Gençlerbirliği Teknik Direktörü Fuat Çapa, kulübün resmi internet sitesi olan www.genclerbirligi.org.tr 'den taraftarlara iki yılın değerlendirmesini yaptığı bir veda konuşması yaptı:
Saygı değer Başkanımız İlhan Cavcav,Yönetim Kurulu ve
Gençlerbirliği taraftarı,
Sizinle iki yıldır yapmış olduğumuz kader ortaklığının
sonuna geldik. Bunlar profesyonel yaşamın her alanında olan ve anlayışla
karşılanması gereken hadiselerdir. Kimi zaman kulübün gelecek planı teknik
direktöre, kimi zaman da teknik direktörün gelecek hesabı kulübe uymayabilir.
Bunlar gayet doğaldır. Biz de aile içinde böyle bir fikir ayrılığına düştük ve
çok sevdiğim, ilk göz ağrım dediğim Gençlerbirliği’nden kulübümüzle yaptığımız
uzun değerlendirmeler sonucunda ayrılmaya karar verdim.
Özellikle bu iki yıllık süreçte gerek taraftarımız gerekse
yönetimimizle çok güzel günler yaşadık. Başkanımız İlhan Cavcav’ın bize sunmuş
olduğu çalışma ortamının yanında verdiği destekleri unutamam. Türk futbolu için
büyük bir değer olan Başkanımız İlhan Cavcav gibi hem futbolu hem yöneticiliği
çok iyi bilen biri ile çalışmak beni son derece mutlu etti.
İlk olarak
taraftarlarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılarla karşılıklı fikir alış verişinde
bulunduk. Sizlerle bağımı koparmamak adına da bu toplantıların olmadığı
dönemlerde sosyal medyada iletişimi kesmemeye çalıştım. Çünkü Gençlerbirliği
hepimizindi ve bu birlikteliği de büyük oranda sağladığımızı düşünüyorum.
İlk geldiğim günlerde kulübün içinde bulunduğu süreçten
dolayı zor günler geçireceği iddia edilse de ekibimize güvendik ve ekibimizle
azımsanmayacak sonuçlar elde ettik. Takımımızın ilk on birine yerleştirdiğimiz
oyuncuların sezon sonunda farklı kulüpler tarafından bonservis bedelleri
ödenerek alınması da ekibimizin başarısını gösteriyor. Aldığımız 49 puan ,
averajla bizi Avrupa Kupaları Play Off mücadelesinin dışında bırakırken normal sezonu 9.tamamladık.
Üzerimizde yer alan 5.takımın 50, 6-7 ve 8.takımın da 49 puanda sezonu tamamlaması
tablodaki yerimiz açısından herkesi fikir sahibi yapabilir.
Bu sezona da belirtmiş olduğum gibi on birimizden oyuncular
kaybederek başladık. Tum-Soner ve Yasin 27 gol atmıştı ve bu sezon onların
ayrılması demek gol gücümüzün %60’ını kaybetmek demekti. Hazırlık döneminde ilk
işimiz bu isimlerin yerini doldurmaya çalışmak oldu. 7-8 tane oyuncu transfer
ettik. Ligin ilk bölümünde üst sıralarda kalarak iyi bir tablo sergiledik.
Sonrasında kısa süreli bir düşüş yaşadık ama tekrar toparlanmayı bildik. Bunu da
geçirdiğimiz olumlu ve başarılı hazırlık döneminin sonucu olarak görüyorum.
İlk yarı sonunda ekip olarak hücumda zayıf olduğumuzu
düşündüğümüz için de şu anda tüm Gençlerbirliklilerin büyük bir hayranlıkla
izlediği Björn’ü takıma kazandırdık. Bildiğim bir isim olduğu için ona güvenim
tamdı. O da bu güvenimi boşa çıkarmayarak hem takımımızın vazgeçilmezi hem de
tribünlerin sevgilisi oldu. Nokta transfer olarak sayabileceğimiz ligdeki
birkaç isimden biri olan Björn, hücumdaki bu açığımızı büyük oranda kapattı. Benim için onu Ankara’ya ve Gençlerbirliği’ne
kazandırmak da ayrı bir mutluluk oldu.
Sezonun geneline dönecek olursak da daha iyi bir yerde
bitirebileceğimiz sezonu kimi zaman şanssız puan kayıpları yaşayarak bu
seviyede noktaladık. Kimi zaman takım olarak atladığımız detaylar, kimi zaman o
detaylarda etkili olan hakem kararları ile bugüne kadar geldik.
Hedefimiz geçtiğimiz sezon yakaladığımız puan ve sıralamanın
bir adım da olsa yukarısında olmaktı. 49 artı puanı hedef olarak önümüze koyduk
fakat ligin aldığı seyir geçen yıldan çok farklı olduğu için geçen yılın 49
puanı bu yılın 55 puanına tekabül ediyor. Ve koyduğumuz hedefi matematiksel
olarak yakalayamamış gözüksek de bence o hedefi yakaladık.
Kulübümüzü genel olarak değerlendirdiğimde ise ; Gençlerbirliği
kulüp yapısı olarak alt yapıya verdiği önem ile ülke çapında büyük bir örnek
oluşturuyor. Türkiye ligleri için bir futbolcu fabrikasına benzeyen bu yapının
başarısına bakmak için çok uzağa gitmeye gerek yok. En basitinden A2
takımımızın ve daha alt yaş gruplarındaki takımlarımızın başarıları buna çok
güzel kanıtlar… Alt yaş gruplarında hedefi şampiyonluktan başka bir şey olmayan
bir kulüp yapısından söz ediyoruz.
Yine A takımımıza bu takımlarımızdan taşıdığımız
oyuncularımız oldu. İlk sezonumda kupa maçlarında şans verdiğimiz genç
oyuncularımız oldu. Yine bu sezon A takımımızda sürekli şekilde şans bulmaya
başlayan Ahmet Çalık, U20 Milli Takımının kaptanı Artun yine U20 takımının
sürekli oyuncularından İlkay kulüp olarak kazandığımız ve Türk sporuna
kazandırdığımız oyunculardan sadece bir kaçı… Mesela Ahmet U15 takımımız
şampiyon olurken kaptan olarak şampiyonluk kürsüsünde yer alıyordu. Yine Artun
çok küçük yaşlardan itibaren hem kulübümüzde hem milli takımlarda kaptanlık
-liderlik yapıyor. Gelecek yıllar da bu isimleri çok daha sık duyacağız! Ancak
bu isimlere şans verebilmek için kadro olarak da belli bir istikrarı yakalamak
gerekiyor. Maalesef 7-8 transferle başlamak zorunda olduğumuz bir sezonda çok
da kolay olmuyor . Ülke olarak her şey olup bittiğinde kimse bunları, alt
yapıdan takıma çıkardığımız oyuncuları değil skorları ve sonuçları konuşuyor. Bu
da bir başka üzücü nokta ve ülkede teknik direktörlerin elini kolunu bağlayan
bir başka konu…
Tüm bu süreçte taraftarımızın her geçen gün artan desteği ve
gücünü inkar edemem. İlk geldiğim günlerde 2-3 bin civarında bir maraton
tribünü doluluğu önünde oynarken, bu sene bu ortalamayı 7-8 bine çıkardık. Kültür
olarak farklı bir kültürü temsil eden Gençlerbirliği taraftarı ülkemiz içinde
olumlu bir örneği temsil ediyor.Ben Gençlerbirliklilerin sayısının bundan sonra
da giderek artacağını düşünüyorum.
Son olarak Ankara’nın bendeki önemini belirtmek isterim. İlk
geldiğim günlerde Belçika’yı çok özlüyordum. Ama zamanla bu öyle bir hal aldı
ki izinlerimde Belçika’ya gittiğimde Ankara’yı özlemeye başladığımı hissettim.
Bunda Gençlerbirliği’nin büyük bir payı var ama sadece Gençlerbirliği olarak da
kısıtlayamam. Burada dostluklarım ve oluşan arkadaşlıklarım var. İlk görev
yerim yani ilk göz ağrım…Bunun verdiği yoğun bir duygusallık var…
Gençlerbirliği kulübü ve taraftarlarını olduğu gibi Ankara’yı da hiç
unutmayacağım…
Bana bu iki yıllık süreçte yardımcı olan başta Sayın İlhan
Cavcav’a , yönetim kurulumuza, kulüp çalışanlarımıza; tribünde desteğini hiç
esirgemeyen taraftarlarımıza ve saha içinde-dışında kader ortaklığı yaptığım
teknik ekibim ve oyuncularıma her şey için çok teşekkür ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder