21 Ekim 2012 Pazar

Bulgar Kanaryaları Mazisini Arıyor



Osmanlı tarihine 93 harbi olarak geçen 1887-1888 Osmanlı Rus savaşı kazananı ve kaybedeni olan bir savaştan çok daha fazla şey ifade ediyor tarihte. Savaşın sonunda Bulgaristan özerklik kazanmış Romanya ise bağımsızlığına kavuşmuştu peki ya başka?

Avrupa'nın hasta adamı her geçen gün kötüye gidiyor ve imparatorluk içinde de fokurdamalar başlıyordu. Kimi başarılı kimi başarısız bir çok isyan girişimine sahne olan yıllarda en çok sıkıntı çeken ise Balkan topraklarıydı. Yine Balkan uluslarından Bulgarlar da kötü yönetim ve sistemsiz devlet içerisinde isyanlara başvuruyorlar ve çoğunda da başarısız sonuçlar alıyorlardı. Ama bir isyan var ki aslında bu yazının sebebi de o isyan ve o isyanı başlatan kişi...

İsyanın baş rolündeki isim Hristo Botev...Botev 1848 yılında Filibe yakınlarında doğmuştur. Babası da yazar olan Botev çocukluğundan itibaren Rus edebiyatına ilgi duyarak büyür. Annesinin de katkısıyla halk edebiyatına ilgi duyar ve edebiyatla haşır neşir olduğu dönemler çocukluğuna kadar dayanır. Lise için Odessa'ya giden Botev orada Rus devrimcilerle tanışır ve onların fikirlerini benimsemeye başlar. 2 yıl sonra bursu kesintiye uğramaya başlayınca o da tekrar köyüne geri dönmek zorunda kalır. Daha sonra babası onu okutmak için yeniden Filibe dışına göndermek ister ama maddi durumları bu kez ancak Romanya'ya yeter.  Romanya'ya gittiğinde çalışmak zorunda kalan Botev orada sığınmacıların haklarıyla da ilgilenir ve bunları bir gazetede yayınlar. Daha sonra Bulgar Merkez Komitesine seçilen Botev Paris Komününe bağlılığını bildirir ve bunun sonucunda hapse düşer. hapisten çıktıktan sonra Bükreş'te Bağımsızlık ve Özgürlük isimli iki gazete çıkartır.

Bulgaristan'da ayaklanma hazırlığı olduğunu duyunca da Romanya'daki Bulgar sığınamcıları tek tek dolaşarak ayaklanmaya katılmaya davet eder. Edebiyat konusunda da boş durmayan Botev tanınan bir şair olmuştur. Edebiyat sayesinde hem iyi bir şair hem de kendi deyimiyle iyi bir devrimci olduğunu söyleyordu.

Yaklaşık 200 kişilik bir grup ile Tuna Nehri üzerinden Bulgaristan'a geçen Botev Bulgaristan Dağlarının eteklerinde Osmanlı güçleriyle karşılaşır arkadaşlarıyla. Büyük çatışmanın yaşandığı Bulgar Dağlarında Botev kimi kaynaklara göre 20 Mayıs kimine göre de 2 Haziran 1876 günü hayatını kaybeder. Bu çatışma sosyalist bir devrimci olan Botevîn edebiyatçı kimliği ile birleşince büyük yankı uyandırır Avrupa'da... Osmanlı karşıtı bir kamuoyu oluşur ve Ruslar bunu fırsat bilerek o meşhur 93 harbini başlatır.

Öte yandan Botev Bulgaristan tarihine geçmiş bir devrimcidir. Adına anıtlar dikilirken 1912 yılında Katolik Kolejinde okuyan bir grup öğrenci bir futbol kulübü kurar ve adını Botev Plovdiv olarak belirler. Sarı siyah renklere sahip kulüp kuruluş tüzüklerinde de adlarını Hristo Botev'den aldıklarını belirtirler. Kulübün lakabı da Kanaryalar olarak o dönemden söylenmeye başlar.

Kulüp şu anda tam bir dar boğazdan geçiyor.  Bir kaç yıl öncesinde ne oynayacak bir futbolcu ne de sahaya çıkacak bir takımları vardı. Hem de ligde en üst seviyede mücadele ederken oluyordu bunlar. Taraftarlar isyan ederken isyanın gösterdiği isim kulüp başkanı oluyordu.  Kulüp başkanı Hristolov kulübün parasını kendi hesabına aktarmasından tutun da kulübün adını kullanarak ticari prestij kazanmak ve ticari işlere girmeye kadar bir çok konuda taraftarın düşmanı olmuş konumdaydı. Kulübü kendi aralarında para toplayarak satın almak istemişler fakat Hristolov hiç oralı olmamıştı. Taraftarlar kulüp binasını basmış Hristolov'a ait ne varsa zarar verip onu bulamayınca maketini şehrin meydanındaki elektrik direğine asarak sinirlerini boşaltmaya çalışmışlardı.

Botev Plovdiv'in ateşli taraftar grubu Bultras bir deklarasyon yayınlayarak federasyona seslenip "bizi küme düşürün onursuzca ölmeyi beklemektense onurlu bir şekilde ölmeyi istiyoruz" demişlerdi. Çok geçmeden zaten federasyonda maddi gereklilikleri karşılayamadığı için Botev'i küme düşürüyordu.

Bu sezon yine düştüğü ıssız kuytu köşelerden tekrar üst lige çıkan Plovdiv yenilenerek geldi. Önce Hristolov belasından kurtuldular ona göre daha makul ve kulüp yanlısı olduklarını düşündükleri Yuli Popov kulüp başkanlığına geldi. 9 haftası oynanan Bulgar Liginde 6 galibiyet 1 beraberlik 2 mağlubiyetle liderin 6 puan gerisindeler. Ligde 2 şampiyonluğu bulunan takım bu sezonda belki o başarıyı tekrarlayamayacak ama bu sezon en azından Bultras'ı Hristolov dönemine göre daha az üzecekler.

Hristo Botev'e dönecek olursak şüphesiz ki halkın gönlünde büyük yer edinmiş ve efsaneler arasında yerini almış bir isim o. Şu anda kulüp ona yakışan efsanevi günlerden çok uzak ama Bultras ve en önemlisi de Botev ismi o günleri yeniden yaşamayı hak ediyor. Devrimci şair Botev'in sözleriyle bitirelim öyleyse...

Haydi hızlı adımlarla hep birlikte mücadeleye
Zirvelere doğru kutsanmış düğümleri çözmeye koşun
Ve haykıralım "ya ekmek ya kurşun!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder