19 Kasım 2012 Pazartesi

Futbol-Sen Kuruldu



Futbolda yıllardır süre gelen ama bir türlü ciddi gerçekçi adımların atılamadığı bir alan olarak sendikalaşma hep var oldu. Sendikanın hayatın her alanına öcü olarak lanse edildiği işçinin hakkını arama yerinden çok egemenlerin anarşi yuvası diye göstermeleri ve görecek kişilerin de sorgulamadan o şekilde görmeleri toplumda bu alanda 70’lerin 80’lerin travması olarak hep var oldu.
Kimileri için Kemal Sunal’ın klasiklerinde Harranlı-Sendikalı ayrımından öte anlam taşımayan sendika alanı aslında futbolun hep kanayan yarası olarak kaldı. Kimi oyuncular, antrenörler sebepsizce görevlerinden alınırken sadece vefa duyan taraftarların hatırasında kalan anılar olarak kalabildiler. Kimi o hatıralara sığacak kadar zaman bile dolduramamıştı. Transfer sezonu bitmişken kaptanını kovan “büyük” kulüplerin, televizyonda canlı yayında teknik direktörü ile yollarını ayıran köklü kulüpleri olan bir ülkedeyiz.  Her şey olup biterken futbol romantiklerine kalmış gibi gözüküyor sendika. Metin Kurt’un ölümünden sonra popülizm ile birlikte yeniden sendika homurdanmaları olsa da o adımı kimse atamıyor.
Sendikalı futbolcu açık söylemek gerekirse şu ortamda radikal kalacaktır. Apolitik bir futbol düzeni de bunun çanakçısı elbette. Darbe döneminde “ne sağcıyız ne solcu futbolcuyuz futbolcu” sloganlarının atıldığı futbol emekçilerinin dünyasında elbette sendikaya da yer bulmak zor oluyor.
Geçtiğimiz ay kurulan Futbol-Sen de yine böyle bir ihtiyaca istinaden kuruldu. İçerisinde eski ve aktif futbolcuların da yer aldığı oluşumda bu alanda bir eksiği giderme niyeti olduğu çok açık. Murat Bölükbaşı, Rahim Zafer ve İhsan Mert’in yanında futbolcu temsilcileri de bu oluşumda kurucu üyelerin arasında yer alıyor. Sitelerinde yer alan açıklamada şunlar yazıyor:
Yüce bir değer olan emeğin, alın terinin, futbol çalışanları açısından da uygulanması, futbol çalışanlarının gerçek ve profesyonel anlamda işçi sayılması, bu yönde oluşturulacak komisyonlarca spor iş yasasının çıkarılması veya hali hazırdaki iş yasasına futbol çalışanlarının da dâhil edilmesini sağlamaktır.
Ve ayrıca futbolun, futbol çalışanlarının kendisini ve/veya ailesini geçindirmek için çalışıp alın-teri döktüğü, teorik antrenman-pratik antrenman- maç - maç izleme- bilimsel futbol bilgisi- maç analizi- futbolcu yeteneği bulma ve onun geliştirilmesi- futbolcu veya futbol çalışanı için kariyer planlaması yapan kişilerin tam gün olarak çalıştığı, sigorta primlerinin yattığı ve çoğu meslek olarak kabul edilen iş kollarından daha fazla bilgi- yetenek- yetenek ve bilginin pratiğe dönüştürülmesi gereken tam anlamıyla profesyonel bir meslek olarak kabul edilmesini sağlamaktır.
Son olarak, futbolun ana öznesi olan futbol çalışanlarının oynanan futboldan elde edilen naklen yayın-sponsor vs. gelirlerden hak ettikleri oranda pay almasını sağlamaktır…
Şu anda ilk adımlarını atmış olan sendikaya umarım futbol dünyası bir şans verir. Üst liglerde koşullar daha rahat olsa da alt liglerde durum o kadar da rahat gözükmüyor. Ki üst ligler dediğimiz kısımda da sadece belli bir zümreyi kastedebiliyoruz ancak. O nedenle bu tarz oluşumlar önemli ve futbol dünyası tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Şu unutulmamalı herkes futbolu bıraktıktan sonra ana akım medyada spor programında yorumcu olamıyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder