14 Mayıs 2013 Salı

Fuat Çapa'dan Veda...


Gençlerbirliği Teknik Direktörü Fuat Çapa, kulübün resmi internet sitesi olan www.genclerbirligi.org.tr 'den taraftarlara iki yılın değerlendirmesini yaptığı bir veda konuşması yaptı:

Saygı değer Başkanımız İlhan Cavcav,Yönetim Kurulu ve Gençlerbirliği taraftarı,

Sizinle iki yıldır yapmış olduğumuz kader ortaklığının sonuna geldik. Bunlar profesyonel yaşamın her alanında olan ve anlayışla karşılanması gereken hadiselerdir. Kimi zaman kulübün gelecek planı teknik direktöre, kimi zaman da teknik direktörün gelecek hesabı kulübe uymayabilir. Bunlar gayet doğaldır. Biz de aile içinde böyle bir fikir ayrılığına düştük ve çok sevdiğim, ilk göz ağrım dediğim Gençlerbirliği’nden kulübümüzle yaptığımız uzun değerlendirmeler sonucunda ayrılmaya karar verdim.

Özellikle bu iki yıllık süreçte gerek taraftarımız gerekse yönetimimizle çok güzel günler yaşadık. Başkanımız İlhan Cavcav’ın bize sunmuş olduğu çalışma ortamının yanında verdiği destekleri unutamam. Türk futbolu için büyük bir değer olan Başkanımız İlhan Cavcav gibi hem futbolu hem yöneticiliği çok iyi bilen biri ile çalışmak beni son derece mutlu etti.

İlk olarak taraftarlarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılarla karşılıklı fikir alış verişinde bulunduk. Sizlerle bağımı koparmamak adına da bu toplantıların olmadığı dönemlerde sosyal medyada iletişimi kesmemeye çalıştım. Çünkü Gençlerbirliği hepimizindi ve bu birlikteliği de büyük oranda sağladığımızı düşünüyorum.

İlk geldiğim günlerde kulübün içinde bulunduğu süreçten dolayı zor günler geçireceği iddia edilse de ekibimize güvendik ve ekibimizle azımsanmayacak sonuçlar elde ettik. Takımımızın ilk on birine yerleştirdiğimiz oyuncuların sezon sonunda farklı kulüpler tarafından bonservis bedelleri ödenerek alınması da ekibimizin başarısını gösteriyor. Aldığımız 49 puan , averajla bizi Avrupa Kupaları Play Off mücadelesinin  dışında bırakırken normal sezonu 9.tamamladık. Üzerimizde yer alan 5.takımın 50, 6-7 ve 8.takımın da 49 puanda sezonu tamamlaması tablodaki yerimiz açısından herkesi fikir sahibi yapabilir.

Bu sezona da belirtmiş olduğum gibi on birimizden oyuncular kaybederek başladık. Tum-Soner ve Yasin 27 gol atmıştı ve bu sezon onların ayrılması demek gol gücümüzün %60’ını kaybetmek demekti. Hazırlık döneminde ilk işimiz bu isimlerin yerini doldurmaya çalışmak oldu. 7-8 tane oyuncu transfer ettik. Ligin ilk bölümünde üst sıralarda kalarak iyi bir tablo sergiledik. Sonrasında kısa süreli bir düşüş yaşadık ama tekrar toparlanmayı bildik. Bunu da geçirdiğimiz olumlu ve başarılı hazırlık döneminin sonucu olarak görüyorum.

İlk yarı sonunda ekip olarak hücumda zayıf olduğumuzu düşündüğümüz için de şu anda tüm Gençlerbirliklilerin büyük bir hayranlıkla izlediği Björn’ü takıma kazandırdık. Bildiğim bir isim olduğu için ona güvenim tamdı. O da bu güvenimi boşa çıkarmayarak hem takımımızın vazgeçilmezi hem de tribünlerin sevgilisi oldu. Nokta transfer olarak sayabileceğimiz ligdeki birkaç isimden biri olan Björn, hücumdaki bu açığımızı büyük oranda kapattı.  Benim için onu Ankara’ya ve Gençlerbirliği’ne kazandırmak da ayrı bir mutluluk oldu.

Sezonun geneline dönecek olursak da daha iyi bir yerde bitirebileceğimiz sezonu kimi zaman şanssız puan kayıpları yaşayarak bu seviyede noktaladık. Kimi zaman takım olarak atladığımız detaylar, kimi zaman o detaylarda etkili olan hakem kararları ile bugüne kadar geldik.

Hedefimiz geçtiğimiz sezon yakaladığımız puan ve sıralamanın bir adım da olsa yukarısında olmaktı. 49 artı puanı hedef olarak önümüze koyduk fakat ligin aldığı seyir geçen yıldan çok farklı olduğu için geçen yılın 49 puanı bu yılın 55 puanına tekabül ediyor. Ve koyduğumuz hedefi matematiksel olarak yakalayamamış gözüksek de bence o hedefi yakaladık.

Kulübümüzü genel olarak değerlendirdiğimde ise ; Gençlerbirliği kulüp yapısı olarak alt yapıya verdiği önem ile ülke çapında büyük bir örnek oluşturuyor. Türkiye ligleri için bir futbolcu fabrikasına benzeyen bu yapının başarısına bakmak için çok uzağa gitmeye gerek yok. En basitinden A2 takımımızın ve daha alt yaş gruplarındaki takımlarımızın başarıları buna çok güzel kanıtlar… Alt yaş gruplarında hedefi şampiyonluktan başka bir şey olmayan bir kulüp yapısından söz ediyoruz.

Yine A takımımıza bu takımlarımızdan taşıdığımız oyuncularımız oldu. İlk sezonumda kupa maçlarında şans verdiğimiz genç oyuncularımız oldu. Yine bu sezon A takımımızda sürekli şekilde şans bulmaya başlayan Ahmet Çalık, U20 Milli Takımının kaptanı Artun yine U20 takımının sürekli oyuncularından İlkay kulüp olarak kazandığımız ve Türk sporuna kazandırdığımız oyunculardan sadece bir kaçı… Mesela Ahmet U15 takımımız şampiyon olurken kaptan olarak şampiyonluk kürsüsünde yer alıyordu. Yine Artun çok küçük yaşlardan itibaren hem kulübümüzde hem milli takımlarda kaptanlık -liderlik yapıyor. Gelecek yıllar da bu isimleri çok daha sık duyacağız! Ancak bu isimlere şans verebilmek için kadro olarak da belli bir istikrarı yakalamak gerekiyor. Maalesef 7-8 transferle başlamak zorunda olduğumuz bir sezonda çok da kolay olmuyor . Ülke olarak her şey olup bittiğinde kimse bunları, alt yapıdan takıma çıkardığımız oyuncuları değil skorları ve sonuçları konuşuyor. Bu da bir başka üzücü nokta ve ülkede teknik direktörlerin elini kolunu bağlayan bir başka konu…

Tüm bu süreçte taraftarımızın her geçen gün artan desteği ve gücünü inkar edemem. İlk geldiğim günlerde 2-3 bin civarında bir maraton tribünü doluluğu önünde oynarken, bu sene bu ortalamayı 7-8 bine çıkardık. Kültür olarak farklı bir kültürü temsil eden Gençlerbirliği taraftarı ülkemiz içinde olumlu bir örneği temsil ediyor.Ben Gençlerbirliklilerin sayısının bundan sonra da giderek artacağını düşünüyorum.

Son olarak Ankara’nın bendeki önemini belirtmek isterim. İlk geldiğim günlerde Belçika’yı çok özlüyordum. Ama zamanla bu öyle bir hal aldı ki izinlerimde Belçika’ya gittiğimde Ankara’yı özlemeye başladığımı hissettim. Bunda Gençlerbirliği’nin büyük bir payı var ama sadece Gençlerbirliği olarak da kısıtlayamam. Burada dostluklarım ve oluşan arkadaşlıklarım var. İlk görev yerim yani ilk göz ağrım…Bunun verdiği yoğun bir duygusallık var… Gençlerbirliği kulübü ve taraftarlarını olduğu gibi Ankara’yı da hiç unutmayacağım…

Bana bu iki yıllık süreçte yardımcı olan başta Sayın İlhan Cavcav’a , yönetim kurulumuza, kulüp çalışanlarımıza; tribünde desteğini hiç esirgemeyen taraftarlarımıza ve saha içinde-dışında kader ortaklığı yaptığım teknik ekibim ve oyuncularıma her şey için çok teşekkür ediyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder