Diyarbakırspor şu an alt liglerde geçmiş günlerini ararken
bir çok sırrı da kendiyle beraber şimdi
o pek de görünmeyen alt liglere getirdiğini söylersek abartı olmaz
sanırım. Diyarbakırspor bir dönem “devletin takımı” unvanını almış ve devamlı
federasyon ve devlet tarafından kollandığı iddia edilmişti.
Gazeteci Faruk Arhan’ın bu tarz iddiaları ve “bilinen”
Diyarbakırspor haricinde “bilinmeyen” Diyarbakırspor’u anlattığı
“Diyarbakırspor; Düğünde Kalabalık, Taziyede Yalnız” kitabı İletişim
Yayınlarından çıktı. Kitap Diyarbakır ve
Futbol başlığı altında başlıyor. Öncelikle Diyarbakır’ın genel havasının aktarıldığı
bölümde aslında Türkiye portresi de çıkartılıyor bir bakıma. 68 kuşağının
yarattığı sürecin de anlatıldığı kitapta Diyarbakırspor özelinde futbolun
gelişimi anlatılıyor. Kent profilinin anlatıldığı sayfalarda gezinirken eski
bir Yeşilçam filmindeymişçesine kendinizi kaptırdığınız an elinizdekinin bir
futbol kitabı olduğuna ihtimal dahi veremiyorsunuz Faruk Arhan’ın dilinin
etkisine kendinizi kaptırdığınızda.
Tarihi tanıklıklar üzerinden anlatılara yer verilen kitapta
birbirinden sürpriz sonuçları ve bilgileri görmek de mümkün. Örneğin Lefter’in
Mardin Kapı’da askerlik yaparken askeriyenin takımlarından Kalegücü’nde
futbolculuk yaptığını ve Diyarbakır takımlarından Ayspor’la yapılan bir maçta
yarı devre Kalegücü yarı devre de Ayspor forması giyerek iki yarıda da 3’er gol
atıp maçın 3-3 tamamlandığını çoğumuz eminim bu kitap aracılığıyla öğrenmiş
olacak.
Şimdinin “PKK Dışarı” sloganının o dönemlerde “Kürtler
dışarı” olarak dillendirildiğini söyleyen futbolcuların tanıklıklarında o
dönemki ayrımcı tutumları sahne sahne görüyoruz. Kimi maçlarda hakemin yakınına
çarpan aracın şoförü Diyarbakırlı olduğu için sahada hakkı yenir kimi zaman
hakem asker kökenlidir Diyarbakırlıları sevmez ve buna benzer birbirinden tuhaf
sebeplerle sahada rakipten başka etkenlerle de mücadele etmek zorunda kalır
Diyarbakırspor.
Ama sonraları özellikle de Öcalan’ın Türkiye’ye teslim
sürecinden sonra Öcalan’ın emriyle ülke dışına çekilen PKK güçlerinin de
etkisiyle Diyarbakır başta olmak üzere Güneydoğuda farklı bir hava esmeye başlar.
Göstermelik verilen haklarla da devlet nezdinde iş “hallolmuştur”. O dönem Diyarbakırspor için bir isim daha
sahne almaya başlar tarih sahnesinde:Gaffar Okkan… Gaffar Okkan ismini kitapta
sık sık duyuyoruz ve en karanlık dönemlerde böylelikle başlıyor aslında. Gaffar
Okkan’ın iki hedefi vardır kendi söylemiyle: HADEP’i %10’un altında tutmak ve
Diyarbakırspor’u Süper Lige çıkarmak… Gaffar Okkan hayatının son dönemlerinde
bunun için çalışmış ve o suikastten sonra da devlet politikası olarak bu hayal
devam edegelmiştir.
Diyarbakırspor’un Süper Lige çıkış sürecinde yaşanan tüm
karanlık yönlerin anlatıldığı kitapta Süper Lige çıktıktan sonraki başarılı
dönemden sonra tekrar düşüşü ve son çıktığı dönemde yaşanan tüm ırkçı
provakasyonlara değiniliyor . Önce Bursa’da başlayan ırkçı dalga tüm ülkeye
yayılıp Diyarbakırspor deplasmanlarda “PKK dışarı” diyerek karşılanır ve
milliyetçi marşlarla uğurlanır. Bu “misafirperverliklere” Diyarbakırsporlu
taraftarlar da aynı şekilde karşılık vermeye çalışınca işler daha da kötüye
gider. Son olarak Olimpiyat Stadındaki İBB maçı da artık sonun tescili olur ve
düşüş durdurulamaz. O dönemin başkanı da ısrarla kendilerinin Türk takımı
olduğunu vurgulaması da halkı da takıma karşı biraz daha soğutmaya başlar.
2009 yılından 2012 yılına kadar geçen 3 sezonda devamlı küme
düşen Diyarbakırspor şu an ki son halini almış durumda ve bu sezonda maddi imkansızlıklardan dolayı
deplasmanlara gidemiyorlar. Faruk Arhan’ın deyimiyle bir Bilbao ya da Barcelona
olsun diye gözlerinin içine bakılan Diyarbakırspor hikayesi hazin bir şekilde
devam ediyor. İstiklal Marşına ile Herne Peş’in karşılıklı söylendiği tribünler şimdi
sessiz ve sahipsiz yönetim de farklı değil; yani tam manasıyla: Düğünde
Kalabalık, Taziyede Yalnız…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder