İtalya ve Çek Cumhuriyeti
mağlubiyetleri ise umutların sönmesine yol açmıştı. Asıl darbe ise Ermenistan’da
alınan Malta mağlubiyetiydi.8.dakikada yenilen golü çıkartamamışlar grubun en
güçsüz ekibine boyun eğmişlerdi. Sonraki Danimarka maçı ise formalitenin
ötesinde gözükmüyordu. Puan kaybı olması da muhtemeldi fakat beklenmeyen oldu
ve deplasmanda Danimarka’yı Ermenistan 4-0 mağlup etti. Bir sonraki maç ise
yine deplasmandaydı ve rakip Çek Cumhuriyeti’ydi. Akın akın gelen Çek’ler ilk
dakikalarda tehlikeli ataklar buldu ama değerlendiremedi. Daha sonra ağırlığını
koyan Ermenistan önce Mkhitaryan ile öne geçiyordu ardından Rosicky beraberliği
sağlıyordu. Kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen Çek’ler son dakikalarda sağlı
sollu ataklarla gelirken 90+2’de Ghazaryan kontra atağı golle sonuçlandırıyor
ve Ermenistan’a hayati bir galibiyet daha kazandırıyordu. Bu sonuçlardan sonra
puan durumu şu şekilde oldu:<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">İtalya:
7 Maç 17 Puan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Bulgaristan:
7 Maç 10 Puan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Çek
Cum. 7 Maç 9 Puan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Ermenistan:7
Maç 9 puan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Danimarka:
7 Maç 9 puan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Malta:
7 Maç 3 Puan<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Bu
tabloda İtalya’yı bir kenara koyarsak ikincilik için büyük bir mücadele var. Bu
durumda Ermenistan için içeride kaybedilen Malta maçına yanmamak elde değil. O
Malta’nın aldığı tek puan da Ermenistan olunca bir kez daha hayıflanılacak ve
üzülmek gereken bir hal çıkıyor ortaya.<o:p></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-l7eT2-UPX7E/UirrRHWfiOI/AAAAAAAAGT4/11iK_OYMBUY/s1600/mkh.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="193" src="http://3.bp.blogspot.com/-l7eT2-UPX7E/UirrRHWfiOI/AAAAAAAAGT4/11iK_OYMBUY/s400/mkh.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Kalan
3 maç sırasıyla Danimarka ve Bulgaristan
içeride İtalya deplasmanda olacak. Sıralamada ve puan durumunda birebir rakibi
olan iki takımla içeride oynamak şüphesiz büyük avantaj ama bol sürprizli bir
grupta da hiçbir şey garanti değil. Son maçta İtalya ise çok güvenilmemesi
gereken maçlardan. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Bu
turnuvada play offlara kalır mı kalmaz mı kestirmek çok güç ama Ermenistan
futbolu için güzel şeyler söylemek hiç de zor değil. Türkiye’nin yakaladığı ve
dünya üçüncülüğünün geldiği “altın jenerasyona” benzer bir kadro var ellerinde.
Kaleci Berezovski’nin 39 yaşında olmasını saymazsak takımın iskeleti oldukça
genç… Kalitesinin kimsenin inkar edemeyeceği iki isim olan Aras Özbiliz (23)ve
Mkhitaryan (24) uzun yıllar daha milli formayı giyecek isimler. Orta saha ve
hücum gücünde böyle üst düzey isimlerin olmasının yanında bu futbolculara
destek veren isimler de hiç de yabana atılacak cinsten değil. Şampiyonlar Ligi
ön elemelerinde Celtic’e ecel terleri döktüren Karagandy’nin yıldız isimlerinden
Ghazaryan (25), Krasnodar’ın orta sahası Pizelli (28), Anji’den Mkrtchyan ve
Spartak Moskova’nın forveti Movsisyan (26) Ermenistan “altın jenerasyonundan”
öne çıkan birkaç isim olarak göze çarpıyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-VK4JjN-KqKc/UirrgUQXPlI/AAAAAAAAGUA/xon7MV5mMAI/s1600/%C3%B6zbiliz.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="276" src="http://4.bp.blogspot.com/-VK4JjN-KqKc/UirrgUQXPlI/AAAAAAAAGUA/xon7MV5mMAI/s400/%C3%B6zbiliz.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="color: #444444; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-bidi-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-hansi-font-family: Calibri;">Mkhitaryan’ın
Dortmund’a transferiyle dikkatini çekse de çoğu kişinin Ermenistan futbolu
sessiz sedasız ama emin adımlarla gelmeye devam ediyor. Belki bu turnuva belki
de 2016’da bir turnuvada yer alacaklar. En azından bu jenerasyonu bunu
başaracak güçte ve fazlasıyla hak ediyor. Komşu kontenjanından Yunanistan’a
verdiğimiz desteğin yanına Ermenistan’ı da eklemenin vakti geldi. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-68452458378775348722013-08-21T10:57:00.001+03:002014-07-27T17:08:53.838+03:00Her Yer Futbol Her Yer Direniş<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-8peZma2kx7Q/UhRyw_31o4I/AAAAAAAAGQQ/XHwFURNFiFo/s1600/1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-8peZma2kx7Q/UhRyw_31o4I/AAAAAAAAGQQ/XHwFURNFiFo/s400/1.jpg" height="300" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
Direniş günlerinde duvara yazılan bir yazı aslında her şeyi
özetliyordu: “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Sil gözyaşlarını!”
Sokağın hali , siyasetin hali bu söz çerçevesinde şekillenirken hiçbir şeyin
eskisi gibi olamayacağı bir başka alanda futbol olacak. Bunun bilincinde olan
iktidar ve adamları önlemlerini alelacele e-bilet uygulaması gibi, kombine kart
taahhütlerinde kaçak maddeler eklemek gibi gülünç hareketlerle almaya çalışsa
da engellemeleri kolay gözükmüyor.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İstanbul’da başlayan direniş diğer şehirlere sıçramış olsa
da bu durum İstanbul’un ilgisini çekme konusunda yetersiz kaldı. İstanbul yine
medya ve reyting olarak diğer illerin görmezden gelinmesini sağladı.Futbol
sahalarında da aksini düşünmek aşırı iyimserlik olur. Şimdiden şunu
söyleyebiliriz ki İstanbul statlarında olacak “tepkimsi” hareketler Anadolu
şehirlerinde olacak tepkilerin önüne geçecektir</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Süper Lige baktığımızda direnişin üst seviyede olduğu
illerden İstanbul dışında; Ankara,Eskişehir,Antep ve Kayseri göze
çarpıyor. Kayseri’de neler olup
“olmayacağına” dair ip uçlarını Süper Kupada gördük. Antep’te ise kulüp
taraftarlarından bağımsız bir yapı sokaklarda olduğu için onlar için de bir şey
söylemek güç olacak. Özellikle takımlarının bu sezon sıkıntılı bir süreç
geçireceğini düşünürsek takımlarını protesto etmeleri daha yüksek bir ihtimal
gibi gözüküyor. Eskişehir ise direniş şehitlerinden Ali İsmail’in yitirildiği
kent… Eskişehirspor taraftarının da katıldığı direnişte pankartlarıyla “19
Haziran 1965’ten beri bozuk düzene direniyoruz” diyorlardı. Forumlarda da
bireysel olarak kendilerini gösteren Eskişehirspor taraftarları EsEs Bandosunun
sesine direniş sloganlarıyla ses katması muhtemel gözüküyor. Özellikle tribün
kültürü olarak da zaman zaman polislerle gerilim yaşayan Eskişehirlilerin bu
sezonu da gerek tribün yasaklarıyla gerekse olası siyasi protestolarla zorlu
geçeceğe benziyor.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Direnişin bir başka kalesi Ankara ise rengini sezon
başlamadan belli etti. Kennedy Caddesinde, Dikmen’de Kızılay’da gerek Ankaragüçlüler
gerekse Gençlerbirlikliler çatışmaların birebir içinde oldular. Bir gözünü
kaybederken üzerinde Gençlerbirliği forması olan Murat Özdemir’in o bakışları
hala akıllarda… Yine mizahın üst seviyede olduğu bir Kennedy akşamında TOMA
harekete geçerken üzerinde Ankaragücü forması elinde bahçe hortumu ile TOMA’ya
su sıkan Ankaragüçlü de akıllarda… İki kulübün tribünlerdeki ortak tezahüratı
genelde “Ankara Emniyet, bu ne rezalet” olurken bu sezon yine bunu sık sık
tekrar edeceklerini düşünüyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
TSYD Kupası vasıtasıyla bu sezon ilk kez tribündeki yerini
alan Gençlerbirliği taraftarı ilk tepkisini de gösterdi. Siyasi sloganın yasak
olduğunu belirten acar İçişleri Bakanını kendi silahıyla vuran
Gençlerbirlikliler bir süre sadece “SİYASİ SLOGAN” diye bağırdılar. Ardından
“Hüloooğğğğ” kısmına geçen Kırmızı Karalı taraftarlar finali de “gol ata gol
ata kazanacağız” , “her yer Kırmızı her yer Kara” ile yaptı. “Stop NATO”
pankartıyla yeşil sahada NATO sürecine ve 1 Mart Tezkeresine en net tepkiyi
koyan Gençlerbirlikliler bu sezon ligde de çokça kendilerinden
bahsettirecektir. O gün Beşiktaş-Ç.Rizespor maçında atılan “Her yer direniş her
yer Beşiktaş” sözü kadar bu atılan sloganların değerinin olmaması da en başta
söylediğim konuya denk düşüyor. Ankara’nın diğer kulübü Ankaragücü taraftarları
da polisin “yenemediği” tribünlerden. Her yerde atlı polislerden tutun da çevik
kuvvete kadar bir çok yolu deneyen polis Ankaragüçlüleri kendince
“uslandıramadı”. Bu sezon da Ankaragüçlüler ilk 8 hafta 19 Mayıs Stadı’nda maç izleyemeseler
de “Diriliş” dönemine yakışır bir tribün performansı sergileyecektir. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bir alt ligde ise “Allahına kadar diren Adana” diyerek
sokaklara çıkan , acıyla büyümüş çocukların biber gazıyla dalga geçtiği Adana
var. Adana Demirspor tribünlerinin siyasi tavrı-tutumu zaten bilinen bir
gerçek. Bu Gezi Direnişi sürecinden de alınlarının akıyla çıkan “şehrin asi
çocukları”, ilk fırsatta Kayserispor’la oynanan sezon açılış maçında Gezi’ye
selamını çaktı. Bu selamı sezon içinde sık sık duyacağız.Aynı ligdeki İzmir
temsilcisi Karşıyakaspor taraftarları da direnişin içinde olan gruplardandı.
İzmir’de yapılan göz altı operasyonlarında Karşıyakaspor tribün liderleri de
göz altına alınmış ve salıverilmişti. Bu göz altı olayı tam da Suat Kılıç
tribün liderleriyle akşam yemeği yerken oluyordu. Bu olay da maalesef çArşı
üyelerinin göz altına alınması kadar ses getirmedi. Yine aynı ligdeki bir başka takım olan
Mersin idman Yurdu taraftarları ise ligden düşmelerine de gönderme yaparak “Biz
halkız,halk düşmez” pankartıyla alanlar da oldular. Onlar da tribünden bu sıcak
günlere gönderme yapacaklardır.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
En merak edilen takımlardan biri ise 2.ligde mücadele eden
Hatayspor olacak. Halk Savaşı kavramından barikatlarıyla, inançlarıyla küçük
örnekler sunan Hatay halkı, direnişi hayatının baş köşesine koymuş durumda.
Abdullah Cömert’in hemşerileri onu tribünde yaşatmaktan ve anmaktan da geri
durmayacaklardır. </div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İstanbul’un dışındaki
şehirlerde İstanbul’un uzağında polis şiddetinin çok yakınında, güzel goller
izlemenin garantisini olmadığı ama tribünlerinde güzel hareketlere garanti
veren bir futbol sezonu başlıyor. Muhtemeldir ki İstanbul onların sesini duymasa
da, görünmez de kılsa onlar yine “Her yer Taksim,her yer direniş” sözünü bol
bol dillendirecekler. Çünkü tribünler direnmeyi “çok iyi bilir”…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
18 Ağustos 2013/Evrensel Pazar</div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-47912488993849146732013-08-15T13:24:00.002+03:002013-08-15T13:26:17.791+03:00Sıfır Hakem / Fikret Doğan - Taraf<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;"><i>6 hakem muhabbetleri açıldığına göre bu konuda yazılmış bence en güzel yazıyı paylaşmak istedim. Fikret Doğan'ın mükemmel yazılarından sadece biri olan bu yazı her hakem hatasında aklıma düşer. O nedenle şimdi "Sıfır Hakem" yazsının tam zamanıdır...</i></span><br />
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;"><br /></span>
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;">Başlangıçta iki takım, iki kale, iki yarı saha ve bir top vardı. Her maç büyük bir kardeşlik duygusuyla sıfır-sıfır başlardı. Simetriyi bozan tek unsur meşin yuvarlaktı; sanırım işte bu yüzden onu tekmelerdik. Harala gürele topumuzu oynar, bir anlaşmazlık çıktığında, biz oyuncular bunu kendi aramızda hallederdik, kâh tatlı dille kâh bağrış çağrış. Bazen taşkafanın teki inatçılık ederse, öfkesindeki sahiciliğe saygı duyar, “hadi bu sefer de senin gönlün olsun” deyip suyuna giderdik; hep haklı olmak değil, birlikte yaşamak önemliydi çünkü. Maç hayata tâbiydi, ondan azade bir şey değildi. Her türlü herzeyi yiyip sonra da “sahada yaşanan sahada kalır” diyemezdin öyle. Bilirdik çünkü, yaşam provası dediğimiz şey yaşamın ta kendisiydi. </span><br />
<br style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;" />
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;">Fakat günlerden bir gün saha kenarında ipsiz sapsız bir adam peydahlandı. Diğer seyirciler gibi maçı heyecanla seyretmiyor, tam tersine ihtiraslı gözlerle sahayı süzüyordu. Elindeki köstekli saati sallayarak “Size maçın ne zaman bittiğini söyleyebilirim” dedi masum bir surat ifadesiyle. Bu yardım teklifinin ardında sinsice bir niyetin yattığı kimin aklına gelirdi ki? Ertesi gün saha kenarında dikildiğinde üzerinde takım elbise ve kravat vardı; çok önemli bir adammış gibi kabarıyordu. Derken bir gün elinde düdükle çıkageldi; artık bağırmak zorunda kalmayacakmış. Onun ne kadar tembel biri olduğunu daha o gün anlamalıydık. Sonra yine kendisi kılıklı iki kardeşini getirdi, “Bunlar çizgide dursun, anlaşmazlık çıkarsa danışırsınız” dedi. Böyle böyle yuları kaptırdığımızın farkında bile değildik.</span><br />
<br style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;" />
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;">Oysa aramızdaki mevzuları yine eskisi gibi konuşarak halledebilirdik. Şimdi ise sürekli birbirimizle didişip duruyorduk. Bunun üzerine “Bu böyle olmayacak, en iyisi ben sahanın içine gireyim, kardeşlerim de ofsayta baksınlar” dedi. Artık sadece zamanın değil, mekânın da efendisiydi; sahanın üzerindeki kuş bile ondan soruluyordu. Elindeki düdük Azrail’in orağına dönüşmüştü. Nitekim daha sonra bu adam takım elbiseyi çıkarıp kara gömlek giyecekti. Despotun tekiydi. Tanrı kelamı gibi hiçbir dediği tartışılamıyordu. Üstelik bir zamanlar rica minnet sahaya giren adam şimdi bizi sahadan atma hakkına sahipti. Dağdan gelip bağdakini kovmak diye buna denir işte. Bir gün teknik direktörler maraza çıkarıyor gerekçesiyle bekçi niyetine başka bir akrabasını daha musallat etti başımıza. Sürekli amip gibi bölünüyordu bu adam. Şimdi de kale arkalarına iki akrabasını daha yerleştirmek niyetindeydi. </span><br />
<br style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;" />
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;">Oh ne âlâ, ofsaytları yancılara, gol ve penaltıları kale arkasındakilere, kulübedeki arızaları dördüncülere havale etmişti. Kendisi artık sıcak sudan soğuk suya elini sürmeyecek anlaşılan. Yakında ortasahaya sandalyeyi atıp, getir götür işlerine bakan çırak hakeme “hadi koçum şuradan çift kaşarlı bir tost kap gel bakiim” derse hiç şaşırmayın. Gidişat onu gösteriyor çünkü. </span><br />
<br style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;" />
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;">Hakemin varlığı sadece birbirimize duyduğumuz güveni değil, içimizdeki dürüstlüğü de çaldı götürdü. Artık bizim için ahlak duygusunun soyunma odasında bırakılması gereken gündelik kıyafetlerden hiçbir farkı yok. Paranın bizi bozduğu söyleniyor. Doğrudur, ama hakem kadar değil. Çünkü futbolun milyonlarca insanın gözü önünde değil de sadece hakemin gözü önünde oynandığını düşünür olduk. Öğretmenin kötümcül otoritesini kopya çekerek altetmeye çalışan öğrenciler gibi biz de kurnazlığa kaçmaya başladık. Hakeme ne yedirirsek kârdır sandık, ama böyle yaparak onun gücüne güç kattığımızı hiç düşünmedik. </span><br />
<br style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;" />
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;">Ne tuhaf, hakemin sayısıyla birlikte hatalar yüzünden kopartılan yaygara da artıyor. “Hadi biri görmedi, hadi ikisi görmedi.. altısı da mı görmedi bunların?” Hakemin sayısını arttırmak bir çözüm değil. Tam tersine başlangıç sayısına indirmelidir, yani sıfıra. Meraklanmayın, biz de en az sizin kadar dürüstüz. Eğer futbol başlangıçtaki gibi hakemsiz oynanan bir oyun olsaydı Ali Güneş o plonjonu yapmazdı. Yapsaydı bile kendi eliyle dikerdi topu penaltı noktasına. Şu anda şu anda bir futbolcunun kendini yalandan yere atması bir hakemin en doğru kararından bile daha ahlâkidir. O kara gömlekli herifin dönmemecesine defolup gittiği gün futbolun da kurtuluşudur, çünkü şeytana sattığımız ruhun geri alındığı gündür aynı zamanda.</span><br />
<span style="background-color: #f9f9f9; font-family: Georgia; font-size: 13px;"><br /></span>
<span style="background-color: #f9f9f9;"><span style="font-family: Georgia; font-size: x-small;">Fikret Doğan - Taraf </span></span><br />
<span style="background-color: #f9f9f9;"><span style="font-family: Georgia; font-size: x-small;">23 Eylül 2009</span></span>Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-91062163806348133772013-08-13T03:04:00.000+03:002013-08-13T17:05:18.677+03:00AEK'in Dirilişi...<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-N9fRIWvZ1SA/Ugo58GdoS1I/AAAAAAAAGOs/x6btzaxABWM/s1600/KOMB%C4%B0NE.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="226" src="http://2.bp.blogspot.com/-N9fRIWvZ1SA/Ugo58GdoS1I/AAAAAAAAGOs/x6btzaxABWM/s400/KOMB%C4%B0NE.jpg" width="400" /></a></div>
AEK,malum borçları nedeniyle bu sezon 3.ligde mücadele edecek. Bu buruk hikaye herkes tarafından bilindiği için, bu bölümü kulübü borçlandırıp, 5.5 Milyon Euro zimmetine geçiren Psomiadis'in hapiste sürünerek yaşamına devam etmesi dileğiyle geçelim.<br />
<br />
Bu sezona haliyle sancılı başlayan AEK, bu durumun tam aksine umutlu başladı. Öncelikle federasyona stat olarak Atina Olimpiyat Stadı adres verildi. Yunanistan'da bu stadı dolduramayacağı söylense de spor basınındaki rakamlar tam tersini söylüyor. sport.gr sitesinde yayınlanan ve ulusal basında da yer bulan habere göre 5 günde yapılan satış 5 bini aştı. Talebin bir hayli fazla olduğu söylenen kombinelerden rekor bekleyenler de yok değil.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-2d1acqyBhI4/Ugo7QV7pg-I/AAAAAAAAGPA/Y8DCjZYegOo/s1600/Pitch-not-suitable.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="220" src="http://1.bp.blogspot.com/-2d1acqyBhI4/Ugo7QV7pg-I/AAAAAAAAGPA/Y8DCjZYegOo/s400/Pitch-not-suitable.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
Öte yandan Pana' ve Olympiakos'un ise bu rakamların halen çok altında olduğu söyleniyor. Buna Pana' ve Olympiakos destekli basın "AEK bilet satmak için abartılı rakam veriyor" dese de genel değerlendirme ve kulüp açıklamaları bunun doğruluğu şeklinde.<br />
<br />
Bu bilet atağı Ankaragücü'nün "Diriliş Sezonu" sloganını epeyce andırıyor. Ankaragücü de 19 Mayıs Stadı'nda oynama kararı almış ve kombine biletlerini Pazartesi itibariyle satışa sundu. Ankaragücü için de ilginin yoğun olacağı söyleniyor. Haliyle "Bi Aek değil" ama ilgi olması muhtemel...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-t7MonUIKi5o/Ugo6nJyX3YI/AAAAAAAAGO0/FDbl5yc28m4/s1600/Corbis-DWF15-443677.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="262" src="http://2.bp.blogspot.com/-t7MonUIKi5o/Ugo6nJyX3YI/AAAAAAAAGO0/FDbl5yc28m4/s400/Corbis-DWF15-443677.jpg" width="400" /></a></div>
<br />
AEK, Olimpiyat Stadını doldurur mu? Üst ligdeyken tıklım tıklım dolma gibi bir durum çok nadir oluyordu, özellikle son yıllarda ama bu sene kayda değer rakamlara yaklaşacaklardır. 19 kişilik bir kadro oluşturan AEK'in yaş ortalaması 23. Genç bir kadroyla yola çıkan takımda, 2000 yılından beri takıma emek veren 37 yaşındaki savunmacı Nikos Georgeas ise takıma abilik yapacak.<br />
<br />
Kısaca belirtmek gerekirse tüm bu bilet muhabbetinin sonucu olarak; uzun bir yolu olan AEK, bu yolu "yalnız yürümeyeceğinin" bilinciyle yola koyuluyor.Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-83213528317264289482013-08-03T09:45:00.003+03:002014-06-06T14:37:47.461+03:00Umudumuz Stancu!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-wNCts4r13wE/UfymCyyOKGI/AAAAAAAAGJM/0nihmcIP2Ac/s1600/stancu.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://1.bp.blogspot.com/-wNCts4r13wE/UfymCyyOKGI/AAAAAAAAGJM/0nihmcIP2Ac/s400/stancu.jpg" height="323" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
Liginin en çok gol atan oyuncusu olarak takımıyla Antalya’ya
devre arası kampına gelmişti. Teknik Direktörlük koltuğuna Hagi’yi oturtan
Galatasaray, azımsanmayacak bir para olan 5Milyon Euro’ya onu Antalya’da kamp
yapan Bükreş ekibinden alıp kendi ekibine katıyordu. O Romanya’dan ayrıldı ama
Romanya Liginin golcüleri hatırasına yazık olmasın diye midir , nedendir
bilinmez onun yarım sezonda attığı golleri geçemeyerek Stancu’ya arkasından
“Kral” unvanını göndermişlerdi.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Zapata ve Culio ile kurtarıcı sıfatıyla takıma katılan
Stancu 14 maça çıktığı Galatasaray ile 2 gole imza atabilmişti. Galatasaray
sezonu 8.tamamlarken 5 Milyon Euro verilen kurtarıcı “tu kaka” seviyesine
çoktan getirilmişti. Ligin yeni takımlarından Orduspor onu bonservisiyle
alamasa da kiralama yoluna gitmişti. Metin Diyadin’le başlayıp Hector Cuper ile
ligi tamamlayan Orduspor’da 31 maçta 10 gol atan Stancu’nun tekrar
Galatasaray’a dönmesi gündem gelse de bu gerçekleşmedi. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-JZB29WEdF8M/UfymK_Nv_FI/AAAAAAAAGJU/4w8mIwDV5Is/s1600/stancu1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-JZB29WEdF8M/UfymK_Nv_FI/AAAAAAAAGJU/4w8mIwDV5Is/s320/stancu1.jpg" height="173" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
Ertesi sezon yoğun pazarlıklar sonucunda Cuper’in ısrarla
takımında görmek istediği oyuncu bu kez 2,5 Milyon Euro gibi yine
azımsanmayacak bir bedelle Orduspor’a transfer oluyordu. Orduspor ise bu sezonu
PR çalışmalarından başını kaldırmak zorunda kalarak lige tutunma ile geçirmek
zorunda kalıyordu. Ama onun tarifesi şaşmadı. İleri gidemeyen, hücum yapamayan
Orduspor’da 30 maçta yine 10 gol attı. Ama bu 10 gol Ordu’yu ligde tutmaya
yetmedi. Onun ısrarla takıma kazandırılmasını isteyen Cuper de zaten bavulu
toplayıp çoktan kaçmıştı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
3 yıl daha sözleşmesi bulunan oyuncunun durumu belirsiz bir
hal alırken, Ankara’da yana yakıla forvet arayışları devam ediyordu. Gazeteler
önce Culio, Oumarou, Charlton Cole, Petric gibi isimler yazsa da bir türlü
Vleminckx’ten boşalan koltuğa bir forvet alınamıyordu. Forvetsiz olarak da
Avusturya kampına giden Kırmızı Karalar burada Lekic ile denemeler yapıyor
yine bilindik sonuçlar alıyordu. Almanya kampının son günlerine doğru forvet
arayışları nihayete eriyordu. Gençlerbirliği diğer sayılan tüm isimlerden şu
veya bu şekilde vazgeçiyor, Metin Hoca’nın bildiği bir isim olması ve ligi
tanıması sebebiyle Stancu’da karar kılıyordu.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-2f7y8zAims8/UfymR71QhCI/AAAAAAAAGJc/istqFLe8rsg/s1600/stancu2.PNG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://2.bp.blogspot.com/-2f7y8zAims8/UfymR71QhCI/AAAAAAAAGJc/istqFLe8rsg/s400/stancu2.PNG" height="297" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Transfer için pek para harcamak istemeyen, bonservisi elinde
futbolcu avına çıkan Gençlerbirliği, Stancu için bonservis bedeli ödemese de
Orduspor’dan alacaklarını ödeyerek kasadan ekstra para çıkarmıştı. </div>
<div class="MsoNormal">
Vleminckx vedasından sonra taraftarın istediği forvet CM/FM
deyimiyle “finishing” seviyesi 20 olan bir forvetti. Stancu hamlesi bir çok
Gençlerbirlikli için tam bir kafa karışıklığıydı. İyi ya da kötü gibi keskin
yorumların yapılamayacağı Stancu, dendiği gibi “ligi tanıyor”. İki sezonda
attığı gol sayısından ziyade geçen sezon attığı 10 gole ulaşabilmiş
Gençlerbirlikli futbolcu yok. Şu anki Gençlerbirliği hücumunun kalitesini
arttırdığı bir gerçek.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Gol yollarındaki en güçlü silah ve taraftarın umudu olan Stancu bu performansını ve rakamlarını dahi devam ettirse büyük bir katkı sağlayacak.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ayrıca Cuper’in savunma futbolunda bu sayılara ulaşabilen
bir golcünün, Diyadin’in “hücum oynayan Gençlerbirliği” hayalinde daha fazla
gol atma ihtimali de epey yüksek . Jimmy-Mervan ikilisiyle kanatları daha çok
çalışacak Gençlerbirliği hayali için pivot özellikli bir santrafor daha yerinde
olabilirdi belki ama artık eldeki malzeme bu olacak. Çünkü Gençlerbirliği 6+0+4
denkleminde tüm rakamları kullanmış durumda. Bu saatten sonra kontenjanda yer
açıp da Stancu’nun yanına civarına bir pivot forvet alabilir mi, zor gözüküyor.
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9835jfivtsr45vNzfHlre_z5YEutm2bZmwZTzqO6FCodqe5utGa22jl7ZcgmpCSR-EJ0TviNm7Q73g9VMsWeTv0B8uab47PWTY-gf-mn6B5Jznm4QiaqQ_vgkx-Ru8mMYertjD6XAmBo/s1600/20130802_175046.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9835jfivtsr45vNzfHlre_z5YEutm2bZmwZTzqO6FCodqe5utGa22jl7ZcgmpCSR-EJ0TviNm7Q73g9VMsWeTv0B8uab47PWTY-gf-mn6B5Jznm4QiaqQ_vgkx-Ru8mMYertjD6XAmBo/s400/20130802_175046.jpg" height="300" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Malaga ve Fürth maçlarında takımın tek forvet ile sahaya
çıkarak 4-5-1 dizilişine benzer bir dizilişle sahada olması bu kontenjan
boşalsa bile bu yönde bir tercih kullanma ihtimalinin düşük olduğunu
düşündürüyor. </div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sonuç olarak Stancu’lu Gençlerbirliği hücumu biraz daha
güçlü ama halen büyük bir caydırıcılığa sahip değil gibi gözüküyor.Bu
caydırıcılığı sağlayacak olan ise Mervan ve Jimmy’nin “al da at” nezaketinde
asistleri olacak. </div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-33203284347758018812013-05-17T13:58:00.000+03:002013-05-17T13:58:55.466+03:00A2 Lig Finali | Gençlerbirliği - Ankaraspor | Kimseler Görmese de Bilmese de...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-Ki89zo6-Pt0/UZYLF1Sf_GI/AAAAAAAAGDY/RNpfjr6ujD4/s1600/Final.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="http://2.bp.blogspot.com/-Ki89zo6-Pt0/UZYLF1Sf_GI/AAAAAAAAGDY/RNpfjr6ujD4/s400/Final.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
A2 Ligi Türkiye Şampiyonası finalleri Fethiye’de yapıldı.
Fethiye’de çeyrek ve yarı final maçlarını fazla ilgi gösterilmezken final
maçındaki seyirci sayısı ise o maçların aksine epey artmıştı. Fethiyelilerin
yoğun ilgi gösterdiği müsabakada doldurdukları tribün ise genel itibariyle
Gençlerbirliği tribünleri oldu.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Maça yakın saatlerde oynanacak Avrupa Ligi finalini
televizyondan izlemek için , maçın ilk yarısında evine gitmek isteyen birkaç
taraftarı da Fethiyeliler “Burada Gençlerbirliği final oynuyor, ne yapacaksın
Benfica’yı , Chelsea’yi” diyerek yerlerine oturttular. Tribündeki Fethiyeliler
maç boyu “Haydi Gençler” tezahüratlarıyla Gençlerbirliği'ne desteklerini de eksik
etmediler. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Saha içine dönecek olursak Gençlerbirliği, Kayserispor’u 8-1 gibi farklı skorla çeyrek finalde
elerken, yarı finalde Final Grubunda da rakibi olan MP Antalyaspor’u 2-0’lık
rahat bir skorla devirdi. Bu sonuçlarla finale çıkan Kırmızı Karalı ekibin rakibi Göztepe
ve Kasımpaşa’yı eleyerek gelen Ankaraspor oldu.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Maçtan önce tek tek konuştuğum teknik ekip ve
oyuncuların ortak sözü “Kupayı Beştepe’ye götürmek” olurken, takımımızdaki
oyuncuların kendilerine olan güveni de tamdı. Sezon içinde oyuncularla yaptığım görüşmelerde de, ligin ortasında dahi bugünü hedeflediklerini sık sık dile
getirmiş olan oyuncular hedeflerine yaklaşmanın gururunu da yaşıyorlardı. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Ankara derbisine sahne olan finalde Gençlerbirliği Yasin,Hakan,
Berat, Veli, Eren, Emre Avcı, Emre Dönmez, Utku, Atabey, İrfancan ve Ayberk on
biri ile başladı. Daha sonra Selahattin, Arda,Reha,Furkan ve Haydar kenardan
oyuna dahil olarak Gençlerbirliği adına ter döktü. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Maçın ilk dakikalarında Ankaraspor baskılı oynasa da
savunma dörtlüsünde Hakan-Veli-Eren-Berat Ankaraspor hücum organizasyonlarını
durdurdu. Sağ bekte Hakan sol bekte de
Berat özellikle hücuma yaptıkları destekle de takıma katkı sundular. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-1iW1256vZd0/UZYLUKwC8mI/AAAAAAAAGDg/qv2QqJsk_7Q/s1600/Final+1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="295" src="http://4.bp.blogspot.com/-1iW1256vZd0/UZYLUKwC8mI/AAAAAAAAGDg/qv2QqJsk_7Q/s400/Final+1.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Maçın dengeye geldiği an ise orta sahayı Gençlerbirliği'nin ele geçirmesi oldu. Emre Dönmez’in sakladığı toplarla rakip alanda daha rahat atak imkanı
bulabilen Kırmızı Karalar İrfancan’ın dik oyunuyla da ileri uçta tehlikeler yarattı. İlk tehlikeli atak ise 15.dakikada
yapılan baskı sonucu Ankarasporlu oyuncuların topu uzaklaştıramamasından
dolayı yaşandı. Ceza sahası önüne düşen topa Utku sert vurdu ancak son anda
savunmaya çarpan top direğin yanından kalecinin bakışları arasında kornere
çıktı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu ataktan 5 dakika sonra ise Berat’ın ortasında oluşan
karambolde önce Ayberk vurdu direkten döndü, ardından Atabey geldi topa
müdahale ettiği anda hakem tarafından faul verildi.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
30. dakikada ise maç boyunca sol kanadı savunma ve hücum
yönüyle çok iyi kullanan Berat yine içeriye harika bir orta yaptı. Ayberk’in
havada asılı kalarak vurduğu mükemmel kafa şutunu kaleci de aynı güzellikte
tokatlayarak çeldi. Bu tarz bindirmeleri 120 dakika boyunca aynı şekilde yapan
Berat tribündeki izleyicilerden de büyük beğeni topladı. Tribünlerde top Berat'a geldiği her an "Berat Tosic" benzetmeleri yapıldı. Utku ile ya da İrfancan ile paslaşmalarını izleyince Zec-Tosic pas bağlantısı akıllara gelmemesi imkansızdı neredeyse...</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
35.dakikada Ankaraspor kalesinde yaşanan karambolün bir
benzeri Gençlerbirliği kalesinde yaşanırken savunma topu çizgi üzerinden
uzaklaştırarak skordaki dengenin bozulmasına izin vermedi. Bu dakikaya kadar
savunma ardına atılan toplarda da kaleci Yasin zamanında çıkışlarıyla tehlikeleri
önledi.</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-hMBTWm5uBRY/UZYLi2qClqI/AAAAAAAAGDo/dNxUBXQ3sTQ/s1600/Final+6.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="312" src="http://1.bp.blogspot.com/-hMBTWm5uBRY/UZYLi2qClqI/AAAAAAAAGDo/dNxUBXQ3sTQ/s400/Final+6.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İkinci yarı iki takımda ceza alanlarında tehlike
yaratamazken Gençlerbirliği uzaktan şutlarla rakip kaleyi yokladı. Ankaraspor ise
orta alanı geçer geçmez yaptığı basit top hatalarıyla tehlike yaratmanın
uzağında bir grafik sergiledi. Birkaç savunma ardına top atma girişimi
haricinde pek bir tehlike yaratamadılar ve 60.dakikadan sonra da fizik olarak
oyundan düştüler. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Gençlerbirliği ise Utku ve Ayberk ile uzaktan kaleyi yoklayarak
tehlikeler yarattı. Oyunun hakimiyetini yavaş yavaş ele geçiren Kırmızı Karalar Haydar’ın da oyuna girmesiyle orta saha üstünlüğünü tamamen yakaladı.
75.dakikada Emre Avcı ikinci sarıdan kırmızı kart ile oyun dışında kalınca oyun
adeta yeniden başladı. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Orta alanda yorulan Utku’nun yerine hücum gücü yüksek olan
Furkan’ı da oyuna dahil eden Gençlerbirliği geri adım atmadan on kişi ile kontrollü
ama baskılı bir oyun oynuyordu. Furkan’ın oyuna girer girmez yaptığı ortaya
Atabey kafayı vurdu. Önde olan kaleci topa müdahale edemezken, top direği
sıyırarak üstten auta gitti. Atabey bu pozisyon haricinde de hava hakimiyeti ve
gücüyle de rakibe zor anlar yaşattı. Gol atamamış olsa da hücumda toplu ve
topsuz alanda yaptıkları ile takımımızı katkı sundu. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-_lNF8IDV7w8/UZYMARWhhXI/AAAAAAAAGDw/ABOv7LlGquI/s1600/Final+8.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="308" src="http://3.bp.blogspot.com/-_lNF8IDV7w8/UZYMARWhhXI/AAAAAAAAGDw/ABOv7LlGquI/s400/Final+8.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu pozisyonun hemen ardından gelişen atakta Ankaraspor
korner kazanırken uzaklaştırılan topu tekrar içeri dolduran Ankaraspor
savunması topu savunmanın arkasına düşürdü. O bölgede takımın golcüsü olan
Mehmet Yılmaz topu kontrol etti ve skoru 1-0’a taşıdı.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yenilen bu gol Gençlerbirliği'ni daha fazla hücum yapmaya sevk
ederken Ankaraspor da skoru korumak için tamamen geri çekildi. Bu sırada maç
boyu tartışmalı kararlara imza atan hakem, Gençlerbirliği teknik direktörü Veyis Kanber’i
de tribünlere gönderdi. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Gençlerbirliği 89.dakikada oyuna golün hemen ardından giren Reha
ile atak buldu. Reha soldan yaptığı bindirme ile dip çizgiden ceza alanı içine
çıkardı. Penaltı noktasından İrfancan vurdu, çizgiden çıkardılar. Ardından
oluşan karambolde bir şut daha geldi ama savunmalarıyla uzaklaştırmayı başardılar.
Uzaklaştıkları yerde pozisyonun başlangıcında yer alan Reha atağı sürüklerken ceza
alanı dip çizgisinde kendisine faul yapıldı. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Topun başına yine Reha geldi. Reha içeride arkadaşlarına
yaptığı el işareti ile yönlendirmenin ardından topu içeri yollarken top Eren’e
kadar geldi. Eren ise arka direkte güzel bir vuruşla bu maçın böyle bitmeyeceğini
ilan eden golü attı. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu gol tribünleri yeniden harekete geçirirken tüm tribünler
uzun süre “Haydi Gençler” tezahüratlarıyla yeniden tezahüratlarını arttırdı. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-5NDDgScM8eA/UZYMO3-_85I/AAAAAAAAGD4/OxokvN8wMTQ/s1600/uzat.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="http://2.bp.blogspot.com/-5NDDgScM8eA/UZYMO3-_85I/AAAAAAAAGD4/OxokvN8wMTQ/s400/uzat.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Maç uzatmalara giderken, uzatmaların ilk dakikasında Furkan
karşı karşıya pozisyonda mutlak gol pozisyonundan yararlanamadı. İki tarafta da
yorgunluğun üst seviyeler çıktığı gözlenirken, iki ekip de atak yapmakta
zorlandı. 117.dakikada ise maç boyunca hakemi azarlar gibi konuşan, itiraz eden
Ankarasporlu oyunculara hakem ilk kez itirazdan dolayı kart gösterdi. Bu kart
Sedat’ın ikinci sarı kartı olunca maçın bitimine yakın iki ekip de on kişi
olarak sahada kaldı. </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-f_l8tJYw_EQ/UZYMbk3T_lI/AAAAAAAAGEA/L7hs_y4nwLs/s1600/penal.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-f_l8tJYw_EQ/UZYMbk3T_lI/AAAAAAAAGEA/L7hs_y4nwLs/s320/penal.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kalan son 3 dakikada da gol sesi çıkmayınca maç penaltılara
gitti. Gençlerbirliği adına ilk penaltıyı,120 dakika boyunca yorgunluk emaresi
göstermeyen Berat kullandı ve gole çevirdi. İkinci penaltıcı Veli ve üçüncü
penaltıcı Haydar penaltıları gole çeviremeyince penaltılar Ankaraspor lehine
4-1 tamamlanıyordu. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Maç sonunda büyük hüzün yaşayan Gençlerbirlikli oyuncular, madalyalarını
aldıktan sonra soyunma odasına giderken tribünlerde Kırmızı Karaları alkışladılar
ve “Güzel, temiz futbolunuzu, efendi oyuncularınızı
unutmayacağız” diyerek uğurladılar takımı… </div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-Fx5riywdCh4/UZYMg1N8JcI/AAAAAAAAGEI/RkNmZUuOlD0/s1600/h%C3%BCz%C3%BCn.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-Fx5riywdCh4/UZYMg1N8JcI/AAAAAAAAGEI/RkNmZUuOlD0/s320/h%C3%BCz%C3%BCn.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Maç boyunca öz verili mücadeleden vazgeçmeyen oyuncular üzüntülerini anlatacak kelimeler bulamazken bir çoğunun ortak görüşü “Çok
yorulduk ama 10 kişi kalınca, buraya kadar geldik yorulamayız diyerek
yorgunluğumuzu, ağrılarımızı, her şeyi unuttuk. “ oldu.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Fethiye’den bir kupa ile dönemedi bu takım belki ama başarılı bir
jenerasyonun verdiği ümit ve Fethiye halkının Gençlerbirliği’ne karşı artan
sempatisi ile dönüldü...</div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-5066096511488224742.post-43584876446863099462013-05-14T14:22:00.001+03:002014-06-21T23:20:15.501+03:00Fuat Çapa'dan Veda...<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-CSkC2wYLygU/UZIeW4VDRnI/AAAAAAAAGDI/AZBEdF5mv6Q/s1600/fua.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://4.bp.blogspot.com/-CSkC2wYLygU/UZIeW4VDRnI/AAAAAAAAGDI/AZBEdF5mv6Q/s400/fua.jpg" height="400" width="282" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Fuat Çapa, kulübün resmi internet sitesi olan www.genclerbirligi.org.tr 'den taraftarlara iki yılın değerlendirmesini yaptığı bir veda konuşması yaptı:</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Saygı değer Başkanımız İlhan Cavcav,Yönetim Kurulu ve
Gençlerbirliği taraftarı,</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sizinle iki yıldır yapmış olduğumuz kader ortaklığının
sonuna geldik. Bunlar profesyonel yaşamın her alanında olan ve anlayışla
karşılanması gereken hadiselerdir. Kimi zaman kulübün gelecek planı teknik
direktöre, kimi zaman da teknik direktörün gelecek hesabı kulübe uymayabilir.
Bunlar gayet doğaldır. Biz de aile içinde böyle bir fikir ayrılığına düştük ve
çok sevdiğim, ilk göz ağrım dediğim Gençlerbirliği’nden kulübümüzle yaptığımız
uzun değerlendirmeler sonucunda ayrılmaya karar verdim.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Özellikle bu iki yıllık süreçte gerek taraftarımız gerekse
yönetimimizle çok güzel günler yaşadık. Başkanımız İlhan Cavcav’ın bize sunmuş
olduğu çalışma ortamının yanında verdiği destekleri unutamam. Türk futbolu için
büyük bir değer olan Başkanımız İlhan Cavcav gibi hem futbolu hem yöneticiliği
çok iyi bilen biri ile çalışmak beni son derece mutlu etti.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İlk olarak
taraftarlarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılarla karşılıklı fikir alış verişinde
bulunduk. Sizlerle bağımı koparmamak adına da bu toplantıların olmadığı
dönemlerde sosyal medyada iletişimi kesmemeye çalıştım. Çünkü Gençlerbirliği
hepimizindi ve bu birlikteliği de büyük oranda sağladığımızı düşünüyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İlk geldiğim günlerde kulübün içinde bulunduğu süreçten
dolayı zor günler geçireceği iddia edilse de ekibimize güvendik ve ekibimizle
azımsanmayacak sonuçlar elde ettik. Takımımızın ilk on birine yerleştirdiğimiz
oyuncuların sezon sonunda farklı kulüpler tarafından bonservis bedelleri
ödenerek alınması da ekibimizin başarısını gösteriyor. Aldığımız 49 puan ,
averajla bizi Avrupa Kupaları Play Off mücadelesinin dışında bırakırken normal sezonu 9.tamamladık.
Üzerimizde yer alan 5.takımın 50, 6-7 ve 8.takımın da 49 puanda sezonu tamamlaması
tablodaki yerimiz açısından herkesi fikir sahibi yapabilir.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu sezona da belirtmiş olduğum gibi on birimizden oyuncular
kaybederek başladık. Tum-Soner ve Yasin 27 gol atmıştı ve bu sezon onların
ayrılması demek gol gücümüzün %60’ını kaybetmek demekti. Hazırlık döneminde ilk
işimiz bu isimlerin yerini doldurmaya çalışmak oldu. 7-8 tane oyuncu transfer
ettik. Ligin ilk bölümünde üst sıralarda kalarak iyi bir tablo sergiledik.
Sonrasında kısa süreli bir düşüş yaşadık ama tekrar toparlanmayı bildik. Bunu da
geçirdiğimiz olumlu ve başarılı hazırlık döneminin sonucu olarak görüyorum.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
İlk yarı sonunda ekip olarak hücumda zayıf olduğumuzu
düşündüğümüz için de şu anda tüm Gençlerbirliklilerin büyük bir hayranlıkla
izlediği Björn’ü takıma kazandırdık. Bildiğim bir isim olduğu için ona güvenim
tamdı. O da bu güvenimi boşa çıkarmayarak hem takımımızın vazgeçilmezi hem de
tribünlerin sevgilisi oldu. Nokta transfer olarak sayabileceğimiz ligdeki
birkaç isimden biri olan Björn, hücumdaki bu açığımızı büyük oranda kapattı. Benim için onu Ankara’ya ve Gençlerbirliği’ne
kazandırmak da ayrı bir mutluluk oldu.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Sezonun geneline dönecek olursak da daha iyi bir yerde
bitirebileceğimiz sezonu kimi zaman şanssız puan kayıpları yaşayarak bu
seviyede noktaladık. Kimi zaman takım olarak atladığımız detaylar, kimi zaman o
detaylarda etkili olan hakem kararları ile bugüne kadar geldik.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Hedefimiz geçtiğimiz sezon yakaladığımız puan ve sıralamanın
bir adım da olsa yukarısında olmaktı. 49 artı puanı hedef olarak önümüze koyduk
fakat ligin aldığı seyir geçen yıldan çok farklı olduğu için geçen yılın 49
puanı bu yılın 55 puanına tekabül ediyor. Ve koyduğumuz hedefi matematiksel
olarak yakalayamamış gözüksek de bence o hedefi yakaladık.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Kulübümüzü genel olarak değerlendirdiğimde ise ; Gençlerbirliği
kulüp yapısı olarak alt yapıya verdiği önem ile ülke çapında büyük bir örnek
oluşturuyor. Türkiye ligleri için bir futbolcu fabrikasına benzeyen bu yapının
başarısına bakmak için çok uzağa gitmeye gerek yok. En basitinden A2
takımımızın ve daha alt yaş gruplarındaki takımlarımızın başarıları buna çok
güzel kanıtlar… Alt yaş gruplarında hedefi şampiyonluktan başka bir şey olmayan
bir kulüp yapısından söz ediyoruz. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Yine A takımımıza bu takımlarımızdan taşıdığımız
oyuncularımız oldu. İlk sezonumda kupa maçlarında şans verdiğimiz genç
oyuncularımız oldu. Yine bu sezon A takımımızda sürekli şekilde şans bulmaya
başlayan Ahmet Çalık, U20 Milli Takımının kaptanı Artun yine U20 takımının
sürekli oyuncularından İlkay kulüp olarak kazandığımız ve Türk sporuna
kazandırdığımız oyunculardan sadece bir kaçı… Mesela Ahmet U15 takımımız
şampiyon olurken kaptan olarak şampiyonluk kürsüsünde yer alıyordu. Yine Artun
çok küçük yaşlardan itibaren hem kulübümüzde hem milli takımlarda kaptanlık
-liderlik yapıyor. Gelecek yıllar da bu isimleri çok daha sık duyacağız! Ancak
bu isimlere şans verebilmek için kadro olarak da belli bir istikrarı yakalamak
gerekiyor. Maalesef 7-8 transferle başlamak zorunda olduğumuz bir sezonda çok
da kolay olmuyor . Ülke olarak her şey olup bittiğinde kimse bunları, alt
yapıdan takıma çıkardığımız oyuncuları değil skorları ve sonuçları konuşuyor. Bu
da bir başka üzücü nokta ve ülkede teknik direktörlerin elini kolunu bağlayan
bir başka konu…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Tüm bu süreçte taraftarımızın her geçen gün artan desteği ve
gücünü inkar edemem. İlk geldiğim günlerde 2-3 bin civarında bir maraton
tribünü doluluğu önünde oynarken, bu sene bu ortalamayı 7-8 bine çıkardık. Kültür
olarak farklı bir kültürü temsil eden Gençlerbirliği taraftarı ülkemiz içinde
olumlu bir örneği temsil ediyor.Ben Gençlerbirliklilerin sayısının bundan sonra
da giderek artacağını düşünüyorum. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Son olarak Ankara’nın bendeki önemini belirtmek isterim. İlk
geldiğim günlerde Belçika’yı çok özlüyordum. Ama zamanla bu öyle bir hal aldı
ki izinlerimde Belçika’ya gittiğimde Ankara’yı özlemeye başladığımı hissettim.
Bunda Gençlerbirliği’nin büyük bir payı var ama sadece Gençlerbirliği olarak da
kısıtlayamam. Burada dostluklarım ve oluşan arkadaşlıklarım var. İlk görev
yerim yani ilk göz ağrım…Bunun verdiği yoğun bir duygusallık var…
Gençlerbirliği kulübü ve taraftarlarını olduğu gibi Ankara’yı da hiç
unutmayacağım…</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bana bu iki yıllık süreçte yardımcı olan başta Sayın İlhan
Cavcav’a , yönetim kurulumuza, kulüp çalışanlarımıza; tribünde desteğini hiç
esirgemeyen taraftarlarımıza ve saha içinde-dışında kader ortaklığı yaptığım
teknik ekibim ve oyuncularıma her şey için çok teşekkür ediyorum. </div>
Andre Konahttp://www.blogger.com/profile/14802415592994035732noreply@blogger.com0