24 Ağustos 2012 Cuma

Metin Kurt'suz Yalnızız Ceza Sahamızda





           "Kula kulluk etmezdin,çok yanlış biriydin/Sen mi güzeldin yoksa hayat mı güzel" diye anlatıyordu Metin Kurt Yalnızlığı şarkısında durumu Kesmeşeker grubu! Bugün kalbi güzel bir insanın daha kalbine yenik düşerek aramızdan ayrılışını öğrendik. O isim sahalarımızın Gladyatör'ü Metin Kurt'tu.

         Metin Kurt'u tanımlamak için bir takım yeterli değil. Onun saha içinde yapmaya çalıştıklarından çok saha dışında saha çizgilerinin bittiği noktada başlattığı çalışmalar önemliydi. Hep bu zaten "başına bela oldu" Milyonlar kazanabilecekken her şeyi bir kenara koyup futbol içerisinde ki emek sömürüsüne dikkat çekmeye çalıştı. İnandığın her şeyi attığın kalbinde/İnanmadığın her şey yedek kulübende diyen şarkı sözlerinde gizliydi belki de herşey.

        Bir röportajında şakayla karışık halka yani tribünlere en yakın yer neresi diye düşündüm ve çizgide oynamaya karar verdim. Ama hiç bir zaman yedek kulübesi ve şeref tribünü önünde oynamadım. Onların önünde oynamamak için bir yarı sağ kanat diğer yarı sol kanata geçerdim diye açıklıyordu.

       1975 yılında bir dernek kurup 30000 sporcuyu bünyesinde barındıran bir oluşumun öncüsünden bahsediyoruz. Futbolu şu anki haliyle tanımlamanız gerekirse diye sorulduğunda "batakhane, gençleri içine çeken bir batakhane" demişti. Galatasaray'dan apar topar diğer futbolcuları "galeyana getiriyor" denilerek yollanan Metin Kurt hiç bir zaman o batakhaneye karşı açtığı savaştan vazgeçmedi.

      Futbolu sevmiyordu ve "bu benim işim iş olduğu için yapıyorum" başka bir nedeni yok diyordu. Onca yeteneğini sevmediği bir işe feda ediyordu belki de. Ama izleyenler, görebilenler ondan bahsederken büyülü bir şeyden bahseder gibi konuşuyorlar hala.

       Yıllar sonra eski kulüplerinden biri "vefa" etiketiyle eski futbolcularını anarken yeni anılacak isimleri sıralarken "sakıncalı" gördükleri Metin Kurt'a bir teşekkürü bile çok görmüşlerdi. Metin Kurt'un teşekkürü ihtiyacı yol elbet. Seçimleri yanlıştı, yani "çok yanlış biriydi". TKP yerine AKP sıralarından milletvekilliği spor yorumculuğu kovalamadığı içindi belki de tüm bu olanlar.

     Endüstriyelleşen futbol makineleşen oyuncular müşteri haline gelen tribünler ve Metin Kurt'un tüm bunlara cevabı: Futbol arsada güzeldir, borsada değil!    

       Fanatizmin arttığı futbolcuların hakem gırtlaklamaya çalıştığı tribünlere misafir takımın konuk edilemediği şike gibi adaletle ilgili bir konuda bile forma renkleriyle fikir yürütüldüğü ortama da "dinde yobazlık neyse futbolda fanatizm odur" diyor Gladyatör.

         Futbolu 30 yaş gibi çok erken dönemde bıraktı ama hayat için bu kadar aceleye gerek yoktu halbuki. Şimdi Metin Kurt'suz daha da yalnızız ceza sahamızda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder