9 Mart 2013 Cumartesi

Medyada Galibin Adı Yok

Bugün Türkiye'deki gazetelerin spor sayfalarına ya da direk spor gazetelerine baktığınızda manşetlerinden haber başlıklarından dün gece yapılan maçın kim ile kim arasında yapıldığını kimse öğrenemedi. Galatasaray'ın rakibi ile ilgili emarelerin rastlanmadığı manşetlerde rakip kazanan da olsa basınımızda "galibin adı yok"...

3 harfliler batıllığında korku gibi Gençlerbirliği'nin adını almaya imtina ederken , galibiyetin sebebini Galatasaray'dan kaynaklı olarak göstererek ne dökülen alın terinden ne verilen emekten ne de her şeye rağmen alınan 3 puandan gazetelerde hiç bir emare yoktu. Rakip kazanmaz, İstanbullular kaybeder basın geleneğinden örnekler :

Fanatik manşetten Galatasaraylı yıldızlar üzerinden zemine gönderme yapıyor. Gençlerbirliği'nin Camp Nou zeminlerinde Galatasaray'ın bu zeminde oynadığını düşünürsek harika bir manşet ve gazetecilik başarısı.

Büyük tehlike diye adlandırılan şey haksız bir şekilde alınan penaltıdan sonra Drogba'nın bunu kaçırması ve Galatasaray'ın oyundan kopması...Penaltının haksızlığına dair bir ibare tabi ki yok.


Maç öncesi röportajında Pınar Argun'a gül vererek kadınlar gününü kutlayan Fuat Çapa'nın haber olmaması bu basın etiğinde ve anlayışında gayet doğal da maç sonunda ondan fotoğraflar ya da demeçler yerine centilmenlik dışı hareketlerinden dolayı maçı locada izlemek zorunda kalan bir şovmene bu kadar yer verilmesi de mi normal?

Fanatik burada Gençlerbirliği maçını çoktan bitirip Galatasaray'ı Almanya'ya yolcu etmiş bile manşetlerde tek Gençlerbirliği ibaresi olmadan. 

Fotomaç'ın manşeti de Gençlerbirliği'nin San Siro'da oynadığı varsayımı üzerinden gayet yerinde olmuş.

AMK kelime oyunu adına Gençler diyerek büyük bir mesleki risk alıp cesur(!) gazetecilik örneği gösterdi.


Ama aynı AMK iç sayfalarda mağlubiyeti Terim'e bağlayarak bu hatasını adeta telafi etti.

Onların diliyle cevap verelim o zaman kaşınan manşet oluyor da kaşıyan niye olamıyor?

Aslan'ın yaptığı harakiriden Gençlerbirliği'nin aldığı "hayati" galibiyete yer kalmamış burada da.

Habertürk'ten yaratıcılık(!) ötesi bir Galatasaray manşeti...
Biz de filmden bir gönderme yapalım o zaman; "fillerin sürekli tepiştiği bir coğrafyada inadına yeşeren umudun öyküsü" olsun maçın özeti....


Hürriyet de 90 dakikadaki onca hadiseyi ilahi güç, yüce insan(!) imparatora bağlamış.

Maç günü prova diye haber yapan gazete "helal olsun Gençlerbirliği'ne" diyemezdi tabi ki, direkler...


Sabah'ta Gençlerbirliği'nin oynadığı stadı Roma Olimpiyat olarak düşünerek yapmış bu haberi, penaltının haksızlığı pek de mühim değil zaten.

Milleyet'in başlığında yer alan kelimenin Gençlerbirliği'nin lakabı olmadığına eminiz!


Drogba niye penaltıyı başkasına kullandırmamış , pardon ama o penaltı verilir mi diye sormak çok mu zor?

Bu sadece yazılı basın tabi, akşamları maç görüntüsünden bağımsız ya da maç görüntüsüne bağımlı konuşanlarından farklı şeyler söylemediğine emin olabilirsiniz. Ya da internet basınının şu an yasta olduğunu bir milli maç kaybındaki ruh haline geldiğini gözlemleyebilirsiniz. Buradaki fotoğraflar, yorumlar Gençlerbirliği özelinde ama İstanbullulara karşı alınana her Anadolu galibiyetinde bundan farklı şeyler görmüyoruz izlemiyoruz.

Basından ilkeli ya da tarafsız olmasını bekleyecek halimiz yok hiç olmadılar ya da bağlarından dolayı olamadılar ama en azından biz es geçmeyelim reyting ve tiraj kaygılarına inat kazananı görmek çok da zor olmasa gerek. 




4 yorum:

  1. Sen mi çektin fotoğrafları?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet abi düzensizlikten belli değil mi :))

      Sil
  2. Ben seviyorum böyle şeyleri :) Maaşallah bütün gazeteler de satın alınmış yani

    YanıtlaSil
  3. Bu gazetelerin varlık nedenleri üç İstanbul kulübü zaten Anadolu kulübünün manşete çıkmamasına neden şaşırıyorsunuz? Büyük takım kazanınca taraftarı gazeteyi alır, kaybedince rakip takımın taraftarı alıp rakibinin nasıl 'yenildiğini' okur.

    YanıtlaSil