Sırbistan’da hafta içi çok sıcak geçti. Arnavutluk maçı öncesinde geliyorum diyen kriz, gelip çattığında kimse şaşırmadı aslında. Türkiye Milli Takımı’nın başarısızlığı için “hafta sonu derbi var, her şey unutulur derbi konuşulur” vurdumduymazlığı Sırbistan için geçerli değil. Hafta sonu derbi var ve bunun anlamı, ortamın sıcaklığı düşmeden bir başka büyük gerilim Belgrad’ı bekliyor olacak.Partizan-Kızılyıldız Cumartesi günü 147. Veciti (Ebedi) Derbi’ye çıkacak.
1946 Paskalyası’nda başlayan mücadele her geçen yıl dozu artarak devam eden bir gerilim filmine dönüşüyor. Sahada oynanan futbol hiç bir zaman size güzel futbol vaat etmez ama her zaman kendisini izletecek tetikleyici bir unsuru içinde barındırır.
Ligin kalitesi artık tartışılamayacak seviyede düştü. Milli takım ligden beslenemiyor desek abartılı bir cümle olmaz. Son iki maçlarındaki kadroya baktığımızda Ermenistan maçında, Jelen Superliga’dan hiçbir oyuncu ilk on bire giremedi. Arnavutluk maçında ise sadece bir oyuncu forma giyebildi. Ligden takıma katılan oyuncu sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Gençlerbirliği’nde sezon başından bu yana fırsat bulamayarak 131 dakika sahada kalan Radoslav Petrovic, kadroya sürekli davet alabiliyor. Önceki maçlarından ve performansından dolayı cepten yemek gibi gözükse de ligde o bölgeye alabilecekleri güvenecekleri, alternatif olur diyebilecekleri bir isim olmaması en büyük etken. Dick Advocaat ile yeni umutlarla yeni bir “yapılanma” yoluna girmesi beklenen Sırbistan Milli Takımı’nın ve futbolunun işi kolay değil gibi gözüküyor.
Kağıt üzerinde üst seviye diyeceğimiz oyuncuların, bir türlü kusursuz bir yapboz görüntüsü çizememelerine halen bir çözüm bulunamadı. Danimarka, Portekiz, Arnavutluk ve Ermenistan’ın yer aldığı gruptan çıkamamaları durumunda “yapılanma” sürecinin başa saracağı da bir sır değil. Ülke futbolunun genel halinden pazar günü oynanacak derbiye dönecek olursak iki takımın bu sezonunu değerlendirmeyle başlayalım. İki takım da ligde mağlubiyetsiz devam ediyor ama dolu dizgin sıfatını verebileceğimiz takım 7 maçta 7 galibiyet alan Partizan. Kızılyıldız ise 8 maçta 6 galibiyet iki beraberlik aldı.
Kadrolara baktığımızda daha formda olan taraf da yine Partizan gözüküyor. Öne çıkan isimlerin en başında gelen kişi ise şüphesiz Karadağlı forvet Petar Skuletic! Onunla ilgili sadece rakamlar bile çok şey anlatıyor; 13 maç 12 gol 6 asist! 93 dakikada bir gole imza atan forvet Partizan’ın zaman zaman kısırlaşan futboluna kendi gücüyle yarattığı pozisyonlarla deva oluyor. Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Liginde attığı gollerle de takımını taşıyan Skuletic’in tek dezavantajı bu maçlarda ona destek olacak başka bir isim bulamaması. Skuletic ile ilgili son zamanlarda çıkan en önemli haber ise Niksic doğumlu futbolcunun geçtiğimiz hafta “Sırbistan Milli Takımı’nda oynamak istiyorum” açıklamasıydı.
Partizan’a hücumda en çok katkı veren isimler takımın tecrübelileri Lazovic ve İlic oluyor. Ilic artık yaşı itibariyle belli kondisyon sıkıntılarıyla uğraşsa da tekniğinden kaybettiği pek bir şey yok. Ayrıca sahada pas sayısı, gol sayısı gibi rakamlarına takılmadan bu isimlerin liderliklerini teslim etmek gerek. Takımın zor günler geçirdiği bir dönemde, maaşlarını alamayan futbolculara kendi ceplerinden ödeme yaparak krizi bertaraf etmeye çalışan kaptanlardan bahsediyoruz.
Partizan’ın çok şey beklediği ve 18-19 yaşlarındaki Zivkovic ile Ninkovic ise giderek artan performanslarıyla Avrupa pazarında rekabete yol açmaya başladılar. Savunmada ise İtalya’da yaz boyu transfer söylentilerinden düşmeyen Stankovic‘in verdiği güvenle oynayacaklar. Orta sahanın ortasında bu ara fazlaca sıkıntı yaşıyorlar. Drincic gibi sorumluluk almaktan kaçınmayan duran topları kullanabilen bir isim ile geçtiğimiz ay U21 Milli Takımında sakatlanan Brasanac‘ın yokluğu onları etkileyecek.
Kızılyıldız cephesinde ise rakamsal olarak ön plana çıkan ilk isim Djordje Rakic. Rakic, OFK Belgrad’dan çıkarak uzun bir dönem Almanya ve İtalya’da çeşitli takımlarda oynadı ve son olarak Katar macerasından sonra ülkeye dönüş yaptı. Oynadığı 8 maçta 4 gol ve 2 asist yaptı. Hücumda bir Petar Skuletic etkisi yapmasa da Kızılyıldız ona çok güveniyor. Gole ne olursa olsun ene yakın isim o.
Hücumda Kızılyıldız’ın güvenmek istediği ve yavaş yavaş forma vermeye başladığı bir diğer isimLuka Jovic. 16 yaşındaki genç forvet, hafta içinde Guardian’ın 1997 doğumlu futbolcular arasından belirlediği 40 yetenekli futbolcu arasında gösterildi. Oyunun ikinci yarısında son 15-20 dakika aralığında oyunda giren Jovic, böyle bir maçta sorumluluk alabilecek bir durumda olmasa da golcü kişiliğiyle Kızılyıldız için çok şey vaat ediyor.
Sezon başında Kızılyıldız’ın hücumdaki en büyük kaybı hiç şüphesiz Nenad Milijas oldu. Sezonun ilk 3 haftasında Kızılyıldız forması giyen tecrübeli isim kaptan olarak çıktığı 3 maçta 3 gol iki asist yaparak oyuna etkisini gösterdi. Ama bu güzel tablo Kızılyıldız için çok da sevindirici değildi. Çünkü ligin ilk haftası oynanan maçın ardından Milijas, Manisaspor’la anlaştığını açıkladı ve son iki maçta gösterdiği performans mutluluk yanında “Keşke gitmese/ydi” iç sesleriyle ızdırap oldu Kızılyıldız tribünlerine! Ayrılıktaki en temel etkense finansal krizdeki kulübün mali yapısı. Uzun süredir alacaklarını alamayan futbolcular Partizan’daki gibi greve gitmeseler de her zaman bunu bir seçenek olarak söylemde tutuyorlar. Uzun zamandır ödenmeyen paralar var, örnek vermek gerekirse Gençlerbirliği forması giyen Dusko Tosic‘in bile oynadığı dönemden alacağı bulunuyor. Genel Sekreter Zvezdan Terzic, bunun bir plan dahilinde ödeneceğini daha yeni duyurdu. Zaten Şampiyonlar Ligine katılma hakkı kazanan takım bu ve benzer nedenlerle turnuvalardan men edilmiş yerine Partizan katılmıştı. Milijas şu an Manisaspor formasıyla da ligde çıktığı 5 maçta 2 gol ve 2 asist yaptı.
Kızılyıldız hücumda bu tecrübede ve skora direkt etki eden bir isimden yoksun kalması büyük bir handikap. Teknik Direktör Nenad Lalatovic, Milijas’ın görevlerini Darko Lazovic‘e verse de o etkinlik henüz sağlanabilmiş değil. Ama oradaki performansı Lazovic’e milli formayı yeniden kazandırdı. Kanatlardan Sırbistan kadar etkili olamadıkları bir gerçek. 8 maçta forma giyen Nejc Pecnik‘in sadece bir asisti olması rakamsal olarak da durumu ortaya seriyor. Hücuma top taşıma işini yüksek ihtimal Lazovic’e bırakacaklar bu maçta da.
Kızılyıldız her ne kadar ligin 9.haftasını oynayacak olsa da geç gelen transferler, beklenmedik ayrılıklarla henüz bir yapı oturtabilmiş değil. Bunun sıkıntılarını yaşıyorlar ve bu maça da bu handikaplarla çıkacaklar.
Veciti Derbi hakkında bir şeyler söyleyip tribünleri es geçmek olmaz. Çoğu zaman sahada oynanan futbolun önüne geçme konusunda hiç bir sıkıntı yaşamayan tribünler bu maçta da ön planda olacak. Son zamanlarda Sırbistan’da “birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde…”diyerek bazı konularda ortak tepkiler verdiklerini söylemek mümkün. Bunun taze örneklerinden biri Gay Pride yürüyüşüydü. Homofobiyi besleyen ve bunu yaygınlaştıran en etkili gruplardan biri de Sırbistan’da tribünler. Aşırı sağcı Dveri hareketi “homoseksüelizm ideolojisi” karşıtı olduklarını ve bunun için savaşacaklarını söylemesinin ardından tribünler de taraftarları sokağa çağırmıştı. Bunların başını çeken iki büyük tribün şüphesiz ki Partizan ve Kızılyıldız’ın! Hem Grobari hem Delije, Sırp aile yapısı vurgusu ile yaptıkları çağrı metinlerinde yürüyüşü iptal ettirmek istediklerini belirtiyorlardı. Burada bir araya gelinip, polisle omuz omuza çarpışılmasa da ortak bir kararla sokağa indiler. Yine son Arnavutluk maçı Partizan’ın stadında oynanmış olsa da, şehir müdafaası adına Kızılyıldız cephesi de sözlerini söylemiş ve UÇK’lılarla ilgili “derin duygularını” dile getirmişlerdi.
Kızılyıldız tribün grubu Delije’nin tribünlerdeki son vakıası ise Novi Pazar maçında olmuştu. Novi Pazar maçında rakip tribünü kızdırmak için önce Türkiye bayrağı yaktılar ardından da Fenerbahçe ve Türkiye aleyhinde küfürlü tezahüratlarla maçı tamamladılar. Bunun benzerlerini Partizan-Beşiktaş maçında görür müyüz, kesin bir şey söylemek güç. Ama Tottenham maçında Yahudilere hakaret içerikli pankart açan bir tribün için; Beşiktaş ve Türkiye aleyhinde açılacak bir pankart, söylenecek bir söz çok da şaşırtıcı olmayacaktır.
Maça günler kala Sırbistan’da internet sitelerinin “Derbiyi unuttunuz mu?” diye sormasından da anlaşılıyor ki milli maç bir çok şeyin önüne geçti. Ama maç saati ve günü yaklaştıkça Belgrad yeniden ısınacak ve keyifli futbol izlemek şimdilik hayalcilik olsa da; tribünler ve gerilim hep bu derbiyi önemli kılacak.