Pilot takım artık bir çok takımın organizasyonunda
rastladığımız bir olgu haline geldi. Kimi birkaç alt ligden kimi yurt dışında
bir başka ülkeden bir takımla anlaşmalar yaparak hem oyuncu alış verişinde hem
de keşfedilen yeteneklerin pişirilmesinde pilot takımları kullanıyor.
Etkili kullanan kulüplerle beraber bu yapıyı sadece ismen
sürdüren de bir çok kulüp var. Pilot takımın Türkiye’de en başarılı
örneklerinden birini Gençlerbirliği sunmuştu. Asaş ile başlayan süreç daha
sonra Gençlerbirliği Oftaş’a dönüşmüştü ve bu takım son olarak da Hacettepe
olarak yoluna devam ediyor.
2007-2008 sezonunda Süper Lig’e çıkarak Gençlerbirliği’nin
karşısına dikilen Oftaş ligin ilk haftasında Gençlerbirliği’ne karşı oynayan
kadrosunda şu isimler ön olana çıkıyordu; Ferhat Odabaşı Giray Kaçar, Kadir
Bekmezci İlhan Eker, Orhan Şam,Serkan Atak,Hakan Aslantaş… Bu isimler halen
Süper Ligde farklı takımlarda forma giyiyor. O dönem alt yapıda yakalanan
jenerasyonla A takımda değerlendirilemeyen isimlerin Oftaş’a aktarılması
sonucunda müthiş bir sezon yaşatmıştı Gençlerbirliği camiasına Oftaş… Ligi de
Gençlerbirliği’nin üzerinde bitirdiler. Buradaki isimlerin bir çoğu da maalesef
efektif olarak A takımda kullanılamadılar.
Son yıllarda Türkiye’de üst düzey ligde oynayan hiçbir takım
transfer politikasını alt yapısı ile ilişkilendirerek düzenlemiyor. Ki bir çok
kulüpte transferle ilgili bir politika var mı bu da bambaşka bir soru.
Gençlerbirliği de son yıllarda transferdeki tercihlerini Balkan ekolünden
kullanıyor. Şu an hali hazırda Tosic,Tomic,Petrovic,Lekic ve Milan bonservisleri
Gençlerbirliği’nde bulunan oyuncular. Lekic kiralık olarak Gijon’da yavaş yavaş
form tutarken geride kalan 4 isimdense sadece Tosic ve Petrovic forma şansı
bulabiliyor.
Tomic,Petrovic ve Milan Partizan alt yapısından yetişmiş
daha sonra fabrikanın dışa ihraç ettiği oyunculardan. Partizan da pilot takım
olarak Teleoptik takımını kullanıyor. Gençlerbirliği-Hacettepe ilişkisine
benzer bir ilişkinin olduğu iki takım arasında son zamanlarda işler Ankara’dakinden
daha iyi yürüyor.
Partizan alt yapıdan çıkan yıldız potansiyeli olan oyuncuyu A
takıma “bulaştırmadan” önce kendisini daha rahat geliştirebileceği ve futbol
olarak taraftar baskısının uzağında kendini rahat ifade edebileceği bir takım
olan Teleoptik’e gönderiyor.
Bu sezon Gençlerbirliği’nin Hacettepe’ye gönderdiği isimlere
bakınca bunların hepsinin geçtiğimiz yıl A2 Liginde final oynayan takımdan
olduğunu görüyoruz. A2 takımının sol beki, iki stoperi, üç orta saha ve bir
forveti Hacettepe’de forma giyiyor. Bu isimlerden stoper ikilisi ve orta saha
üçlüsü sürekli olarak süre alırken diğer isimler kadroya girmekte zorlanıyor.
Bu isimlerin A takıma yani Gençlerbirliği’ne umutla dönmesi beklenirken son
yıllarda dönen oyuncu sayısının azlığı taraftarları umutsuzluğa sürüklemek için
yeterince veri oluşturmuş durumda.
Hacettepe’den Gençlerbirliği’ne geçiş yapan oyunculardan son
yıllarda en dikkat çeken isimler Artun, Uğur,Mert ve Yusuf Emre oldu. Artun
geçtiğimiz yıl 3.ligin gol kralı unvanıyla geldiği A takımda tutunamayarak bu
sezon tekrar Fethiye’ye kiralandı. Metin Diyadin’in verdiği şansı iyi
değerlendiren Uğur Milli takıma kadar yükselirken kaleci Mert 3.kaleci olarak
kadroda görev bekliyor. Yusuf Emre ise Mehmet Özdilek’in gelmesiyle dönem dönem
forma şansı bulmaya başladı. Uğur’u bir kenarda tutarsak diğer 3 isimin şu an
için bize çok büyük umutlar vaat etmiyor. Gençlerbirliği A takımında
kendilerini kabul ettirseler dahi ligde ortalama kalitenin üstünde olup
olamayacakları büyük merak konusu olmaya bir süre daha devam edecek.
Teleoptik de ise A takıma
kazandırılan oyuncuların yanında Avrupa’ya transfer olan oyucu sayısı da bir
hayli fazla. Milan, Tomic ve Petrovic bu organizasyonun bir ürünü olarak önce
Partizan’a ardından da Gençlerbirliği’ne transfer oldu.(Petrovic Blackburn
transferinden sonra Ankara’ya geldi.)
Diğer birkaç isime göz attığımızda
ise imrenilecek bir yapı çıkıyor karşımıza: Danko
Lazovic,Mitrovic,Nastasic,Marco Scepovic,Sulejmani ve Partizan’ın bu sezon çok
şey beklediği isimlerden olan Jojic…
Geçtiğimiz günlerde basında yer
alan bir haberde Gençlerbirliği’nin alt yapısındaki yeni hamle olarak “Çevre
illerdeki kulüpler ve beden eğitimi öğretmenleriyle irtibat halinde olunarak
yetenekli oyuncuların kulübe kazandırılması” planından bahsediliyor. Bu hayli
önemli bir atak olmanın yanında Partizan bunu hali hazırda uygulayan
kulüplerden biri. Petrovic’i de Partizan bu yolla keşfederek önce Teleoptik’e
göndermiş ardından Blackburn’e satmıştı. Onun yanında bu çevre birimler kulübe;
Kezman, Savic,Zoran Tosic,Krstajic gibi isimleri de kazandırdı.
Bu sezon yeni kurulan bir lig olan
U19 Liginde mücadele eden Gençlerbirliği U19 takımı bu “çevre” atağının bir
örneğini sunuyor kısmi olarak. Zaten yıllarca ÇSK,Tunç Altındağ gibi
takımlardan da gelen bir çok oyuncu kulüp bünyesinde bulunuyor ve bunun yanında
da okul takımında izlenerek kulübe kazandırılan oyuncular... Sadece iş bu kez daha
geniş bir çevreye ve daha derli toplu bir yönteme büründürülüyor. Bu sezon A
takımın kaptanı Ramazan bu yolla Tunç Altındağ takımından kulübe
kazandırılmıştı.
Gençlerbirliği’nin transferde ilk
kapısını çaldığı takımlardan biri haline gelen Partizan ile alt yapısında farkına
olmaksızın bir çok benzer yön bulunuyor. Bir taraf alt yapısını epey aktif
kullanarak bir diğerine oyuncu satabilirken Gençlerbirliği alt yapıdan yetişen oyuncularına
güvenme konusunda biraz daha tereddütlü davranıyor. Bu sezon “olmayacak galiba”
denilen bir anda yeniden doğan Uğur gibi birkaç isim daha çıkmazsa; Hacettepe
bir pilot takımdan çıkarak alt liglerde orta sıralara oynayan bir takım hüviyetine
kavuşması an meselesi olacak.
Bu dönem Partizan ilerleyen
yıllarda başka güçlü bir alt yapıya bağımlı olmamak için de güçlü bir alt
yapıyla yeniden bir Oftaş hikayesi yazılabilir. Hem de bir öncekinden daha
kalıcı bir şekilde olmaması için de bir engel gözükmüyor futbolcu simsarı
menajerler haricinde…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder