14 Ekim 2012 Pazar

Kaybederek Var Olan Adam: Ballack

Kim 6 kez aynı şekilde kaybederek yaşamına aynı şekilde devam edebilir ki... Ballack'ın hikayesi biraz tersine bir efsane yürüyüşüne benziyor. Almanya'da belki ona tapanlar yok, seveni de belki de sevmeyeninden çok olabilir, ama bu biraz da onun tercihiydi.

Leverkusen'de parlamış 3 yılda bir yıldız doğurmuştu kendisinden. Efsane sayabileceğimiz Leverkusen kadrosundaydı ve aslında onlardan beklenenin fazlasını gerçekleştirmişlerdi. Kimler yoktu ki o kadroda...Butt, Ramelow, Yıldıray, Schneider, Ballack,Lucio, Sebescen, Neuville ve bu ayarda bir çok isim bir peri masalının mutlu sonuna yaklaşıyorlardı.

15 Mayıs 2002 günü Real Madrid ile karşılaştıklarında herkes bu masalın mutlu sona erdirilmesi için Leverkusen'i destekliyordu belki de...Madrid'te bu kupalardan çok vardı, onun alıp almaması kimin umurundaydı! Lucio ümitlendirse de Zizu yani namı diğer Zidane hala jeneriklerde yer alan golünü atıp masalların kolay yazılmadığını hatırlatıyordu bize...

O gün kaybeden Ballack bir de ligde kaybedecekti. 5 puan öndeyken şampiyonluğu 1 puan farkla Dortmund'a kaptırıyorlardı. Ballack ve arkadaşları bir sezon içinde ikinci finallerini kaybederken Ballack'da Münih'in yolunu tutuyordu. Dünya Kupasında da kırmızı kart cezası nedeniyle oynamamış ama takımı da geleneği bozmayarak finalde Brezilya'ya kaybedip gümüş madalya getirmişti ona... Bayern Münih ile Almanya'nın "kazananlar kulübüne" geçiş yapan Ballack 4 yıl boyunca başarılı dönemler geçirdiği Münih ekibiyle 3 şampiyonluk yaşıyordu. Ballack kazanmaya başladığını düşünüyordu belki de o gün...

Sonra yolu Londra'ya düştü. Chelsea'de Abramovic'in en değerli pahalı oyuncaklarından biriydi. Orada istediğini bir türlü oturtamayan takımda bir şampiyonlukla veda etmişti Mavililere . Ama burada da anılarını hatırlatacak bir çok şey yaşamıştı. Moskova'da penaltılarla Şampiyonlar Ligini Manchester United'a kaptırırken 2002'yi hatırlamamış mıdır sizce? Ya da sonrasında aynı sezon şampiyonluğu yine Kırmızı Şeytanlara bırakırken? İlkinde olmasa da ikincisinde o da anımsamıştır o sezonu...  Peki o sezon Euro 2008'de Almanya kaptanıyken bu kez finali İspanya'ya kaybetmesi...

6 kez kazanmanın eşiğine gelip aynı şekilde kaybetmek? Kaybetmesine rağmen, kaybedenin tarafında olmasına rağmen son zamanlarında vasatları oynamasına rağmen üst düzeyde kalabilmek... Ballack buna rağmen hatta bana göre tüm antipatikliğine rağmen ayakta kaldı! Sempatiklik günleri bana göre hep Leverkusen formasıyla kendilerinden güçlü takımlara düş geçirmeye çalışırken ter döktüğü günlerde kalmıştı. Sonrasında ise hep güçlü bir makinede küçük bir dişli olarak tüm antipatikliği ile arzı endam eylemişti gözlerimizin önünde...

Geçtiğimiz günlerde avukatı aracılığıyla futbolu bıraktığını duyurdu. Son isteği ise 98 kez formasını giyip 2 kez finalde bir kez de yarı finalde kaybettiği Almanya ile jübilesini yapmaktı...Bu isteği uzaklardan bakınca bize çok makul gelse de Milli Takım Menajeri Bierhoff bunun olamayacağını söylüyordu. Bierhoff ona 99 ve 100. kez forma giyebilmesi adına davette bulunduklarını bu davetleri Ballack'ın elinin tersiyle ittiğini ve artık böyle bir gündemlerinin olmadığını söyleyerek "bir kez daha kaybettin" diyordu Ballack'a...

Benim için 2002 yılında kırmızı siyahlı formayı terk ederek biten hikayeyi Ballack ondan tam 10 yıl sonra kendi isteğiyle bitiriyordu. Eğer bir gün bir kulübü çalıştırırsa en büyük isteği bir altın madalya olursa buna kim şaşırır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder